Levent Gültekin
HDP ile görüşülüp görüşülmeyeceğine, diyalog kurulup kurulmayacağına yönelik bitmeyen bir tartışma var.
Bu konuda her parti kendi siyasi çıkarına göre bir tutum belirliyor.
“HDP ile görüşülmez” diyen ama işine geldiğinde görüşen iktidar partilerinin de “HDP ile görüşülmez” diyen bazı muhalefet partilerinin de tutumlarının temelinde parti çıkarı, yani oy hesabı yatıyor.
Siyasetçiler için parti çıkarı, Türkiye’nin bütünlüğünden, barışından, demokratik kültürünün gelişmesinden daha önemli olduğu için HDP meselesinde de Türkiye’nin yararını değil, partilerinin çıkarını esas alıyorlar.
Ülkede siyaset anlayışı öyle bir noktaya geldi ki Türkiye’nin yararına şeyler partilerin aleyhine, partilerin yararına şeyler ise Türkiye’nin aleyhine.
Türkiye’nin ihtiyacı toplumsal barış, diyalog, uzlaşma ve çoğulcu demokrasiyken partiler varlıklarını toplumda yarattıkları ayrımcılığa borçlu.
Bazısı inanç üzerinden, bir başkası mezhep, bir diğeri kimlik üzerinden yarattığı ayrımcılıkla varlığını sürdürebiliyor.
Ayrımcılıktan beslenen partiler sonra dönüp birbirini ayrımcılıkla suçluyor.
Mesele gerçekten Türkiye’nin yararını gözetmek olsaydı, yani partilerin birbiriyle görüşmesinin esasını ülke yararı, ilkeler, savunulan değerler belirleseydi, hiçbir parti birbiriyle görüşemez hale gelirdi.
Ya da tem tersine sorunu çözmek için hepsi birbiriyle görüşürdü.
Mesela iktidar partileri, bölücülükle suçladıkları HDP ile görüşmeyi sakıncalı bulurken, ‘gayri milli‘ ilan ettikleri, ‘zillet ittifakı‘ diye tanımladıkları, zaman zaman, ‘ülke düşmanı olmak‘la suçladıkları CHP ve İYİ Parti’yle görüşmeyi mesele etmiyorlar.
Esasında hepsi birbiriyle görüşürken, yanlışlarına rağmen birbirleriyle diyalog kurmaktan çekinmezken HDP ile görüşmeme konusunda da ittifak halindeler.
İktidar partilerinin bu konudaki sicillerinin nasıl olduğunu hepimiz biliyoruz.
Ülkeyi bütünüyle gözden çıkardıklarının, mevcut iktidarlarını korumak için her şeyi yapabileceklerinin, bu konuda hiçbir kırmızı çizgilerinin kalmadığının, herhangi bir politikalarının temelinde ülke yararını gözetmek olmadığının farkındayız.
Fakat muhalefet açısından da ortada tuhaf bir durum var.
HDP’li kimi siyasetçilerin üslupsuzluklarını veyahut HDP’nin bazı yanlışlarını ya da PKK ile toplumsal yakınlığını gerekçe göstererek HDP ile diyalog kurmaktan kaçınan muhalefet partileri nedense aynı hassasiyeti iktidar partileri için göstermiyor.
Üstelik HDP’yle diyalog kurmamalarının gerekçesini de ‘ülke yararı gözetmek‘ ve ‘ilkeli siyaset yapmak‘la açıklıyorlar.
Fakat ne hikmetse ülke yararı ve ilkeli siyaset hassasiyeti bir tek HDP için işliyor.
Benim merak ettiğim, eğer bazı muhalefet partilerinin, özellikle İYİ Parti’nin politikalarını ülke yararı ve ilkeli siyaset anlayışı belirliyorsa ve bu gerekçeyle HDP ile diyalog kurmaktan kaçınıyorlarsa aynı hassasiyeti ülkeyi felakete sürüklemekle itham ettikleri AK Parti için niye göstermiyorlar?
İnanç üzerinden toplumu bölen, cumhuriyet değerlerini tahrip eden, ülkede büyük bir tahribat yaratan, milyonlarca gencin geleceğini çalan, yolsuzlukları meşrulaştıran, hukuku ortadan kaldıran, yanlış politikalarla 85 milyonun hayatını cehenneme çeviren AK Parti ile diyalog kurmaktan niçin çekinmiyorlar?
HDP’nin ülkeye verdiği zarar AK Parti’den daha mı fazla?
Sevgili İYİ Partililer;
HDP ile diyalog kurmak ilkelerinize aykırı da sıklıkla ülkeyi yıkıma sürüklemekle itham ettiğiniz AK Parti ile diyalog kurmak, dahası bu partinin Meclis’e getirdiği birçok yasaya evet oyu vermek, Yargıtay üye seçimlerinde iktidarla pazarlık yapıp yargının siyasallaştırılması suçuna ortak olmak ilkelerinize niçin aykırı değil?
HDP’nin terörle arasına yeterince mesafe koymaması sizin için sorunsa, AK Parti’nin Suriye’de İslamcı örgütlere açıktan destek vermesi niçin sorun değil?
Ya da HDP’nin Öcalan ile ilişkisi sizin için sorunsa, iktidarın Öcalan ile seçim ittifakı yapması niçin sorun değil?
Ülkeye zarar verme konusunda hassas olduğunuz mesele yalnızca terör mü?
Bir partinin izlediği yanlış politikalarla ülkeyi yıkıma sürüklemesi daha mı hafif bir suç?
HDP’nin iktidarla görüşmesini yanlış buluyorsunuz.
Peki size ‘zillet ittifakı‘ diyen, sizi FETÖ’cü olmakla suçlayan AK Parti ile görüşmeniz niye doğru?
Diğer taraftan ‘bölücü’ dediğiniz HDP ile diyalog ülke çıkarına aykırıysa bütün konuşmalarında milliyetçilik üzerinden ülkeyi ayrıştıran, toplumu bölen, bu ülkenin milyonlarca evladını ırka dayalı bir milliyetçilik anlayışıyla zehirleyen MHP ile diyalog kurmak sizin için niçin sorun değil?
Mesela ‘ülkeyi yıkıma sürüklemek’le itham ettiğiniz bu iktidarın bazı politikalarında onlarla ortak gibi hareket etmek ülkenin yararına da HDP ile diyalog kurmayı bırakın en azından bu parti tabanını incitecek, daha da ayrıştıracak, toplumsal bütünlüğe zarar verecek söz ve eylemlerden kaçınmak ülkenin zararına mı?
HDP’nin masaya gelmesinden rahatsız oluyorsunuz, bu durumu ilkelerinize aykırı buluyorsunuz ama geçmişi ciddi sorunlarla dolu, kayda değer bir toplumsal tabanı olmayan Haydar Baş’ın oğlunun partisini altılı masaya davet etmekten çekinmiyorsunuz, niçin?
CHP, İYİ Parti’ye gören nispeten farklı davranıyor ama onların tavrında da ciddi sorunlar var.
Sevgili CHP’liler;
İYİ Parti kadar olmasa da benzer bir çekingenlik sizde de var.
Ağzınızı her açtığınızda bu iktidarı ‘gençlerin hayatını mahvetmek‘le, ‘ülkeyi felakete sürüklemek‘le itham ediyorsunuz.
Fakat HDP ile diyalog için gösterdiğiniz çekingenliğin bir benzerini iktidar partileriyle diyalog kurmakta göstermiyorsunuz, niçin?
Mesela cumhuriyet değerlerini yıkmakla suçladığınız bir parti ile Yargıtay üyeliği pazarlığı yapmaktan çekinmiyor, Meclis’te onların getirdiği yasalara ‘Evet’ demekte en küçük bir tereddüt de göstermiyorsunuz ama HDP ile diyaloğun yolunu açacak yeterli cesareti gösteremiyorsunuz, niçin?
Eğer politikalarınızı ülke yararı belirliyorsa, bugün ülkeye daha büyük zararı HDP mi veriyor yoksa AK Parti-MHP ikilisi mi?
Meclis’te bu iki partiyle diyalog kurmakta gösterdiğiniz cesaretin yarısını ülkenin yararı, toplumsal barışın tesisi için HDP ile diyalog kurmanın yolunu açacak bir politika geliştirmekte gösteremiyorsunuz, bu durum size de tuhaf gelmiyor mu?
Diğer yandan hem İYİ Parti hem de CHP üç beş muhafazakârın oyunu almak için olmayacak işler yapıyor, tabanlarını da rahatsız edecek adımlar artmaktan çekinmiyor. Ama mesele HDP olunca birden taban hassasiyetleri akıllarına geliyor.
Muhafazakârları kazanmak için partilerindeki seküler seçmeni küstürmeyi göze alabiliyorlar ama nedense aynı cesareti HDP konusunda gösteremiyorlar.
HDP elbette sütten çıkmış ak kaşık değil.
Ciddi yanlışları ve üslup sorunları var.
Ama hangi partinin yok ki?
Diğer yandan hepimiz biliyoruz ki HDP’nin siyaset sahnesinden dışlanması, PKK’nın ekmeğine yağ sürer.
Sorunların siyaset yoluyla çözülmesi için bütün yanlışlarına, eksikliklerine rağmen HDP’nin bu konuda cesaretlendirilmesi, iyiliğe yönlendirilmesi, uzlaşmacı bir ortamın yaratılması gerekiyor.
HDP’yi dışlamak ayrımcılığı, bölücülüğü teşvik etmektir.
Diğer partiler ülkenin sahibiymiş gibi birbirinin kusurlarını, defolarını, yanlışlarını, ülkeye verdikleri zararları görmezden gelip kendi aralarında diyalog kurarken HDP’yi bunun dışında tutmak ülke yararı gözetmek değil, parti çıkarıyla hareket etmek, tam da o korktukları bölünme endişesine hizmet etmektir.
Partiler kendi çıkarları için böyle davranabilirler ama bizim toplum olarak partileri de hizaya getirecek bir yaklaşım içinde olmamız gerekiyor.
Aksi takdirde partilerin bu çıkar hesabıyla yaptıkları politikaların faturasını toplum olarak biz ödeyeceğiz.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2023
19.08.2023
19.08.2023
14.08.2023
6.08.2023
8.07.2023
3.07.2023
27.06.2023
23.06.2023
19.06.2023