Levent Gültekin
2023 seçiminin kaybedilmesinin en büyük sorumlusu muhalif siyasi aktörlerin neredeyse tamamı hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam ediyor.
Üstelik son 10 yıldır neredeyse girdikleri bütün seçimleri çeşitli ayak oyunları uğruna iktidara hediye etmelerine rağmen en küçük bir özeleştiri yapmadılar, en küçük bir sorumluluk almadılar ve en küçük bir fatura ödemeye yanaşmadılar.
Bugünkü hal ve tavırlarına bakınca son yıllarda yaptıkları yanlışlardan en küçük bir ders çıkarmış gibi de durmuyorlar.
Daha vahim olanıysa, seçim sonuçlarını değerlendirirken ‘Ne olacak canım, dünyanın sonu değil ya‘ yaklaşımı içinde olmaları.
Halbuki seçimlerden önce bu seçimin kaybedilmesini dünyanın olmasa da ülkenin sonu olarak göstermişlerdi.
Dertleri koltuk, umutları yerel seçim
Ama sırf koltuklarını korumak için ülkenin karşı karşıya kaldığı durumu hafife almaktan bile imtina etmiyorlar.
Hem sorumsuzlar hem yetersizler hem beceriksizler hem de parti ve kişisel çıkarlarını ülke yararının önünde tutmakta zerre kadar tereddüt etmiyorlar.
Bu durum bize bir kere daha gösteriyor ki mevcut muhalefet değişmeden iktidarın değişmesine ve ülke için taşıdığımız endişelerin ortadan kaldırılmasına imkân yok.
Bunca başarısızlıklarına, neden oldukları bunca ağır faturaya rağmen tek amaçları koltuklarını korumak.
Gerçi koltuklarını korumada da epeyce zorlanıyorlar.
Çünkü kaybedilmesi imkânsız bir seçimin çeşitli ayak oyunları uğurana iktidara hediye edilmesi muhalif toplum kesimi için bardağı taşıran son damla oldu.
Bu nedenle mevcut muhalif aktörlere karşı toplumda büyük bir güven kaybı yaşanıyor.
İşte bu siyaset esnafı için yerel seçimler bir umuda dönüşmüş durumda.
Yani yerel seçimlerde elde edecekleri kısmi bir başarıyla koltuklarını korumayı amaçlıyorlar.
Üstelik bunu da gizli saklı yapmıyorlar.
CHP için bazı belediyeleri koruyarak, İYİ Parti için ise yeni bazı belediyeler kazanarak rantın bir kısmını elde tutmak en temel amaç haline gelmiş.
Üstelik bunu ikili sohbetlerde dile getirmekten de geri durmuyorlar.
Yeni bir siyaset anlayışının oluşmasına, yeni aktörlerin çıkmasına fırsat vermiyorlar, muhalif toplum kesimini yeniden toparlayacak bir yaklaşım içine girmiyorlar, yaşanan yıkıma karşı etkili bir muhalefet sergilemiyorlar, ülkede yaşanan çürümeyi umursamıyorlar ve bunu durduracak bir yaklaşım ortaya koymuyorlar.
Tek gündemleri belediyeleri kazanmak.
Çünkü koltuklarını ancak o belediyeleri kazanarak koruyacaklarını biliyorlar.
Muhalif seçmenin büyük açmazı
Bu tabloda muhalif seçmenin önünde büyük bir açmaz var.
Belediye seçimlerinde muhalefetin adaylarına destek olduklarında esasında mevcut başarısız muhalif liderlerin koltuklarını korumalarına da destek vermiş olacaklar.
Yani yerel seçimlerde muhalefetin adaylarına oy vermek hem Kılıçdaroğlu’nun Akşener’in bütün bu başarısızlıklarına, yetersizliklerine rağmen muhalefet lideri olarak devam etmesine onay vermek anlamına gelecek.
Ortada devasa bir başarısızlık varken bile koltuklarını bırakmayan bu aktörlerin yerel seçimlerdeki kısmi başarıdan sonra üzerlerinde kamuoyu baskısı da kalmayacağı için koltuklarını bırakmaya artık hiç yanaşmayacağını görmek için müneccim olmaya gerek yok.
Bu iki liderin koltuklarını korumalarına destek vermek, bu iki liderin bugüne kadar yaptıklarına bakılırsa mevcut iktidarın bütün yanlışlarına rağmen devam etmesine de onay vermek anlamına geliyor.
Muhalif toplum kesimi mevcut aktörleri cezalandıralım deyip muhalefetin adaylarına oy vermediğinde bu sefer de bütün belediyeleri iktidarın kazanmasını sağlamış olacak.
Yani her iki durumda da bu iktidara destek vermiş olacaklar.
Yani ya doğrudan iktidarı destekleyecekler ya da mevcut aktörlerin yerlerini korumasını sağlayarak iktidara dolaylı destek vermiş olacaklar.
Yani tam bir ‘Kırk katır mı, kırk satır mı?’ durumu.
İmamoğlu ciddi bir yanılgı içinde
Bu durumu fark eden Ekrem İmamoğlu seçimden hemen sonra bir değişim çağrısı yaptı ve bu yapıyla gidilecek yerel seçimlerin ciddi bir tehlike altında olduğuna dikkat çekti.
Değişim çalışmalarında yeterince cesur, yeterince kararlı davranamayan, ortaya sağlıklı bir değişim anlayışı koyamayan Ekrem İmamoğlu mevcut siyaset esnafıyla baş edemeyeceğini anlayınca, yani istediği sonucu alamayacağını görünce, muhalefetin bu oyununa teslim oldu ve belediye başkanlığına adaylığını yeniden açıkladı.
İmamoğlu adaylık açıklamasını da ‘Belediyeleri bu iktidara kaptırmayalım’ anlayışı üzerine kurdu.
Sanırım daha önce olduğu gibi bu sefer de Tayyip Erdoğan karşıtlığının muhalif kamuoyunu ikna etmeye yeteceğini düşünüyor İmamoğlu.
Bana kalırsa burada ciddi bir yanılgı içinde.
Çünkü toplum Erdoğan’ı asıl iktidarda tutanın çeşitli gerekçelerle mevcut muhalif aktörler olduğunun farkında.
Bundan dolayı İmamoğlu’nun, Erdoğan karşıtlığı üzerine kurulacak bir kampanyanın kazanması için yetmeyeceğini görmesi gerekiyor.
Diğer yandan bu seçimlerde İmamoğlu’nun asıl rakibi AK Parti’nin adayı değil.
Bana kalırsa Ekrem İmamoğlu’nun asıl rakibi bu siyaset esnafı.
Çünkü bu siyaset esnafının asıl amacını fark eden ve bu aktörlere mesafeli duran muhalif toplum kesimini de ikna etmesi gerekecek.
İmamoğlu’nun diğer rakibi ise kendisini, “Yukarıyı düşündüğü için İstanbul’a hizmet etmedi” diyerek ekranlarda açıkça eleştiren kimi CHP’li ilçe belediye başkanları ve siyasetçiler.
‘Gerekirse İstanbul’u kaybedelim ama partiyi başkasına kaptırmayalım’ zihniyetindeki siyaset esnafının ülke diye bir derdi olmadığı için İmamoğlu’nun kazanmaması için elinden gelen her şeyi yapacaklarını görmek gerekiyor.
Aynen Muharrem İnce’ye yaptıkları gibi.
İmamoğlu bugün adaylığını açıklayarak hem kendisini hem de muhalif kamuoyunu ‘Kırk katır mı, kırk satır mı?‘ ikilemine sürüklediğinin umarım farkındadır.
Ne yapmalı?
Peki ne yapmak gerekiyor?
Bana kalırsa birinci öncelik belediyeleri kazanmak değil, kendi koltuklarını korumak için ülkeyi gözden çıkaran şimdilerde ise belediyeler üzerinden kumar oynamayı göze alan mevcut aktörleri değişime zorlamak olmalı.
Aksi durumda hem bu siyaset esnafının belediyeleri kazanmasına hem de bu aktörlerin devamına, dolayısıyla ülkenin tahribatına ortak olmuş olacağız.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2023
19.08.2023
19.08.2023
14.08.2023
6.08.2023
8.07.2023
3.07.2023
27.06.2023
23.06.2023
19.06.2023