Mehmet TIRAŞ
15 Temmuz askeri darbe kalkışmasının ardından devlet içinde ki kadrolaşmaya karşı, OHAL’e dayandırılarak, hukuksuz yapılan sayıları da yüz bine yaklaşan kadro tasfiye hareketi hız kesmeden sürerken..
Ani bir gelişme yaşandı ve hükümetin en güvenilir bakanı Erdoğan’ın sağ kolu bir yerde MİT müsteşarı Hakan Fidan’dan sonra sır küpü İçişleri Bakanı Efgan Ala’nın görevden alınması;Başbakan’a göre ise bıraktı, siyasi gündeme deprem etkisi yaratmış gibi gözükmüyor ama bu depremin artçıları gelecek gibi gözüküyor.
Fısıltı gazetesinin haberlerine ve Ankara’daki kulisler Efgan Ala’nın görevden alınmasında etken olan; FETÖ terör örgütünün üstüne fazla gitmediği, terör olaylarında istihbarata önem vermediği gibi haberler yaygın.Yalnız cemaatçilerin üstüne gidip gitmediği bir tarafa ama IŞİD terör örgütünün katliamları konusunda çok duyarsız olduğu tartışılmaz bir vaka..Hatta duyan kulağının üstüne yatan ve gören gözünü de kapatan birisi olduğu hepimizin malumu.Efgan Ala’nın Bakanlığı döneminde tam 17 defa toplu terör katliamları olmuş ve ardından çıkıp istihbarat zafiyeti yok diyecek kadar pişkin hareket etmiş, tabi Başbakan’da aynı telden çaldı..Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’a toplu terör olaylarından sonra istifa müessesi işleyecek mi diye sorulunca;her olaydan sonra istifa olursa yönetici bulamayız diyerek ciddiye almamıştı,demek ki bıçak kemiğe dayanmış gibi gözüküyor.
Efgan Ala 81 İlin Emniyet Müdürlerinden 74’nün ve MİT’te çalışan 7 bin kişiden 6.500’nün cemaatçi olduğu açıklaması gayri ciddi bulunmuş mizahi haberler ve yorumlara neden olmuştu.
Cemaat operasyonunun AKP’nin parti içine, teşkilatlarına ve Belediyelere uzanmadan siyasi ayağının ortaya çıkartılması mümkün değil..FETÖ terör örgütü AKP’nin iktidar tarihiyle boy attı,kök saldı ve potansiyel bir güç olarak karşımıza çıktı.
Açık söyleyelim FETÖ/PDY terör örgütünün en güçlü siyasi ayağı AKP’nin içinde duruyor.
Erdoğan demedi mi ne istediler de vermedik diye.Cemaatin kadrolaşmasını gündeme getirenlere karşı Erdoğan bunlar anlı secdeye gelen,yüzü kıbleye dönenler diye savunmadı mı? AKP’nin kadrolaşmada kriteri Liyakati değil de Müslüman ve Sünni olmadı mı ?
Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı Melih Gökçek cemaat bir istediyse ben iki verdim, hakkımı helal etmiyorum onlara diye açıklamaları ortada duruyor.Merak edenler internetten bunun videolarını izleyebilirler.
Yıllarca Yeni Şafak Gazetesinin Ankara temsilciliğini yapmış AKP’ye yakın gazeteci şimdi Hürriyet gazetesinde yazan Abdulkadir Selvi Erdoğan’ın yakınlarına ve Bakanlarına yapılan 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra; detaylı bir yazı kalemem almış,cemaati nankörlükle suçlamış ve AKP’e iktidara gelmeden önce, cemaatin kaç dershanesi,okulu ve yurdu olduğunu,devlette kaç tane valisi,emniyet müdürünün görev aldığını ,AKP’e içinde kaç tane milletvekili olduğunun dokümanını vermedi mi?
Aldatıldık, Milletimiz ve Rabbim bizi affetsin demekle bu iş bu kadar kolay mı?
AKP’e kendi içinde ve Belediyelerinde bulunan cemaatçileri teşhir edip yargıya teslim etmedikçe, vatandaş etrafında olan FETÖ terör örgütü üyelerini niye muhbirlesin.
Başta Erdoğan olmak üzere bazı AKP’liler partililerine çağrıda bulunuyorlar en yakınınızda olsa FETÖ terör örgüt yanlılarını fişleyin diye..
Hırsız evin içinde dururken dışarıda hırsız aramaya benzemiyor mu bu?
Geçen bir televizyon kanalında canlı yayında konuşan AKP’nin militan milletvekili Metin Külin ;ben iki yakınıma gidin devlete itirafta bulunun, teslim olun dedim diye açıkça beyan da bulundu.Hızını kesmedi Milletvekili bizim Ordu Belediye Başkanımız Kara Denizdeki bütün mobese kameralarının ihalesini cemaatçi bir şirkete vermiş diyerek, kendi partisinin belediye başkanını hedef gösteriyordu.
Erdoğan başta olmak üzere bu milletvekilinin açıklamaları FETÖ terör örgütünün en güçlü ayağının AKP’nin içinde olduğunun itirafları değil mi bunlar?
Rüşveti alan suçlu olacak ama rüşveti veren ise mağdur.
Birde ÖSYM ve KPSS sorularının çalınması konusunu başlattı AKP’liler;peki soruyu çalanı biliyoruz da çaldıran kim?
AKP’liler ve yandaş medyası bu sorunun tek tarafını anlatıyorlar?
15 Temmuz’dan sonra yapılan kamudaki personele yönelik operasyonlar baştan sona, bir hukuksuzluk skandalı içinde yürütülüyor.
Bu hamlelerin mahkeme kararlarına dayandırılmaması,mağdur olan insanların Anayasa Mahkemesine bireysel baş vuru haklarının önünün kapatılması,hukuken kabul edilir bir durum olmasa gerek.
OHAL ile ülke bir hukuksuzluğa ve polis devletine doğru hızla yol alırken, yargı bağımlı hale getirilerek,parlamento devre dışı bırakılıyor,medya özgürlüğü yok sayılıp, muhalif olan ne kadar barıştan yana gazeteci ve akademisyen varsa ya hapse atılıyor ya da işlerinden oluyorlar.İçeri alınanların mal varlıklarına el konuluyor,yakınları potansiyel suçlu ilan ediliyor.Suçun şahsiliği ayaklar altına alınan bir süreci yaşıyoruz,bu da toplum olarak hepimizde bir tedirginlik yaratıyor.
Türkiye hukuktan ve demokrasinin kuvvetler ayrılığından uzaklaştıkça iç barış daha tehlikeye giriyor, savaş tamtamcıları daha güçleniyor ve terör günden güne azgınlaşarak önlenemez bir durumda ilerliyor.
AKP’ye muhalif olan toplumun her kesimi ayırt etmeksizin ya darbeci ya da terör örgütleriyle ilişkilendirilerek nefes aldırılmıyor, bu hayra alamet bir durum değil.
AKP bize tam bir korku filmi izlettiriyor.
Muhalif olan yazılı ve görsel medya askeri darbelerde olmadığı kadar baskı altında.
Gösteri ve yürüyüş hakkı mı,o da ne oluyor?
Sahi FETÖ terör örgütünün siyasi ayağı ne zaman ortay çıkartılacak?
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025