Mehmet Ali ALÇINKAYA

Mehmet Ali ALÇINKAYA
Mehmet Ali ALÇINKAYA
Tüm Yazıları
ROJAVA DENEYİMİ, DEMOKRATİK SOSYALİZM...
2.06.2025
485

KÜRESEL KÜRT HALK ÖNDERİ 
SAYIN ABDULLAH ÖCALAN'IN 
BARIŞ VE DEMOKRATİK TOPLUM 
ÇAĞRISI; ROJAVA DENEYİMİ,
DEMOKRATİK SOSYALİZM...

21. Yüzyılda devlet merkezli iktidar biçimlerinin krizi,  toplumsal barış ve eşitlik temelli yeni yaşam biçimlerine olan ihtiyacı artırmıştır. Ortadoğu gibi uzun yıllar savaş, otariter ve etnik -dinsel çatışmaların hüküm sürdüğü coğrafyalarda, alternatif toplumsal örgütlenme biçimlerinin ortaya çıkması tarihsel bir kırılmayi temsil etmektedir. Bu bağlamda Rojava Öz yönetimi " barış" ve "demokratik toplum" kavramlarını pratik bir gerçekliğe dönüştüren önemli bir örnek teşkil etmektedir. 
Barış, klasik anlamıyla savaşın olmaması değil, toplumsal adaletin, eşit halkların ve birlikte yaşama koşullarının sağlandığı bir yaşam biçimidir.
- Etnik,dini, kültürel kimliklerin özgürce yaşanabildiği.
- Kadınların, gençlerin ve ezilenlerin siyasal yaşama katıldığı.
- Siyasi ve ekonomik eşitsizliklerin giderildiği bir toplum idealine dayanır.
Demokratik Toplum, katılımcı demokrasiyi merkeze alan, devletin baskıcı aygıtlarına alternatif olarak toplumsal meclisleri ve komünleri esas alan bir toplumsal modeldir 
Küresel Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın teorik çerçevesini çizdiği model "demokratik konfederalizm" olarak adlandırılmıştır. Bu yaklaşım, halkın doğrudan karar alma süreçlerine katıldığı,merkezsiz bir örgütlenmeyi öngörür.
Toplumsal dönüşümün ilk adımı, emekçi sınıflar başta olmak üzere toplumun geniş kesimlerinde sınıf bilincinin ve politik farkındanlığın geliştirilmesidir. Eğitim, sendikal örgütlenme, alternatif medya ve kültürel araçlarla egemen ideolojinin kırılması ve yeni bir hegemonik anlatının oluşturulması hedeflenir.
Kolektivizm, dayanışma ve toplumsal sorumluluk gibi değerlerin yeniden üretimi; demokratik sosyalist toplumun inşasında hayati rol oynar. Ekkolojik duyarlılık,toplumsal cinsiyet eşitliği ve kültürel çoğulculuk, etik bir yeniden inşa sürecinin temel taşlarıdır.
Rojava, 2012 yılında Suriye iç savaşı sürecinde oluşan boşlukta halk inisiyatifiyle ilan edilen bir öz yönetim modelidir.
- Halk Meclisleri; Mahalle düzeyinden kantonlara kadar çok katmanlı, tabana dayalı örgütlenme.
- Toplumsal konseyler; Kadınlar, gençler,ekoloji, ekonomi gibi alanlarda faaliyet gösteren yatay yapılar.
- Kanton sistemleri; Her bölgenin öz yönetimini sağlayan,, demokratik - çoğulcu yerel yönetimler.
- Kadın özgürlüğü; Rojava' daki demokratik toplumun temel eksenlerinden biridir, kadınlar.;
    - Eş başkanlık sistemi ile tüm meclislerde yer almaktadır.
    - Kendi öz savunma örgütlerini kurmuşlardır.
    - Kadın akademileri ve Jineloji ( kadın bilimi) aracılığıyla toplumsal dönüşüme öncülük etmektedir.
Rojava ' da Kürtler, Araplar, Süryaniler, Türkmenler gibi çok sayıda etnik ve dini topluluk bir arada yaşamaktadır. Her topluluk; 
- Ana dilde eğitim hakkına sahiptir.
- Kendi kültürünü özgürce yaşama ve temsil etme hakkına sahiptir 
- Yönetim kademelerinde temsiliyet hakkı kazanmıştır.
Sayın Abdullah Öcalan'ın "Ulus - devletin aşılması" tezine dayanan demokratik toplumun inşası,  iktidarın merkezilesmesi reddedilir. Bunun yerine halk egemenliği, doğrudan demokrasi araçlarıyla sağlanır. Devlet, baskıcı aygıt değil, toplumun ihtiyaçlarını kolaylaştıran işlevi üstlenir.
Konfederal yapı Ulus - devlet sınırlarını aşarak yerel öz yönetimlerin ortak dayanışmasını sağlar.
 - Kapitalist üretim ilişkilerine alternatif olarak; 
- Kooparaatif ekonomisi kurulmuştur (tarım, eğitim, sağlık, üretim alanlarında)
- Toplumsal ihtiyaç temelli üretim öncelenmektedir.
- Kar değil, toplumun refahı ve dayanışma esas alınır.
Rojava deneyimi, Demokratik Sosyalizm, doğrudan demokrasi, kadın özgürlüğü ve kültürel çoğulculuk ilkelerini Ortadoğu'nun zorlu koşullarında pratiğe geçiren istisnai bir örnektir.
- Yalnızca bölgesel değil, küresel ölçekte demokratik toplum arayışlarına ilham verebilir.
- Devlet dışı demokratik yönetimlerin mümkün olduğunu göstermesi açısından önemlidir.
- Ancak kalıcılaşması, bölgesel bakış, uluslararası tanınma ve sürdürebilirlik koşullarına bağlıdır.
Barış ve Demokratik Toplum çağrısı, günümüz dünyasında sadece siyasal bir tercih değil; aynı zamanda tarihsel bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.
Rojava'daki demokratik toplum deneyi, bu çağrının pratiklestigi en somut ve dönüştürücü örneklerden biridir. Herşeye rağmen sürdürülen bu model; halkların kendi kaderini tayin etme hakkının, kadın özgürlüğünün ve kolektif yaşamın mümkün olduğunu ortaya koymaktadır

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (2)
  • Şaîr yazar Şahin SUSTAM

    Şaîr yazar Şahin SUSTAM

    2.06.2025 08:19

    Toplumsal halkların haklarının tabikii en doğal tabii hakkı olmakla beraber ana temel dil ve egitimin ön saflarda yer alması tüm tutsakların bu barış sürecinde ele alınması ve tüm hakların eşit düzeyde dagıtılması tabikii toplumsal halk hareketklerin dahada saglıklı olmasıdır hocam kaleminize yüreğinize sağlık zengin bilgilerinizden....

  • Koçero

    Koçero

    2.06.2025 08:16

    Evet güzel bir örnek. Bu demokratik alan sadece anlatıyoruz. Burada önemli olan bu değişim ve dönüşümü bilerek kendi yaşamımıza uygulamamak. Heleki bunu devamlı anlatıp, önümüze koyan siyasi alan. Onun gerçekliği, tamamen bu örneğin tersine işlemektedir.

Yazarlar