Mensur Akgün
Korona salgını ve onun doğurduğu sorunlarla sadece ülke içinde değil ülke dışında da mücadele edilmesi gerekiyor. Her anlamıyla küresel bir sorundan söz ediyoruz.
Virüsün ulaşmadığı toprak parçası kalmadı desek yeridir. Salgının önlenmesi de, hastalığın tedavisi de, ülke ekonomilerinin yeniden işler hale gelmesi de küresel işbirliğini ve dayanışmayı gerekli kılıyor.
Devletlerin önceliği kendi ülkelerine vermeleri doğal ama işbirliği ve dayanışma olmadan bırakın yeni ve kendine yeterli düzenler kurmayı, beğenmediğimiz, haklı nedenlerle eleştirdiğimiz geçmişe dönmek bile imkansız. BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere siyasi ve iktisadi düzenleyici kurumlara, hepsinden önemlisi de düzenin işleyişinden en yüksek faydayı sağlayan ABD, Japonya, Çin, Almanya gibi ülkelere büyük sorumluluk düşüyor.
***
Neyse ki şimdiden İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa ekonomisini ayağa kaldıran Marshall Planı benzeri paketlerden, az gelişmiş ülkelere sağlanacak mali ve tıbbi destekten söz ediliyor.
BM hazırladığı raporlarla sistemin bekası için uluslararası işbirliği ve dayanışmanın önemine dikkat çekiyor. IMF kaynak ayırıyor.
Ancak bu sorumluluğu sadece parası ve gücü bizden çok olan ülkelerden bekleyemeyiz. Dünya siyasetinde iddiası olan, sistemin işlemesinden fayda sağlayan her ülke gibi Türkiye’nin de işbirliğine ve dayanışmaya açık olması gerekiyor. Ne de olsa dayanışma insani bir sorumluluk olduğu kadar siyasi bir zorunluluk da.
Tabii ki her ülke gibi Türkiye de önceliği kendisine verecek. İktisadi anlamda çalışanlarına, çalıştıranlarına destek sağlayacak, sağlık sistemindeki sorunlarını gidermeye çalışacak, eğitiminin kalitesini korumaya gayret edecek, siyasi olarak da gerilimleri azaltarak yönetişimi mümkün kılması gerekecek.
Fakat önceliğin mutlak tercih anlamına gelmediğini, öncelikler yerine getirilirken ya da getirilemezken dünyaya, özellikle de yakın çevremize karşı sorumluluklarımızı ihmal edemeyeceğimizi unutmamalıyız. Elimizdeki imkanlar nispetinde yardım sağlamak, bazen de dayanışma göstermek şart.
Nihayetinde dayanışmayı, yardımı, işbirliğini başkaları için değil kendimiz için, yani bazen bireyler, bazen şirketler ve kurumlar, bazen de ülkeler olarak kendimiz için yapıyoruz. İnsanlar başkalarına kendilerini iyi hissettikleri, ahlaken, dinen ya da farklı bir nedenle doğruyu yaptıklarına inandıkları için yardım ediyor, dayanışma gösteriyor.
Bir yakınımıza hediye verdiğimiz zaman alanın mutluluğu bize haz veriyor. Biraz daha uzaklaştığımızda hediye hazzın ötesine geçip faydacı bir kimliğe, bazen de toplumsal dayanışmanın ilk ya da sonraki adımına dönüşüyor. Mesela evlenenlere altın alıyor ama mütekabiliyet de umuyoruz.
Ülkeler için de aynı şey söz konusu. Yardım ediyoruz çünkü sonunda siyasi ve/veya ekonomik fayda görüyoruz. Üstelik salgınlarda görülecek fayda çok daha doğrudan ve çok daha anlık.
Diyelim ki İdlib’e yapılacak bir yardımın, hastanelerinin salgınla başa çıkmaları için verilecek bir tıbbi desteğin bize daha az sorun, daha az sığınmacı olarak dönmemesi imkansız.
Ayrıca yardımın güç anlamına geldiğini, istenç dışı dahi olsa güce tahvil edilebildiğini de unutulmayalım. Sosyal Antropolojinin kurucularından sayılabilecek Bronislaw Malinowski bunu daha 1920’li yıllarda Yeni Gine açıklarındaki Trobriand adalarında araştırma yaparken bulmuştu. Tatlı patates tarımı yapan köylülerin en iyi ve en büyük patateslerini komşularına ve yakınlarına dağıttıklarını gözlemlemişti.
O ve ondan sonra gelen araştırmacılar bu davranış tarzının hediyeyi veren kişiye prestij, günümüzdeki anlamıyla ikna kabiliyeti, yumuşak güç atfedilmesine yol açtığını tespit etmişti. Emile Durkheim’ın yeğeni ve aynı zamanda takipçisi Marcel Mauss’un 1925 tarihinde yazdığı, Türkçeye “Armağan Üzerine Deneme” olarak çevrilen ve alanın klasiklerinden bir haline gelen kitabında da benzeri gözlemleri bulmak mümkün.
***
Türkiye’ye dönecek olursak, kısıtlı kaynaklarıyla her yere yetişmesi prestij için de, ahlaki sorumluluk anlayışının yansıması anlamında da imkansız. Suriye’ye, Irak’a, Kıbrıs’a, muhtemelen Libya’ya destek olabiliriz. İtalya’ya, Slovakya’ya maske gönderebiliriz. Gazze’de hastane açıp, Somali’ye sağlık hizmeti sunabiliriz. Fakat dünyanın her yerine istesek de yardım edemeyiz.
Ama istersek uluslararası dayanışmanın gerekli olduğunu, Afrika’da Asya’da pek çok ülkenin bu krizin altında kalabileceğini, İran gibi ülkelere uygulanan ambargoların hafifletilmesinin şart olduğunu dünyaya anlatabiliriz. Kimseyi suçlamadan, tarihle hesaplaşmaya kalkmadan uluslararası dayanışmayı teşvik edici inisiyatifler geliştirebiliriz. Belki bu sayede kendi sorunlarımızın çözümünü de kolaylaştırabiliriz…
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.12.2025
12.11.2025
5.11.2025
2.11.2025
29.10.2025
26.10.2025
22.10.2025
19.10.2025
12.10.2025
8.10.2025