Mehmet Ali ALÇINKAYA

Mehmet Ali ALÇINKAYA
Mehmet Ali ALÇINKAYA
Tüm Yazıları
DEMOKRATİK ÇÖZÜM VE BARIŞ İÇİN TARİHİ SORUMLULUK; SAYIN ABDULLAH ÖCALAN'IN ÖZGÜRLÜĞÜ, TBMM'NİN ROLÜ...
29.05.2025
548

İçinde yaşadığımız dönem, yalnızca Siyasi,ekonomik ve ekolojik krizlerin değil, aynı zamanda insanlık değerlerinin ve toplumsal ahlakın da büyük bir sınavdan geçtiği bir süreçtir. Kapitalizmin küresel boyuttaki tahakkümü, ulus-devletin tekci ve inkarcı yapıları,toplumsal çözülmeyi ve çevresel yıkımı derinlestirmektedir. Bu krizler çağında yeni bir dünya düzeni, yeni bir paradigmaya ve en önemlisi de halklar için barış ve adaletin temelini oluşturacak bir toplumsal inşa perspektifine ihtiyaç vardır. 
Kürt halkının özgürlük ve eşitlik mücadelesi, yalnızca Türkiye'nin iç dinamikleriyle sınırlı olmayan; bölgesel ve küresel düzlemde de etkileri olan tarihsel bir mücadeledir. Bugün Türkiye, bu mücadeleye barışçıl ve demokratik bir çözüm üretme eşiğindedir. Bu eşik,sadece Ankara 'nin değil, halkların, sivil toplumun, uluslararası güçlerin ve enternasyonal devrimci dayanışmanın da sorumluluğundadır.
PKK'nin 12.kongresi'nde alınan kararlar, örgütün demokratik siyasete yönelme iradesini açıkça ortaya koymuştur. Bu karar, silahlı çatışmaların sona erdirilmesi ve siyasal çözüm için yeni bir sayfanın açılması açısından tarihi bir dönüm noktasıdır.
TBMM ve Siyasi iktidar, bu süreçte artık suskun kalamaz. Demokratik çözüm, yalnızca yürütme değil, yasama organının da dahil olduğu, toplumsal meşruiyeti olan bir sureci gerektirir. Meclis Kürt sorununun çözümünü gündemine almak; araştırma komisyonları, barış ve çözüm mekanizmaları kurulmalıdır. Devlet ve hükümet derhal adım atmalı, demokratik çözüm sürecini başlatmalidir. Beklemek,ertelemek,yok saymak artık çözüm değil, krizin derinleşmesi anlamına gelir. Büyük kırılmalara neden olur.
Barış, sadece bir tarafın çağrısıyla kurulmaz. Devletler,meclisler, kurumlar,halklar,hareketler ve uluslararası dayanışma güçleri birlikte sorumluluk almalıdır Türkiye, çözüm ve demokrasi yolunda geri dönülmez bir eşiğe gelmiştir.
Sayın Abdullah ÖCALAN'IN yıllardır vurguladığı gibi barış sadece savaşın sona ermesi değildir. Barış, toplumsal uzlaşınin sağlanması,herkesin kimliğiyle,diliyle, inancıyla özgürce yaşadığı bir düzenin kurulmasıdır. Toplumun yarısını oluşturan kadınların siyasette, ekonomide ve kültürel yaşamda aktif olması, demokratik bir toplumun en güçlü dayanaklarından biridir.
Umut ve Direniş Birlikte Yürür...
Bugün insanlık iki seçenekle karşı karşıya; ya mevcut sistemin ya da daha adil, eşit ve barışçıl bir dünya için mücadele edecek Küresel Önderlik Sayın Abdullah Öcalan'ın paradigması, bu mücadelenin teorik ve pratik zemini sunuyor. Barış, özgürlük ve eşitlik isteyen herkesin, bu çağrıya kulak vermesi gereken bir dönemdeyiz.
Umut Örgütlemektir...
Eğer insanlık ortak akılla hareket ederse, Küresel Önderlik, demokratik toplum, barış, demokratik sosyalizm ve yeni bir küresel paradigma temelinde daha adil, özgür ve yaşanabilir bir dünya kurulabilir. Bu da ancak örgütlü bir halk iradesiyle mümkündür. Çünkü Umut sadece beklemek değil, harekete geçmektir.
Kutuplaşma yerine diyalog, çatışma yerine uzlaşı, inkar yerine tanıma siyasetini esas almak, toplumu yeninden inşa etmektir 
BARIŞ İÇİN ŞİMDİ, 
ÖZGÜRLÜK İÇİN ŞİMDİ.
ADALET İÇİN ŞİMDİ...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar