Murat BELGE
Başbakan, öğrencilerin kaldığı evlerle de uğraşmaya karar verince adamakıllı geniş bir tartışmayı başlatmış oldu. Bir zaman önce, birtakım küçük, “stüdyo” tipi dairelerin yapılmasını (“Türk aile gelenekleri”ne aykırı oldukları için) eleştirip durdurmakla bu yeni gelişmenin sinyallerini vermişti. Ardından, “mesken dokunulmazlığı”, “özel hayat” vb., hiçbir şey dinlemeden artık alıştığımız üslûbuyla konuya dalınca, hem tartışma genişledi, hem de tartışma kendi partisinin içine taşındı.
Şimdi Polonya’da, bu genişlemeden ötürü birilerini suçluyor (“Zina Lobisi” yapıyordur bunları). Oysa bunu yapan kendisi, düzeltmeye çalışanları çiğneyip geçen kendisi. Zaten epeydir, bu memlekette bir “fiil” oldu mu, “fail” hep Başbakan!
Başbakan kendisine böyle bir rol, böyle bir görünüm seçti. Ama bunu yaparken, seslendiği ve belli ki güvendiği bir yapı var. Onun gereğini yaptığına ve dolayısıyla bunları yaptıkça o yapıyı hoşnut kıldığına dair bir kanaati olmalı. Bu yapı da, şüphesiz, Müslüman kitleleri, onların oluşturduğu kamuoyu kesimi. Başbakan, tarihin saatini “örf ve âdet” çerçevesinde geri almaya kararlı. Toplumu, Atatürk’ün Batılılaşma girişimlerinin başlamasından önceki noktaya geri getirip buradan işe yeniden başlamak ister gibi bir hali var.
Böyle bir durum sözkonusuysa, ben buna, “Vay! Atatürk’ün yaptıkların el sürüyor!” diye karşı çıkacak değilim. Olayın bütününe uluslararası insanlık değerleri açısından bakacağım. Son kertede, evet ben de “etik” açıdan bakacağım ama “seküler etik” benim çerçevem.
Peki, Başbakan “Müslüman etik” açısından mı bakıyor?
Bu, çok sorun içeren bir soru. Daha baştan, Müslüman bir “etik” olup olmadığı sorulabilir, çünkü “etik” kendisi de “seküler” bir kavram. İslâm’ın Kuran’da tebliğ edilmiş kuralları var, onun için ayrıca bir etiğe gerek yoktur, diyebilirsiniz. Bunu diyen çok sayıda insan olduğunu tahmin ediyorum.
Ama ortada “kural”ı anlaması gereken bir insanlar topluluğu olduğu sürece, “yorum”un da kaçınılmaz bir olgu olduğunu görüyor ve iddia ediyorum. “Yorum” diye bir zorunluk yoksa, niye mezhep, tarikat vb. var?
Dolayısıyla Başbakan Erdoğan’ın “adına” konuştuğunu iddia ettiği ve çeşitli somut-yasal girişimlerle hayatın temeli haline getirdiği şeylerin de, onun “İslâm akidesi” olarak bellediği “yorum” olduğunu ileri sürüyorum.
Bunu söylerken, bir “örtük” soru daha parmağının ucunu göstermeye başlıyor: Başbakan’ın ya da herhangi birinin “yorum”u, “ortodoks diyebileceğimiz ilkeler bütününe uygun mu, değil mi?” tartışmasıyla başlıyoruz. Ama bununla aynı zamanda, “Uygun olması gerekli mi, gereksiz mi?” tartışmasının da gündeme gelmesi gerek. Çünkü “ortodoks” dediğimiz şey de sonunda bir “yorum”dur; ama tarihte daha erken yapılmış bir “yorum”dur, dolayısıyla alışkanlıklar yaratmıştır vb.
Başbakan Erdoğan’ın bir süreden beri çeşitli çıkışlarında “böyledir, şöyledir” diye fetvalarla savunduğu kurallar da, büyük ölçüde pre-kapitalist, pre-modern, ağırlıkla tarımsal bir toplumun oluşturduğu bir “ortodoksi”nin “kural”larıdır.
Başbakan Erdoğan, daha önce bazı sinyaller vermiş olsa da, ağırlıkla Gezi’den sonra, toplumdaki farklı yaşama üslûbu anlayışlarını birbirine düşman ilân ederek, bu toplum için çok tehlikeli bir yolun kapısını açtı. Açtığı kapıdan içeri herkesten önce kendisi girdi ve şimdi “Beni sevenleri sizin üstünüze salarım” diyerek ateşle oynuyor.
Birbirimizi döverek, tepeleyerek varacağımız bir nokta yok. Başbakan’ın kurcaladığı bir mecradan kimse “galip” çıkmaz çünkü burada her zafer “Pirus” zaferidir
Ama belki tartışabiliriz bu konuları. Tartışırken, belki “tartışma” nedir, onu da öğreniriz.
O zaman, herkes kazanır.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025