Mahfi Egilmez
Washington Uzlaşısının 30 Yılı
12.05.2020
1178
Bugünün dünya ekonomik düzenine biçim veren neoliberal yaklaşımlar 1970’lerde ortaya çıkmaya başladı ve 1980’lerden itibaren yaygınlık kazandı. Sovyet sisteminin dağılmaya başlamasıyla birlikte bu yaklaşım, iktisatçı John Williamson tarafından, 1989 yılında Washington Uzlaşısı (Washington Consensus) adı altında 10 ilke altında toplandı ve bu ilkeler o tarihten sonra neoliberal yaklaşımın 10 Emiri haline geldi. Giderek bağımsızlıklarını yitiren ve ABD Hazine Bakanlığı’nın güdümü altına giren IMF ve Dünya Bankası, gelişmekte olan ülkelerle program kredisi ilişkisi kurduklarında bu çerçeveyi dayattı.
Washington Uzlaşısının on temel ilkesini şöylece sıralamak mümkündür: (1) GSYH’ye oranla büyük sayılacak mali açıkları önleyecek bir maliye politikası izlenmeli. (2) Kamu harcamaları, sübvansiyonlardan, ilköğretimin, temel sağlık sisteminin ve altyapı yatırımlarının desteklenmesi gibi büyüme odaklı ve fakirleri koruma amaçlı alanlara kaydırılmalı. (3) Vergi tabanının yaygınlaştırılmasını ve ılımlı marjinal vergi oranlarını sağlayacak bir vergi reformu yapılmalı. (4) Faiz oranları piyasada belirlenmeli ve reel faiz çok yüksek olmasa da pozitif bir değer taşımalı. (5) Döviz kurları rekabetçi olmalı. (6) Kota gibi niceliksel kısıtlamaların kaldırılmasını öngörecek biçimde ithalat serbestleştirilmeli, ticareti korumaya dönük kararlar düşük ve tekdüze tarifelere dayandırılmalı. (7) Ülkeye yönelik doğrudan yabancı sermaye yatırımları serbestleştirilmeli. (8) Kamu iktisadi teşebbüsleri özelleştirilmeli. (9) Güvenlik, çevre koruma, tüketiciyi koruma ve finansal kuruluşların ihtiyat amacıyla gözetimini hedefleyen kurallar dışında kalan ve piyasaya girişi ve rekabeti engelleyen kurallar kaldırılmalı. (10) Mülkiyet hakları için yasal güvenlik sağlanmalı.
Washington Uzlaşısı adı altında toplanan bu on ilke, özellikle gelişmekte olan ülke iktisatçıları tarafından ağır biçimde eleştiriliyor. Oysa bu ilkelerin çoğu son derecede doğru ilkeler. Bu on ilke arasında yalnızca özelleştirme ve sübvansiyonların (özellikle tarıma yönelik olanlarının) kaldırılması gibi öneriler tartışılabilir. Ötekilerin tartışılır yanı yok. Buna karşılık acaba bu ilkeler bir toplumda gerçek anlamda demokrasi, yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, rekabet eşitliği, liyakatin öne çıkması, doğru, bilimsel ve kaliteli bir eğitim gibi temel alt yapıdan önce gelmesi gereken şeyler mi? Ya da onlar inşa edilmeden ve yerleşmeden bu ilkeleri yerleştirip yaşatmak mümkün mü? Yanıtlanması gereken sorular bunlar.
Bu soruların dışında doğrudan ekonomi alanından kaynaklanan bazı başka sorular da var. Dünya, Milattan (0 yılından) 2004 yılına kadar, yani 2004 yılda toplam 43 trilyon dolar GSYH yaratmış. 2019 yılının GSYH’si 86 trilyon dolar. Bir başka deyişle dünya 2004 yılda yarattığı GSYH büyüklüğünü son 15 yılda ikiye katlamış. Bugün yaşanan sıkıntıların temelinde bu yatıyor. Kapitalizmin yarattığı açgözlülük ve dizginlenemez büyüme hırsı, doğanın bozulmasına, ormanların, tarım alanlarının yok edilip binalara dönüşmesine özetle geleceğin kararmasına aldırmadan müthiş bir tüketim – üretim çarkı yaratıyor. Bu çark, her şeyi öğütüyor. Önceki dönemlerde çok daha denetimli büyüyen kaydi para denetimden çıkıyor, türev ürünler biri on göstererek büyümeyi özendiren bir ortam yaratıyor. Bunlar kuşkusuz doğru kullanıldığında yararlı olacak araçlar. Ne var ki bu on ilke arasında doğru kullanımı nasıl denetleneceğine ilişkin bir ipucu bile yok. Denetimin zayıfladığı yerde yasa dışılığın, bilemediniz ahlaksızlığın ortaya çıkması kaçınılmaz oluyor.
Washington Uzlaşısı, daha fazla büyümeye yönelik ekonomik koşullar için altyapı değişikliğine ağırlık vermeden önce demokrasinin yaygınlaştırılması, yargının ve denetimin bağımsızlaştırılması, eğitimin bilim temeline oturtulması konularına ağırlık verseydi bugün çok daha iyi bir dünyada yaşıyor olacaktık.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.12.2025
8.12.2025
2.12.2025
27.11.2025
14.10.2025
7.10.2025
7.10.2025
7.10.2025
3.09.2025
2.09.2025