Kurtuluş TAYİZ
Afrin’e yönelik askeri harekatın eli kulağında; operasyon bugün ya da yarın başlayacak. Harekatın hedefi öncelikle sınırlarımızı terörist unsurlardan temizlemek, milli güvenliğimizi tehdit eden PKK/PYD’yi Afrin’den tamamıyla söküp atmak.
Fırat Kalkanı, Türkiye için yapılması zorunlu bir operasyondu; keza Afrin de benzer şekilde Ankara için kaçınılmaz milli bir görev. Afrin, ABD’nin güney sınırlarımızda oluşturmaya çalıştığı terör devletinin en stratejik noktalarından biri. Burası aynı zamanda kurulması öngörülen terör devletinin Akdeniz’e açılacağı umudu taşınılan stratejik bir yer. Hatay ve Kilis’e askeri açıdan hakim olan Afrin, terör örgütüne terk edilirse, Türkiye’nin milli güvenliği tehdit altına girer. Eğer Afrin’e girmezsek yarın Hatay ve İskenderun’u almak için kapımıza dayanırlar ki, artık bu şımarıklığa bir son vermek gerekiyor.
ABD, kuracağını açıkladığı 30 bin kişilik YPG ordusunu Türkiye sınırına yerleştirecek. Bunun ne anlama geldiğini yeterince anladığımızdan emin değilim; ABD, bu kararla terör örgütü PKK/PYD’nin patronu olduğunu itiraf ettiği gibi Türkiye’yi açıktan hedef alacağını da ilan etmiş oluyor. Yani Türkiye’nin bekasını tehdit eden güç ABD’den başkası değil. Bu açıklama Türkiye’ye karşı bir savaş ilanı anlamına da gelir.
ABD öncülüğündeki Batı ittifakı, birleşik halde sınırımızda ülkemizi tehdit eden bir terör ordusu kurmaktadır. Bu ordunun eğitilip donatılması süreci ise aslında çoktan başlamıştır. İşlettikleri model, Türkiye’yi alıştıra alıştıra parçalamayı öngörüyor. Önce PYD/YPG’nin Suriye’nin kuzeyindeki varlığına alıştırdılar, ardından bu örgüte yardımı normalleştirdiler, sonra da bu örgüte silah dolu TIR’lar göndererek ordu kurma aşamasına geldiler. Bir sonraki adımı da zaten hepimiz biliyoruz; bu, terör devletinin ilanı olacaktır.
Türkiye, bu gidişata dur demek zorunda. ABD’nin terör ordusuna geçit verilirse ardından toprak vermeye sıra gelir. Toprak verip kurtulmak da yok, bu planın sonunda; kanlı bir yıkım var. Türkiye’den binlerce yılın intikamını almayı planlıyorlar. Planları bu toprakları kan deryasına dönüştürmektir.
O yüzden içerideki işbirlikçilere kulak asmadan sınırlarımız terörist unsurlardan temizlenmelidir. CHP, FETÖ ve PKK’nın rolü içeriyi karıştırmaktır. Bu gruba şimdi görülüyor ki bazı muhafazakarları da katmışlar. Bu ittifakı, ABD’nin terör ordusunu dağıtmaya kararlı olan Erdoğan’a karşı kışkırtıyorlar. Eğer bu terör ordusunu doğmadan dağıtmayı başaramazsak uzun yıllar Türkiye’yi bu terör ordusuyla savaştıracaklardır. Ta ki Ortadoğu’nun kalbine “ikinci İsrail”i saplayana kadar.
AK Parti ve MHP ittifakı, Türkiye’nin bekası için mücadele eden güçleri birleştirme adına doğru bir adımdır. Türkiye’nin birliğini ve bütünlüğünü hedef alan ABD destekli saldırılara karşı milli güçlerin de birleşmesi şarttır.
ABD bir yandan Türkiye’ye karşı terör ordusu kurarken diğer yandan da içeride Erdoğan’ı devirmeyi amaçlayan CHP, HDP, İyi Parti, FETÖ ve PKK’dan müteşekkil “siyasi ordu” oluşturmaktadır. Beka mücadelesi veren Ankara, ne terör ordusunun ne de içerideki “siyasi ordu”nun gözünün yaşına bakmalı. Milli mücadelenin ruhuna uygun hareket edilmeli, kanunlar da bu gerçeğe göre uygulanmalı. Devlet acırsa acınacak hale gelir, bunu unutmayalım.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019