Markar ESAYAN
Geçen hafta merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın mezarından çıkartılan naaşında yüksek dozda zehir bulunduğuna dair Bugün gazetesinin haberi gündeme bomba gibi düştü. Adli Tıp zehrin tipini reddetti ve haberi yalanladı ama, “bazı bulgulara ulaşıldığını” da ifade etti. Açıklamanın bu tarafı muğlâk olduğu için ilk elden henüz kesin bir bilgiye sahip olamadık. Ancak gazeteler haberlerine devam ettiler. Zehrin ismi o olmayabilirdi ama, yüksek dozda zehir bulunmuş, toprak analizleri yapılmış, toprakta ise bu zehre rastlanmamıştı. Önümüzde nihai raporun savcılığa ulaşmasına az bir vakit var. Umarım kamuoyu hızlı ve kâfi miktarda bilgilendirilir. Çünkü bu, hem derin devlet yargılamalarını, hem de derin devletin hâlâ gölgede kalan yapısını bize net olarak gösterecek önemli bir adım olacak.
Biliyorsunuz Özal ölmeden hemen önce bir Orta Asya gezisine çıkmıştı. Ziyaretin son gününde, Kazakistan’da babasıyla yaptığı bir görüşmeden bahsetti Ahmet Özal. “Bana, risk alarak aktif siyasete döneceğini, ülkenin en önemli meselesinin Kürt sorunu ve PKK olduğunu, bu sorunu kesinlikle çözeceğini söylemişti” diyor. ANAP hükümetinin Çalışma Bakanı İmren Aykut da bu tesbiti başka bir televizyon programda doğruluyordu. “Bana Kürt meselesinin ülkenin en öncelikli sorunu olduğunu ve çözülmesi gerektiğini söylediğinde anlam verememiştim. Çünkü Kürt sorunu o dönemde bu kadar öncelikli bir konu değildi” diyor.
Özal eğer zehirlenerek öldürülmüşse, bunun 1988 yılındaki suikast girişiminin devamı olduğu, aynı odakların yarım kalan işi tamamladığı da kolayca söylenebilir. Özal’ın bu suikast işinin üzerine gitmemesi, tıpkı zamanında Ecevit’in kontrgerillayı fark ettiği ve üzerine gidemediği gibi, bu odağın devletin içinde ve çok güçlü olduğu sonucuna bizi ulaştırıyor. Belki de Özal’ın oğluna bahsettiği bu “risk”, siyasi değil, böyle bir tehlikeydi, yani öldürülmek. Özal belki de bunu göze almıştı. Bence Özal suikastın odağını çok iyi biliyordu.
Özal’ın Kürt ve PKK konusunda ne kadar haklı çıktığı ortada. AK Parti’nin, 10 yıllık iktidarını idrak ettiği bu günlerde, karşısında en çaresiz kaldığı konu bu. Erdoğan’ın Almanya ve Kızılcahamam konuşmalarında “Açlık grevi yoktur”, “Taban idamı istiyor” türünden açıklamaları, eleştirdiğimiz tüm diğer sebepler saklı olmak kaydıyla, bu sorun karşısında paralize olmasından kaynaklanıyor. “Açlık grevlerini şantaj yaparak Öcalan’ın eve çıkması mümkün değil” diyor Erdoğan. Doğru. Ama bu mekanik olarak böyle. Bu şantaja mahkûm olmanın nedeni kaybedilen zaman değil mi? Ona değinmiyoruz. Kürt reformunu açılım sürecinde hızlı, samimi, kararlı ve ciddi bir şekilde yapabilmiş olsaydık, bugün anadilde eğitim ve savunma gibi sorunlarımız olacak mıydı? Açlık grevleri yine olur muydu? Evet, olurdu. Örgütün gücünün reformlardan hemen sonra buharlaşmayacağı ortada. Ama boyutu, etkisi ve meşruiyeti bu düzeyde olmazdı. Her şeyden öte, hükümet, şantaja boyun eğmiş görünmemek için insanların açlık grevi yaptığını reddedecek, idam söylemine geri dönecek bir savrulma yaşamazdı sanırım.
PKK kendi mantığı içinde daha tutarlı davranıyor. PKK’dan hükümetin tercihlerine, gündemine göre davranmasını bekleyen yoksa, siyasetin acilen çok radikal bir adım atması gerekiyor. Bu sıkışmışlıktan başka türlü çıkılamaz. Bu sorun ertelenemez. Burada, sorunu müzakereci-güvenlikçi sığlığında değerlendirmekten hemen vazgeçilmeli. İkisinde de ciddi hatalar yapıldı çünkü. Zaten tam da bu parçalı algı, devlet içindeki çekişme yüzünden bugünlerin sıkışıklığı içine girildi. Kürt vatandaşların sorunu ve PKK meselesi, hak ettiği derecede derin ve iyi analiz edilmedi. Kervan yolda düzülür mantığı ile gelinen yer ortada.
Düşüncem şu: Konular siyaset bazında birbirinden ayrılmalı, yani hükümet Kürt vatandaşların taleplerini PKK’yı unutarak uygar bir devletin yapması gerektiği gibi, radikal bir paket dâhilinde ve hızla karşılamalı. PKK konusuna gelince, burada PKK ile Kürt sosyolojisini birbirinden ayıramazsınız. PKK ile verilen mücadelede sosyoloji üzerindeki etki hesabı iyi yapılmalı. Açlık grevlerine zorla müdahale etme, şu idam geri gelsin söylemi gibi tehlikeli yollara girilmemeli. Örgütle tabii ki görüşürsünüz. Ama bence bu sadece devletle değil, artık Meclis üzerinden yürütülmeli. Çünkü bizim devletimiz temiz değil. MİT krizi öyle “şu haklı bu haksız” denecek türden basit bir olay değildi. Uludere de öyle. Genelkurmay’ın başına Necdet Özel, MİT’in başına da Hakan Fidan gibi kıymetli insanları getirerek kurumları reformdan geçirmiş olmuyorsunuz.
Yoksa, evet, hükümet zaman kaybettikçe şantaja daha fazla maruz kalacaktır. Üstelik bu şantaj sadece örgütten kaynaklanmayabilir. Hükümet, kısa sürede bu ateşe su dökmeyi başaramazsa, 2023’ü göremez. Bu iş Özal gibi, bir yönüyle hükümete bir suikast denemesidir. Ve bunlar hiçbir işlerini yarım bırakmıyorlar.
PS. Yazıyı bitirdiğimde cezaevlerindeki tüm PKK’lı mahkûmların açlık grevine başlayacağını öğrendim. Bu kabaca 10 bin kişi demek. Sanırım bu yazıda anlatmak istediğim daha iyi anlaşılmıştır. İdamdan bahsetmenin, açlık grevi yok demenin cevabı olabilir mi bu acaba?
Yorum sizin.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları











































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019