Kurtuluş TAYİZ
Trump’ın sosyal medya hesabından attığı tweet ile duyurduğu “3. Dünya Savaşı” başlamadan bitti. Trump, Esed’i vuracak füzeleri atmayı belirsiz bir tarihe erteledi. Fakat bu arada ABD, Fransa ve İngiltere ile safları sıklaştırarak Suriye’ye biraz daha yerleşti. Suriye’den çekilmeyi tartışan ABD, donanmasından yeni bir uçak gemisini Akdeniz’e sevk ederek Ortadoğu’dan kolay kolay çekilmeyeceğini de böylece dünyaya göstermiş oldu.
ABD ve Avrupa, bir yandan Rusya’yı sıkıştırmayı sürdürürken, diğer yandan da Ortadoğu’yla ilgili planlarını derinleştiriyor. Suriye’deki hesapları daha bitmedi. Irak’ta olduğu gibi Suriye’de de PKK/PYD’nin dahil olduğu, temsil edildiği yeni bir siyasi düzen inşa etmeye çalışacaklar. Planları arasında İran’a yönelik müdahale de var. Türkiye ise Batı için şimdilik zorlu bir hedef.
Batı ittifakının zamanla sınırlarımıza kadar yaklaştırdığı bu kanlı senaryoya karşı Ankara “savunma” ile değil “taarruz”u içeren bir aksiyon planıyla karşılık verdi. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonları ile Türkiye, kendi bekasını tehdit eden ABD ve Avrupa’ya güçlü mesajlar gönderdi.
Batı sistemi, diğer konularda olduğu gibi “kimyasal krizi”nde de her zamanki gibi ikiyüzlü hareket ediyor. Esed’in konvansiyonel katliamları kimyasal saldırılarıyla kıyaslandığında çok daha fazla can alıyor. Bu konuda bugüne kadar hiçbir şey yapmadılar.
ABD ve Avrupa, Esed gibi kanlı bir katilin arkasına saklanarak, onun işlediği cinayetleri kendilerine kalkan yaparak Ortadoğu’da kendilerine alan açıyorlar. Esed faktörünü, hep bu coğrafyayla ilgili planlarını derinleştirmek için kullandılar. Aslında Esed ile ABD’nin desteklediği PKK/PYD’nin Suriye’de işlediği insanlık suçları, cinayet ve yol açtıkları yıkım hiç de birbirinden farklı değil.
PYD/PKK’nın, Suriye’nin kuzeyindeki nüfus yapısını alt üst etmesini, 2 milyon Arap, Kürt ve Türkmen’in tehcire uğratılmasını ve binlerce insanın da katledilmesini sağlayan güç yine ABD ve Batılı ittifak güçlerinden başkası değil.
Kaldı ki, Esed’in Suriye’de her geçen gün biraz daha fazla cinayet işlemesini, katliam gerçekleştirmesini sağlayan güç de ABD’nin bizzat kendisi. Esed’in kanlı eylemleri ne ABD’yi ne de bölgede desteklediği PKK/PYD’nin temize çekebilir. Türkiye ne Esed’in varlığına göz yumabilir ne de ABD’nin silahlandırıp kanlı katliamlar yapmasını sağladığı PKK/PYD’nin varlığını unutabilir. Ankara için ikisi de eşit ağırlıkta suçlardır ve karşı çıkılması gereken eylemlerdir.
Suriye’de krizin patladığı ilk yıllarda Ankara, ABD ve Avrupa ile birlikte hareket etmeye gayret gösterdi. Ancak çok geçmeden ABD’nin bölgede DEAŞ ve PYD’yi kullanarak bu coğrafyayı dizayn etmeye çalıştığı ortaya çıktı. Ankara, o tarihten itibaren Suriye konusuna daha soğukkanlı yaklaşıyor. PKK’nın Güneydoğu’yu Suriye’ye çevirmeye dönük giriştiği hendek terörü ve FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında ABD’nin olduğu ve Türkiye’nin bekasının tehdit edildiği anlaşılınca Ankara savaş baltalarını alarak kendisini savunmaya başladı. Ankara, bundan sonra Suriye politikasında hiçbir uluslararası güce angaje olmadan, kendi çıkarlarını esas alarak yola devam edecektir. ABD’nin dış politikasının uzantısı olmak Türkiye’yi bölünmeye götürür ki, Ankara bu noktayı çoktan aşmış durumda.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019