Mehmet BARANSU
“Artık anlaşılıyor ki; ülkeme demokrasinin geldiğini göremeden ayrılacağım bu dünyadan.”
Neydi 88 yaşında bir duayene, bunu hissettiren?
“Hayal ettiğim ülke bu değildi” demişti, son yazılarının birinde.
Demokrasi ve özgürlük hayal etmek… İstemek… Arzulamak…
Bizler için, çocuklarımız için, torunlarımız için, yarınlarımız için…
Şu sıralar ne kadar da yabancısı olduğumuz iki kelime; “demokrasi, özgürlük”.
Bir ömür onun mücadelesini vermek. Adım adım o “yaralı devi ayaklarının üstüne koyabilmek için kuşak kuşak o devi sırtında” taşımak.
Tıpkı, yazısında bahsettiği o dev gibi yaralıydı. “Torunlarımıza bırakmayı hayal ettiğimiz ülke bu değildi” demişti.
Ülkenin çıldırmış hâlini görüp, “Gene de bir hayal kırıklığı yaşamıyorum” diyebilmişti. “Hayallerinizden, ümitlerinizden, mücadelenizden vazgeçmeyin” cümlesini kurabilmişti.
İyileşeceği umuduyla, inancını hiç kaybetmemişti. Nefes almanın bile zorlaştığı bugünlerde, bu cümleleri kurabilecek, “dev” bir “çınardı” o.
“Tebessümlerin çoğalması da elbet bir gün kurtarır bu ülkeyi” diyen Çetin Altan’dı o.
O, “bizim kahramanımız Ahmet Altan’ın” babasıydı. Hayata gözlerini yumarken bile “enseyi karartmamıştı”.
Giden bir babanın, dedenin ardından, arkada kalanlara, nasıl bir teselli cümlesi kurulur, doğrusu bilemiyorum.
Ahmet Altan hatırlayacaktır: 2010’un ocak ayında, henüz dünyaya gözlerini açmış oğlum, hastanede yaşama tutunma mücadelesi verirken beni teselli etmişti; “Hiç merak etme, üzülme Allah yardım edecek, oğluna bir şey olmayacak. Sen inançlı birisin.”
Ne kadar da içimi rahatlatmıştı bu cümle. “İnançsız” olduğunu söyleyen bir isimden duymuş olsam bile…
Dedim ya, gidenin arkasından kalanlara ne denir bilemiyorum. Aslında yaşadığım, teselli edeyim derken, üzerim korkusu.
Ama…
Ahmet abi ve ailesi bilmeli ki Çetin Altan, ötelerde “çoğalttığı tebessümlerle”, onları bekliyor olacak.
Yok oluş değil bu. Rabbe yürüme, gerçek sevgiliye… Tebessümlerin eksik olmayacağı, “ebedi özgürlüğe” kanat çırpma…
Hayatıma çok sonraları girdi Altan ailesi. Ahmet Abi, Mehmet Altan, Kerem, Ali Abaday, Sanem veİbrahim… Ailem kadar yakın hissettim onları.
Ve her birini tanıdıkça, o “çınara”, Çetin Altan’a hayranlığım bir kat daha arttı.
Ahmet Abiden, babasının darbeler sonrası hapis hayatını, 1. Ordu anılarını dinledim. Kerem ve Ali’den “kahramanları” dedelerini… İbrahim’den bir aileyi koca bir “çınar” gibi nasıl toparladığını.
Neden mi bu yazı?
Altanlar için değil.
Çetin Altan’ı demokrasiyi göremeden, “yaralı bir dev” olarak aramızdan ayrılmak zorunda bıraktık. Utandım… Sadece kendi adıma değil, koca bir “Müslümanım, dindarım” diyen kitle adına…
“Dindardık”, hak yemeyecektik. Hz. Ömer’in adaletinin temsilcisiydik. Bir kurt, kenar-ı Dicle’de aparsa bir koyunu, adli ilahinin bizden onun hesabını soracağını söylüyorduk. Bir lokma bir hırkaydı amacımız. Peygamber yoluydu davamız. Demokrasi, hak, özgürlük, adalet diyorduk. Büyük büyük laflar ediyorduk.
Dünümüz de bugünümüz de ortada. İktidar, yaşadığımız, yaşattıklarımız, şimdiki kirlenmiş hâlimiz.
Rüşvet, hırsızlık, yolsuzluk, ayakkabı kutusuna sattığımız “davamız”. Baskı, zulüm, hapse tıkmalar… Kısacası son yıllarda yaptıklarımız. Ülkeyi getirdiğimiz durum.
Ağlanacak ve utanılacak hâl bizimkisi. Boşa geçen koca 13 yıl.
Çetin Altan, yine de büyüklük göstermiş. Yarınlardan ümitle söz etmiş. “Dindar ve Müslümanım” diyenlerin kirlenmişliğini görmesine rağmen. “Çalıyor ama çalışıyor” diyen Müslümana rağmen…
Düşünüyorum da… Acaba kaç kişinin “inancına”, “inançsızlığına” neden olduk, bu kirlenmiş hâlimizle. Ötede, Allah huzurunda işimiz gerçekten zor.
Çetin Altan, o yazısında aslında bizi bize anlatıyordu. Ayna tutuyordu. Tabii anlayana…
Güle güle koca çınar…
Rabbim kendisine rahmet ve merhamet etsin. Başınız sağolsun Ahmet, Mehmet abi ve tüm Altan ailesi.
(Yüksek Güvenlikli Silivri Cezaevi)
Yazarlar
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.01.2016
5.02.2016
28.12.2015
15.12.2015
9.02.2015
30.11.2015
23.11.2015
16.11.2015
9.01.2015
26.10.2015