Murat BELGE
Psikoloji görece yeni, "genç" bir bilim. Tabii bizim "var" olmamızdan beri bu "psike" dediğimiz nesne de var. Ama ondan bir "bilim" çıkarmamız ya da ona "bilim"in yöntemleriyle bakmak, ta Sigmund Freud adında bir adamın bu işe merak sarmasına kadar beklemiş. Hani, Freud'a kadar beklemiş de, Freud gelip teorilerini açıklayınca herkes bu işe sardırmış mı? Sardıran var, hatta "çok var" da diyebiliriz. Ama oralı olmayan daha çok.
Psikoloji yirminci yüzyılda böyle "dört başı mamur" bilim haline gelirken onun yanında kendini çocuklarla sınırlayan "pedagoji" de gelişti.
Böylece, insan hakkında edinilecek bütün bilgileri edindik, edinmeye başladık mı? Ne gezer? Bir şeyler öğrendikçe yeni sorular çıkıyor, yeni sırlarla karşılaşıyoruz. Edindiğimiz her bilgi de zaten tartışmaya açık-bilimde hep olduğu gibi.
Tabii bunların "bilimleşmesi" yirminci yüzyılı buldu demekle daha önce bu konular üstüne kimse kafa yormadı demek istemiyoruz. Örneğin "pedagoji çocukla en verimli şekilde vakit kaybetme sanatıdır" gibi bilgelik dolu bir sözü Jean-Jacques Rousseau söylemiş -yani onsekizinci yüzyıl. Böyle hâlâ geçerliliğini koruyan pek çok gözlem, saptama bulabiliriz. Her akıllı adam, her çağda, insanı tanımıştır. Ama "bilim" deyince bilginin "sistematize edilmesini", istiflenmesini, bilgi edinme yönteminin biçimlenmesini v.b. anlatmak istiyoruz.
Bunlar yeni.
Bizim memlekette pedagojinin ciddiye alındığını pek görmüyorum. Bu, sanırım, çocuğa bakış tarzımızın bir sonucu. Çocukluk dönemi "geçici" bir durum olarak görülür. Çocuk, "henüz olmamış" biridir. Hayat hakkında bilgisizdir, ama kendisi için neyin, niçin iyi ya da gerekli olduğunu da bilmez. Dolayısıyla her an ona doğruyu gösterecek birine ihtiyacı vardır.
Bunları böyle sıralayınca, "çocukluk", uzun süren bir "hastalık" gibi bir şey oluyor. Ama çocuk da sonunda "iyileşir", yani "büyür".
Tabii bir de "ideoloji" var. "Çocuğa doğruyu göstermek" dedim. Nedir o doğru? Doğrunun ne olduğunu bize gösterecek olan, ideolojidir -şu ideoloji, bu ideoloji. Çok zaman içine doğar, bazan da kendimiz seçeriz neye inanacağımızı. Genellikle bireyi aşan bir önemi, ağırlığı vardır ideolojinin, ideolojinin onayladığı değerler sisteminin. Bireyin kendini ona teslim etmesi gerekir. Zaten "eğitim" dediğimiz şey de sonuç olarak budur, çocuğa bunu öğretmektir. Önümüzde din gibi kutsal, siyasi hedef gibi yarı kutsal bir gerçeklik vardır. Ya da, örneğin Marksizm gibi, seküler olduğu halde bir din gibi benimsenen bir ideal söz konusu olabilir. Her ne ise, değişmeyen olgu, hayatımızı onun belirlemesidir. Çocuğumuza bunun tartışılmaz bir doğru olduğunu öğretmemiz, bu işi kendimiz beceremiyorsak çocuğu bunu becerecek birinin eline teslim etmemiz gerekir.
Çocuk, verdiğimiz bu "terbiye"den hoşlanmıyor olabilir. Ama bu dünyayı onun bizden daha iyi bilmesinin imkanı yok elbette. "Çocuk işte", der, bildiğimizi okuruz. Yanlışı yapmakta inat ediyorsa, o inadı kırmanın da yolu vardır. Pek sevimli olmayabilir bu yol. Ama inat ediyorsa ne yapacaksın? Muhtemelen sen de çocukluğunda benzer dikbaşlılıklar yapmış, dayağı yeyip oturmuşsundur. Senin baban da bunu senin iyiliğin için yapmıştır. Sonuçtan sen kendin de hoşnutsundur. Ailen, senin "adam olman" için hiçbir fedakârlıktan kaçınmamıştır. Sen de onları utandırmamış, adam olmuşsundur. Dolayısıyla, sağlamlığı deneyimle ispatlanmış yöntemleri kullanmamak için hiçbir neden yoktur.
"Pedagoji" gibi telaffuz etmesi bile zor gören bir şeyden söz ederlerse, kulak asma. "Aile" var, "saygı" var, "analık/babalık" var, bunlar varken pedagoji kim oluyor?
Çocuk senin çocuğun değil mi?
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025