Murat BELGE
Devlet Bahçeli Abdullah Öcalan’ı Büyük Millet Meclisi’nde konuşmaya davet etmişti ama AKP herhalde bu kadarını fazla buldu. Bir açıklama ve bir Çağrı’yı yazılı olarak topluma iletmekle yetinmek durumunda kaldı.
Bu açıklamada neyin nasıl açıklanacağını doğrusu merak ediyordum. Örgütle ilgili bir, hatta yarım söz vardı: PKK kendini feshetmelidir, deniyordu. Öcalan’a göre, Türkler ve Kürtler iki kardeş ulustu, birlikte yaşamalı ve geleceği paylaşmalıydılar. Bu işi de hangi kurallar içinde yapacakları önemli değildi. “Federasyon” filan gibi ayrıntılarla uğraşmanın anlamı, gereği yoktu.
Bahçeli çıkışını yaptığında görüşmelerin bir noktaya kadar ilerlediğini ve birtakım konularda anlaşmaya varıldığını şimdi şimdi anlamaya başlıyoruz. Kanımca “anlamı” ve “gereği” olmayan bu konular iktidarın Öcalan’dan aldığı, alacağı en önemli tavizdi (bu konuyu “taviz” gibi terimlerle tartışmak uygun oluyorsa). Buna bir “teslim olma” noktası denebilir. Aynı zamanda, “Madem böyleydi, niçin bu kadar zamandır bu ‘savaş’ sürdü?” diye sorulabilir. Öcalan bunun sorulabileceğini tahmin etmiş olmalı, çünkü bu noktada “reel-sosyalizm” kavramına başvuruyor ve kısa açıklama metninde en uzun “açıklama”yı bu konuya ayırmış.
“Reel-sosyalizm” denince akla ilk olarak Sovyetler Birliği geliyor. Ancak PKK’nın kuruluşu ve eylem biçimi daha çok Kamboçya pratiğini akla getirir. Bunu geniş bir anlamda, o tarihlerde varolan bütün sosyalizm pratiklerini kapsamak üzere kullandığını düşünebiliriz. Belli ki Abdullah Öcalan bütün bu pratiklerden uzaklaşmış olarak konuşuyor. Milliyetçiliğin olduğu gibi sosyalizmin de defterini kapatmış olduğu anlaşılıyor.
Öcalan “reel-sosyalizm”i kendisinin artık onaylamadığı ve izlemediği bir düşünce tarzı olarak reddetmeye karar vermiş. Anlaşılan, silahlı mücadeleyi Türkiye’de Kürt sorununu çözecek yöntem olarak da görmüyor. Bunu ona söyleyecekler o tarihlerde de bulunurdu ama Öcalan sorma gereğini düşünmüyordu.
Bunlar çok net cevabı olmayan karmaşık sorunlar. Öcalan kendisi veya ona yakın biçimde düşünenler “Silahlı mücadele başlatmasak Türkiye’de devlet bir ‘Kürt sorunu’ olduğunu kabul eder miydi?” diye sorabilirdi. “Ederdi” demesi, devlet organlarının Doğu Anadolu’nun dağlarda karda yürürken “Kırt kırt” türünde sesler çıkardığı üzerine teoriler ürettiği bir ortamda kolay ya da inandırıcı değil. Aslında “Kürt” diye biri yokmuş da bu sesleri duyarak “Kürt” olduğuna inanan şaşkın bir topluluk varmış! Çocuğa anlatsan inandırabilir misin acaba?
Etnik sorunlar kolay çözülesi sorunlar değildir zaten, ama biz bu sorunun çatallaşmasına hepimiz, her türlü katkıda bulunmuşuz. “Osmanlı İmparatorluğu” bu alanda başka birçok alanda olduğundan daha başarılı olmuştur, diyebiliriz. Başarılı bir “imparatorluk”, ama hiç başarılı olmayan bir “ulus-devlet” deneyimi, diyelim.
Türkler ile Kürtler arasındaki sorunun çözümü bence hem kolay, hem de oldukça zor. Öcalan’ın bu açıklamasında hemen hemen hiç koşul aramaması çeşitli Kürt gruplar gözünde sorun çıkarabilir, çıkaracağına inanıyorum. Çünkü bu sorunun siyasi rejimler arasında bize uygununu bulmakla sınırlı bir şey olduğu kanısında değilim. Bu tür formüller değil, duygusal bir tavır alış gerekiyor. Karşılıklı saygı ve öncelikle sevgi zemini kurulmalı. Zor olan bu. Ama bunu geçerli hale getirdiğimizde hiç aksamayacak bir beraberlik yaratmış oluruz. Burada asıl çabanın şimdiye kadar daha güçlü konumda bulunan, en azından öyle görünen Türklere düştüğüne inanıyorum. Ama bu iş halen yürürlükte olan kayyum ya da tutuklama politikasıyla birlikte yürüyecek bir iş değil.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025