Kurtuluş TAYİZ
Uludere’de 34 köylünün hayatını kaybettiği katliamın üzerinden 25 gün geçti. Ancak olayla ilgili sır perdesi hâlâ aralanmadı. Yürütülen gizli soruşturmanın nasıl sonuçlanacağı da merak konusu; zira şu âna kadar sadece bir albayın açığa alındığı söyleniyor. En azından kamuoyunda Uludere soruşturmasıyla ilgili pek ümitli bir beklenti yok. Özellikle de bombalamada yakınlarını kaybeden Gülyazı ve Ortasu köylüleri gizli soruşturmaya kuşkuyla yaklaşıyor. Devletin sessizliği Kürtleri endişelendiriyor, demek daha doğru olur.
34 vatandaşımızın sınırda bombalanarak feci şekilde öldürülmesi yakın tarihin en büyük toplu cinayetlerinden biridir. Tarihe de böyle geçecektir. Bütün yönleriyle aydınlatılmadığı sürece de Uludere, kara bir leke olarak tarih sayfalarındaki yerini koruyacaktır.
Uludere olayı ne idari ne de adli bir olaydır; bu yüzden idari ve adli soruşturmaların yanında Meclis iradesinin de kaçınılmaz olarak bu araştırmaya dâhil olması gerekiyor. İdari veya adli soruşturmayı tümden önemsiz görmüyorum elbette, fakat şunu anlamamız gerekiyor; Uludere’deki ölümler toplu bir katliam özelliği taşıyor, kurbanlar ise ayrı bir etnik kimlikten geliyor, yani Kürtler... Zaten ilk günden itibaren Uludere siyasi bir krize yol açmıştır. BDP, devleti, Kürtleri toplu katletmekle suçlamıştır; yani görüldüğü gibi Uludere ciddi bir etnik ayrışmaya kaynaklık edecek nitelikte bir faciadır. Bence özellikle de olayın bu kısmı anlaşılmalıdır.
Uludere faciasıyla ilgili bence şu âna kadar “olumlu” olarak addedeceğimiz tek ciddi gelişme, Meclis’te bir Uludere komisyonunun oluşturulmasıdır. 08.01.2012’de TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bünyesinde bir alt komisyon kuruldu. Komisyonda AKP’den beş, CHP’den iki, BDP ve MHP’den ise birer üye yer alıyor. Bu hafta Uludere’ye gitmesi gereken komisyon, BDP’li üyenin yurtdışında olması sebebiyle gelecek hafta 1 şubatta çalışmalarına başlayacak. Komisyona başkanlık eden AK Parti Ordu Milletvekili İhsan Şener ile sohbet etme imkânı buldum. Uludere komisyonunun Susurluk’tan sonra Meclis’te kurulan “olay merkezli” ilk komisyonlardan biri olduğunu söyleyen Şener, “Sadece Uludere olayını araştıracağız, Susurluk Komisyonu gibi çalışacağız” dedi. Doğrusu bu sözler bana çok iddialı geldi, fakat İhsan Şener’in sesi gayet heyecanlıydı. Şener komisyonun hedeflerini şöyle anlatmaya başladı: “Biz Şırnak’a taziye ziyareti yapmaya değil, Meclis İnsan Hakları Komisyonu olarak 34 vatandaşımızın öldürülmesini araştırmak için gidiyoruz. Susurluk Komisyonu gibi olaydan kurtulan isimlerle mağdur yakınlarını dinleyeceğiz, orada yaşayan vatandaşlarla birebir konuşacağız; olay yerini inceleyeceğiz, Kaymakam, Jandarma Komutanı, Emniyet Müdürü, Vali, Belediye Başkanı’yla görüşeceğiz; İçişleri ve Savunma Bakanlığı’ndan ihtiyaç halinde bilgi ve belge isteyeceğiz. Hazırlayacağımız raporla ilgili kurumlar hakkında icap ederse suç duyurusunda bulunacağız. Susurluk Komisyonu gibi çalışacağız. Şimdiden söylüyorum milletvekili arkadaşlarımla biz bu olayın sonuna kadar üzerine gidecek, ne olup bittiyse Uludere’de onları öğrenmeye ve gereklerini yapmaya çalışacağız. Kaza mı, kasıt mı her neyse, inanıyorum ki Uludere’de hiçbir şey gizli saklı kalmayacak.”
Başkan Şener’e Heron görüntülerini izleyip izlemeyeceklerini de soruyorum. Malum dört saatlik bir görüntüden bahsediliyor. Soruşturmayı yürüten savcıların talebine rağmen Genelkurmay, bu görüntüleri adli makamlara göndermiş değil. Şener şunları söylüyor: “Biz Heron uzmanı değiliz, çok anlamayız da nasıl bir şey olduğunu; ama bölgedeki inceleme sonucunda gerekirse o görüntüleri de izlemek için talep ederiz. Bizi sınırlayacak herhangi bir engelle karşılaşacağımıza inanmıyorum.”
Doğrusu bu görüşmeden sonra Uludere konusunda daha fazla ümitlendim. Ben Susurluk Komisyonu’nu sergilemeye çalıştığı sivil iradesiyle hatırlıyorum. Partiler üstü bağımsız bir özelliği vardı. Asker ve polisten oluşan derin bürokrasiye karşı Meclis’in iradesini ön plana çıkarmaya çalıştılar. Bugünkü komisyonun sergileyeceği performansı elbette görüp yine değerlendirme imkânı bulacağız; ama önlerinde hükümetin yapamadığını yapma fırsatı duruyor. Komisyonun devleti değil halkı savunması gerekiyor; önceliği insana vermeliler. Siyasi irade bunu henüz gösteremedi. İktidar askeri savunacağım derken, bir özrü bile çok gördü okul çağındaki çocuklarını kaybeden ailelere... Hele “operasyon hassasiyeti” için askere yapılan teşekkür Kürtleri derinden yaraladı. Bunu tamir etmek bence bu komisyona düşüyor. Kürtlerin kendilerini bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı olarak hissetmesi için Uludere özrüne ihtiyaç var. Bundan kaçınmak kardeşliğe sadece zarar verir.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019