M.Şükrü HANİOĞLU
Komplo kuramları karmaşık gelişmeleri açıklama konusunda tüm dünyada yaygın biçimde kullanılan bir araçtır. Konu üzerine çalışan antropologlar bu kuramların popülerliğini çetrefil, çok katman ve aktörlü ilişkilere, erken dönemlerin animistik inançları gibi "doğrudan ve kesin" açıklamalar getirmesine bağlamaktadırlar. Ünlü mikrobiyolojist René Dubos, yirminci yüzyılda onlara gösterilen ilgideki artışın bireylerin inanılmaz bir ivme ile gerçekleşen toplumsal değişimlere ayak uydurmada karşılaştıkları zorluk ve ulaşıma açık bilginin karmaşıklaşmasından kaynaklandığını savunmuştur.
Şüphesiz günümüz gerçekliğinin karmaşıklığı ve ulaşılabilir bilginin yoğunluğu "komplo kuramları"na önemli avantajlar sağlamaktadır. Bu çerçevede, Daniel Pipes benzeri "uzmanlar"ın "Ortadoğu'da bireylerin komplo kuramlarına yatkın oldukları" benzeri, ırkçılık sınırlarını zorlayan tezlerine cevaz vermeden toplumumuzda da söz konusu teorilere yaygın ilgi gösterildiğini belirtmek gerekir. Bu iliginin tarihî kökleri bulunmaktadır.
Açıklama aracı
On dokuzuncu yüzyılda Düvel-i Muazzama'nın Osmanlı siyasetine artan müdahaleleri ve halkın "küçük sultan" adını taktığı Stratford Canning benzeri elçilerin hükûmetler üzerindeki etkileri, değişik gelişmeler ve siyasal hareketleri "yabancı komplosu" olarak nitelendirme eğilimini artırmıştı.
Bunun neticesinde Tanzimat karmaşıklığındaki bir hareket "İngiliz komplosu" olarak açıklanabiliyor, Osmanlı anayasacılığı da aynı devletin farklı bir "proje"si olarak yorumlanabiliyordu.
Bu çerçevede büyük gelişmeleri eleştirmenin en kolay yolu onların dışarıdan kurgulanmış "projeler" olarak yaftalanması oluyordu. Daha sonraki dönemden bir örnek verecek olursak, tarihimizin değerlendirilmesi en zor örgütlenmelerinden birisi olan İttihad ve Terakki Cemiyeti, "Filistin'i Siyonistlere satmayı planlayan Masonlar"ın "proje"si olarak tanımlanabiliyordu.
Bu çerçevede Cumhuriyetin kuruluşundan günümüzdeki siyasal hareketlere uzanan bir yelpazedeki gelişmeler de farklı komplo kuramları ile açıklanmasına çalışılmıştır.
On dokuzuncu yüzyıl Düvel-i Muazzaması ve 1945 sonrası ABD başta olmak üzere dünya siyasetini şekillendirmeye çalışan güçlerin bu amaçla değişik ilişkiler tesis ettikleri gizli değildir. Sorun, kapsamlı değişimler ve geniş kitleler tarafından benimsenen siyasal hareketlere sadece bu "ilişkiler"in ürünü olarak ve "komplo kuramı" çerçevesinde yaklaşılmasıdır.
Örneğin İngiltere, reformlar aracılığıyla güç kazanarak Rusya'nın önlenemez gözüken yayılmasını durduracak Osmanlı devletinin kendisine hayatî yararlar sağlayacağını düşünüyor ve bu nedenle de Tanzimat siyasetlerini destekliyordu. Ancak buradan hareketle "Tanzimat'ın bir İngiliz projesi" olduğu neticesine ulaşmak sadece fazlasıyla karmaşık bir olayı basit bir neden-sonuç ilişkisine indirgemekle kalmaz, onu anlamlı biçimde değerlendirmemizi de engeller.
Benzer şekilde İngiliz elçisi Henry Elliot'un da dile getirdiği gibi "Osmanlı liberalliği" olarak nitelendirilen anayasa hareketi de İngiltere'den ciddî destek görmüştü. Ancak Osmanlı anayasa hareketi bir "İngiliz projesi" değildi. Bir diğer örnek olarak sunulabilecek İttihad ve Terakki Cemiyeti ise sığ bir "Siyonist-Mason ittifakı" ile açıklanması mümkün olmayan bir örgütlenmeydi.
Böylesi kapsamlı hareketlerin güdümlü "projeler"e indirgenemeyeceği onlardan kendi çıkarlarına uygun siyasetler bekleyenlerin arzuları hilâfına uygulamalar gerçekleştirmeleri ile de ispatlanmaktadır. 1876-77 Doğu Krizi sırasında İngilizlerin kendilerine en yakın, tavsiyelerini dinlemeye en yatkın siyasetçi olarak gördükleri, önemli destek sağladıkları anayasacı hareketin lideri Midhat Paşa, Lord Salisbury'nin Osmanlı egemenliğini sınırlandıracak tekliflerini "hiçbir Osmanlı sadrâzamının böylesi önerileri kabûl edemeyeceği" cevabını vererek reddetmiş ve kanuni esasîyi Londra'nın talep ettiği Hıristiyanlar lehine reformları durduracak bir araç olarak kullanmaya çalışmıştır.
Benzer şekilde Siyonist hareketin tarihî gelişimi üzerine en kapsamlı çalışmalardan birisini yapan David Vital'in de belirttiği gibi "İslâmcı" II. Abdülhamid ile "Türkçü"
İttihadçıların Filistin siyasetleri özünde birbirinden farklı olmamış, Siyonistler İstanbul'da bir türlü aşamadıkları bir "Türk duvarı" ile karşılaşmışlardır.
Talât Paşa, Filistin'in İngiliz işgaline girdiği I. Dünya Savaşı'nın son dönemlerinde bile Almanların bir "Osmanlı Balfour deklarasyonu" yayınlaması talebine ayak diremiştir.
Destek ve proje farklılığı
Burada değişik güçlerin belirli hareketlere destek vermelerinin, onlardan kendi çıkarlarına uygun siyasetler beklemelerinin onları birer "proje"ye dönüştürmeyeceğinin vurgulanması gerekmektedir. Yukarıdaki örnekler üzerinden değerlendirme yaparsak, İngilizlerin Tanzimat reformları ve Osmanlı anayasacı hareketini kendi çıkarlarına uygun görerek desteklemeleri, Siyonistlerin, tekliflerini elinin tersiyle iten II.
Abdülhamid'in siyasal rakibi Jön Türklerden büyük bir değişim beklemeleri, bu hareketleri onların "projeleri" haline getirmez.
Unutulmaması gerekir ki, bu kapsam ve ölçekteki hareket ve örgütlenmelerin uzun süreli toplumsal mühendislik projeleri olarak kurgulanması ve yönetilmesi mümkün değildir.
Böylesi hareketler üzerinde etki gerçekleşebilmekte ama uzun vâdede onların uzaktan kumandası mümkün olamamaktadır. Nitekim, Osmanlı anayasacılığı ve İttihadçı örgütlenme kendi doğal seyirlerini izlemişlerdir.
Günümüz siyaseti
Komplo kuramlarının günümüz siyasetini açıklama aracı olarak kullanılması tarihî örneklerde görülen sorunlarla malûldür. Örneğin, İslâmcı hareket ile Soğuk Savaş sonrası global dönüşümden, Türkiye'deki sermaye yapısının değişimine uzanan bir yelpazedeki nedenlerin doğurduğu Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bir "ABD projesi"ne indirgenmesi, kurduğu mekanik sebeb-netice ilişkisi çerçevesinde şüphesiz karmaşık bir gelişmeyi "değerlendirme" alanında düşünsel bir rahatlık getirmektedir.
Buna karşılık, bu indirgeyici yaklaşım, karmaşık toplumsal nedenlerin doğurduğu bir düşünsel hareket ve siyasal örgütlenmeyi "anlamamızın" önünde önemli bir engel oluşturmaktadır.
İslâmcı hareket ve Adalet ve Kalkınma Partisi kapsamındaki yapıları "proje"ler olarak dışarıdan kurgulamak ve onları "yöneterek" belirli siyasetler üretmeye zorlamak mümkün değildir. Söz konusu partinin Ortadoğu'daki gelişmeler karşısında benimsediği siyasetler, tıpkı Osmanlı anayasacılığı ve İttihad ve Terakki yaklaşımları gibi, ondan farklı beklentileri olan çevreleri tatmin etmekten fazlasıyla uzaktır. Bu siyasetler, Osmanlı liberalleri ve İttihadçıların yaklaşımları gibi doğru ya da yanlış bulunabilir; ancak onları üreten yapıların özgün bağlam ve koşullar çerçevesinde değerlendirilmesi zorunludur.
Bu yapıldığında geçmiş yapıları tarihselleştirmemiz, güncel hareketleri ise anlamamız mümkün olacaktır.
"Komplo kuramları" karmaşık gelişmeleri "açıklama" alanında kolaylık sağlamalarına karşın gerçekte onları "anlamamızı" engellerler
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Unuttuğumuz savaş
19.11.2018 - İstiklâl Marşı’nı okuyarak ırkçılık mı yapıyoruz?
12.11.2018 - Otoriter ritüel ve söylemleri eleştirmek “Türklük” karşıtlığı mıdır?
5.01.2018 - “Temsilî demokrasi” krizinde Türkiye
29.10.2018 - “Millî irade-vesayet” kısır döngüsünü kırmak
22.10.2018 - Avrupa’da ne yükseliyor?
15.10.2018 - Ortadoğu Balkanlaşırken Ortadoğulu da Balkanlılaşıyor mu?
- “Sosyal medya”nın demokratikleştirici etkisi: Gerçekleşmeyen hayal
- “Liberal” düşmanlığının hedefi “liberalizm” mi?
24.09.2018 - Eğitimde reform “hukuk sorunumuz”u çözebilir mi?
16.09.2018
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları














































































ahe
Hz.İsa’yı sevince Hristiyan yada Hz.Musa’yı sevince Musevi olunmadığı gibi Hz.Muhammed’i sevince Müslüman, Hz.Ali’yi sevdiğinizde peşinen Alevi olamazsınız.. Yapulacak tek iş Alevilerin yaşam biçimlerini onaylamak, ibadet alanlarını kabul etmektir.