Münir AKTOLGA
“FAİZ LOBİSİNE” KARŞI MÜCADELEYE EVET, AMA BUNA PARALEL OLARAK AYNI ZAMANDA DEMOKRATİKLEŞMENİN DE HIZLANMASI GEREKİR!..
Sermaye iki şekilde-iki nedenle gelir ülkeye: Bir, faiz peşinde olduğu için; İki, uzun vadeli yatırım için. Bu nedenle, faizleri düşürmeye evet, ama aynı anda demokratikleşmeyi de hızlandırmanız gerekiyor. Çünkü, yatırım için gelecek küresel sermayeyi ülkeye çekebilmenin tek yolu budur. Eğer Erdoğan “faiz lobisine” karşı gösterdiği “devrimci” enerjiyi aynı şekilde demokratikleşme-çözüm sürecini ilerletme konusunda da gösteremezse bundan kazançlı çıkan sonunda gene o “faiz lobisi” olur!.
Denklem çok basit aslında! Herşey bir yana, bir şekilde dövize ihtiyacınız var! Yok diyemezsiniz, çünkü bir cari açık sorununuz var. Bu parayı ya uzun vadeli yatırımları cazip kılarak çekeceksiniz ülkeye, ya da faizleri yükselterek!..
Bu denklem, sadece küresel sermaye için değil, aynı zamanda yerli sermaye için de geçerli. Onlar da, ya eskiden olduğu gibi sırtlarını devlete dayayarak, devletin yarattığı kapalı av alanında yüksek faiz ve tekel kârı yoluyla varolmaya devam edecekler, ya da, kendilerini üretim alanında değerlendirerek, yani, daha çok yatırım yapıp daha çok üretip, ürettiklerini daha geniş pazarlara satarak. Nasıl ki, birinci yolun olmazsa olmaz koşulu sırtını dayayacak güçlü bir devlet ise, ikinci yolun olmazsa olmaz koşulu da uzun vadeli yatırım-üretim ortamının teminatı olan demokratik-güvenli bir ortamdır. Eğer bunların ikisi de yoksa o zaman onlar da alır başını gider (gidecek yer çok bu dünyada) ve siz de oturur arkasından bakakalırsınız!.
Haydi bakalım o zaman, gün şimdi bu basit gerçeğin altını çizme-içini doldurma günüdür! Madem ki Erdoğan ve AK Parti, “illa da illa Devlet” diyerek direnen “faiz lobisinin”, işi kendilerine karşı komplo düzenlemeye kadar vardırdığını söylüyorlar, ve bütün güçleriyle bu komployu boşa çıkaracaklarını ilan ediyorlar, o halde, onların hiç vakit kaybetmeden hemen demokratikleşme adımlarını da hızlandırmaları gerekiyor. Yoksa gerisi hoş bir seda olarak kalır!.
Başka hiçbir alternatifi yok bunun! Başka türlü cari açığı da kapatamazsınız zaten! Faizleri düşürdüğünüz an eğer buna paralel-eş zamanlı olarak demokratikleşme adımlarını da atmamışsanız-atamıyorsanız, sadece küresel sermaye değil, “milli” denilen o yerli sermaye de alır başını, tasını tarağını toplar başka yere gider!. Ve siz de sonra mecbur kalırsınız tekrar faizleri yükseltmeye!. Bu türden gel gitler şimdiye kadar defalarca yaşandı Türkiye’de. Bu nedenle, faizlerle oynayan-faizleri düşüren aklı başında bir ekonomi politikasının aynı zamanda demokratikleşme çalışmalarıyla da paralel gitmesi gerekir. Hatta, paralel de değil, bunu-bu türden çalışmaları bir adım geriden izleyerek uygulamaya koyması gerekir. Gerekli demokratikleşme adımlarını atarak önce bir göreceksin ne kadar sermaye geliyor. Ancak ondan sonra buna göre faizlerle falan da oynayabilirsin. Yoksa, haklıyken haksız duruma sokuverirler adamı! Ve sen de ne olduğunu bile anlayamadan bakakalırsın! En fazla bazı kredi derecelendirme kurumlarına ve yabancı merkezlere küfredersin o kadar, daha ileri gidemezsin..
Aslında AK Parti iktidarı çok önemli ve doğru adımlar attı bu yönde-demokratikleşme yönünde. Hepsi bir yana, “barış sürecini” başlattı. Ve PKK, otuz yıldır süren savaşa son vererek silahlı kadrolarını yurtdışına çekme kararı aldı, bunu uyguluyor da. Bundan daha önemli bir gelişme olabilir mi. O halde yapılması gereken, bütün dikkatlerin bu noktada toplanması, bir an önce yaratılan bu “barış” ortamının kalıcı hale getirilmesidir.
Bu nasıl yapılacak peki? Bu da bellidir aslında, ne yapıp edip Kürt sorununun çözümünü de içeren demokratik bir anayasanın yapımından geçiyor bunun da yolu. Ama bu da öyle kendiliğinden olacak bir iş değil tabi. Yani ben böyle istiyorum diyerek tek başına yapamazsın böyle bir anayasayı. Önce, senin dışında kim, kimler daha istiyor bunu, onu bir belirleyeceksin ki, ona göre bir ittifak-işbirliği politikan oluşsun.. Sadece yeni bir anayasa yapımı için değil başka herhangibir işi yaparken de geçerli bu düşünceler. Eğer bir işi yapmaya kararlıysan, önce bunu kiminle, nasıl yapacağını bilmen gerekir.
Yeni anayasa yapımı sürecinde bütün bunlar bir sır değil, herşey apaçık ortada. Kimin yeni bir anayasa yapımından menfaati olduğu, kimin böyle bir şeyi istediği ortada: AK Parti ve BDP istiyor yeni bir anayasayı..Yani, eski Türkiye’nin mazlumlarını, altta güreşenlerini temsil edenler istiyor. Önce bunu bilecek ve bir yana koyacaksın! Ha, ama öbür partilerle de ilişki gerekiyormuş falan.. tamam, bunlara birşey demiyorum, ben sadece işin özünü ortaya koymaya çalışıyorum.
“E, tamam işte, biz de bütün bunları yapıyoruz zaten” diyerek olayı geçiştirmek mümkün değildir. Çünkü, bu iş başka bir işe benzemiyor. Bisiklete binmeye benziyor bu süreç, durdun mu, tereddüt uyandırmaya başladın mı düşersin!. Yeni bir anayasa demek, yeni Türkiye’ye açılan yolda köşeyi dönmek demektir. Yani, bir tür nitelik değişimi olayıdır bu. Şu ana kadarki kazanımların kayıt altına alınması olayıdır. Yerli yabancı herkes, “bundan sonra Türkiye’de işler nasıl gidecek” bunu görecek bilecek. Aslında sadece yeni bir anayasa metnini ortaya çıkarmakla da bitmiyor iş. Buna uygun diğer yasal düzenlemeleri de yapacaksın ki herkes görsün bilsin pratikte neyi nasıl yapacağını.
Ama, sen daha bütün bu işleri yapmadan, bırakınız yapmayı, yerli ve yabancı kamu oyuna neyi nasıl yapacağını bile tam olarak deklare etmeden, tutuyorsun sistemin şu ana ilişkin hassas noktalarıyla oynamaya kalkıyorsun! Bence hata burada! Sadece faiz düzenlemesinden bahsetmiyorum, alın bir alkol meselesini! Tamam, son derece normal bir şey yapılan iş. Bütün gelişmiş ülkelerde de buna benzer düzenlemeler mevcut, ama biliyorsun ki bu konuda hassas bir kesim var ülkede. Bunlar haklı haksız, bu ayrı bir konu, ama önce bütün bu insanların bireysel özgürlüklerine, yaşam tarzlarına karışılmamasına dair endişelerini bir kaldır bakalım ortadan. Ondan sonra, göreceksiniz bakın, böyle şeyler sorun bile olmayacak. Köprüye Y.S.Selim isminin verilmesi olayı da öyle!. E, deniyor ki Y.S.Selim tarihimizde başarılı bir Sultandır. Hilafet falan onun zamanında getirilmiştir! E, ama aynı zamanda bir de Alevi yurttaşlarların var senin, onlar da daha adını bile duyunca alerji duyuyorlar bu isme. Doğru yanlış, ama gerçek bu. Başka işin mi yok da beşyüz yıl önce yaşanmış bir olayı tekrar tartışma konusu yapıyorsun!. Üstelikte tam önemli bir dönemeci dönme arifesindeyken! Yanlış! Doğru olan birşeyi yanlış zamanda yaparsan yanlış bir sonuç çıkar ortaya! Ha, insan hata yapmaz mı, elbete yapar. Böyle bir şeyi düşünmemiş olabilirsiniz daha önceden. O zaman dersiniz ki, kusura bakmayın, biz böyle düşünmemiştik, hata oldu başka bir isim buluruz. Ama onu da yapmıyorsunuz! “Faiz lobisi de faiz lobisi”! Bir de buna “uluslararası komplo” eklendi şimdi! Günaydın! Siz bilmiyor muydunuz o ülkelerin gelişmiş güçlü bir Türkiye’yi istemediklerini!. Türkiye’nin başarılarını gördükçe ayağını kaydırmak için kıskançlıklarından fırsat gözettiklerini! E, biliyorduysanız, o zaman niye illa kaşıyorsunuz ki birtakım hassas noktaları ve onlara fırsat veriyorsunuz!.
Bakın, sağa sola kızmak, bağırıp çağırmak çözüm yolu değildir. Oturun bakalım bir şu masaya. Açın önünüze yeni anayasa dosyasını. Bakın Öcalan’la konuştunuz da ne oldu, herkesin desteklediği bir barış platformu çıktı ortaya. Gene konuşun aynı şekilde. Üstelik bu sefer BDP de sizinle birlikte parlamentoda. İstenilen şeyler de öyle fazla birşey değil. Eşit vatandaşlık hakkı, etnisiteye vurgu yapmayan bir millet anlayışı, anadilde eğitimin önündeki engellerin kaldırılması ve yerel yönetimlerin daha etkin hale getirilmesi. Ne var bunlarda. Siz de istiyorsunuz bunları onlar da, daha ne uzatıyorsunuz ki işi? Hem sonra bakın, Taksim eylemcileri de kentlerin merkezi bir şekilde yönetilmesine karşı olduklarını söylüyorlar (!) yani onlar da ademi merkeziyetçilikten yanaymışlar (inşallah bu talep Diyarbakır’ı da kapsıyordur)!. Tamam deyin onlara da, bu talebinizi biz de haklı buluyoruz deyin, dikkate alacağız deyin!
Açık söylüyorum, siz hele bu adımları bir atın, bakın göreceksiniz o zaman bugün üzerlerine gaz sıkılan o gençlerin büyük bir kısmı da size destek vereceklerdir. Ya geri kalan diğerleri mi diyorsunuz, göreceksiniz, o zaman onlara da seslerini kesip oturdukları yerde oturmak kalacaktır!. Soruyorum size, hangi faiz lobisi kimi nasıl provoke edipte sokağa indirebilecek böyle bir ortamda? Gene dua edelim ki, bu sefer Kürtler sessiz kaldılar. Aslında bunu da kimse yanlış anlamasın!. Bunun nedeni onların “barış sürecinden” beklentileridir. Ama sadece onlar mı, bugün milyonlarca insan bir umut ve bekleyiş içindeler. Bir an önce barış sürecinin kalıcı hale geldiğinin ilanını bekliyorlar. Bunun için de yeni bir anayasanın şart olduğunu görüyorlar. Üstelik bu işi ancak AK Parti’nin-Erdoğan’ın yapabileceğini, bu konuda onun en yakın müttefiğinin de BDP olabileceğini düşünüyorlar. Madem ki “beraber yürüdük bu yollarda” ve işi buraya kadar getirdik, denizi geçtikten sonra işi derede boğulma noktasına getirmeyelim diyorlar!..
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.11.2024
9.11.2024
31.07.2024
3.06.2024
9.04.2024
20.07.2023
18.07.2023
17.07.2023
20.06.2023
18.06.2023