Murat BELGE
Aklımda doğru kalmışsa, birinci Türkiye İşçi Partisi zamanındaydı; enerjik eylemci gençler Ankara’nın “sanayi sitesi”ndeki işçileri bilinçlendirmeye karar vermişlerdi. Daha önce denenmemiş bir çalışmaydı bu. Girişince, neden daha önce denenmediğini de anladılar. Bilinçlendirecekleri adamlardan sıkı bir dayak yiyerek döndüler.
“Sınıflı toplum” diye bir genellememiz var. Ama her toplumun sınıflarının oluşma hikâyesi farklı. Burada patriyarkal ideoloji sınıflaşma sürecinin içinde de yer alıyor. Birbirine böylesine “Abi, abla, teyze, amca” diye hitap eden bir toplumda bunun da böyle yürüyeceği belli. İşçi-işveren ilişkilerini daha anonim, kişisellik dışı olmaya zorlayacak nicelikler de yok gibi --yani, çok sayıda işçi çalıştıran büyük fabrikalar vb.
Militarist Almanya’da işçi-işveren ilişkisinin bilinçaltı modeli de askerlikten gelirdi. “Subay-er” ilişkisine göre kurulurdu. Burada aile modeli ön planda: “baba” ve çocukları... Askerliği dahi o nosyon kuşatıyor; sevdiği subayı “baba adam” diye anıyor.
AKP’nin başlıca sınıfsal dayanağının Anadolu sermayesi olduğu hep söyleniyor. Bunun doğru bir saptama olduğunu sanıyorum.
Bu sermayeyi temsil edenler modern iş ilişkileriyle güzelce ve fazla sıkıntı çekmeden eklemlenmişlerdir. Birçoğu ülke dışında iş ilişkilerine girmiştir ve bu ilişkileri başarıyla devam ettirmektedir. Ama aynı zamanda oldukça geleneksel bir zihniyetleri vardır. Din iman olsun, milliyetçilik olsun, bunlar iş ilişkilerine göre zaman zaman rötuşlanabilir, ama büyük ölçüde geleneksel denebilecek bir karakteri korur. İşçi-işveren ilişkisine gelince, tepeden tırnağa ataerkildirler. İşçilerini severler, baba gibi korurlar --işçi, “benim hakkım” diyene kadar. Çünkü “hak yok vazife vardır” diyen Ziya Gökalp’ın yazdığı kitaba bağlıdırlar.
“Sendika”dan --lafından bile-- nefret ederler. Yalnız “maddî çıkar” kaygısını aşan anlamlar edinmiştir “sendika” onların gözünde. Bir “şeref meselesi” haline gelmiştir. Çocukları kendisine karşı sendika kurmuş bir baba ne hissederse, onlar da öyledir.
Bu, ideolojide böyledir; varolan ilişki biçimleri bu tür formüllerle savunulur, kutsanır. İyi de, ideoloji düzeyinden gerçeklik düzeyine geçince ne olur? Bu “baba şefkati” orada belirleyici ilke olma rolünü devam ettirir mi?
Şu, birbirini kovalayan kazalar o düzeyde işlerin nasıl yürüdüğüne kısmî bir ışık tutuyor. “Kısmî” diyorum, çünkü işin içinde olmadıkça, ancak bir kaza durumunda neyin nasıl yürüdüğü hakkında bir fikir ediniyoruz.
Şimdi, bu yazıda özetin özeti bir şekilde anlatmaya çalıştığım ideoloji aynı zamanda AKP’de egemen olan ideoloji.
Burada “sendika”dan biraz söz ettim. Tarihin şu evresinde sendika bütün dünyada eski etkisini kaybetmiş bir örgütlenme biçimi. Bunun da karmaşık nedenleri var. Ama bu durum, sözünü ettiğim türden (ataerkil) sermayenin de, sözünü ettiğim türden (otoriter) siyasetin de ekmeğine yağ sürüyor. Türkiye’de genel yoksulluk ve genel işsizlik de, işçi konumunda olanların işveren karşısında böyle boynu eğik kalmalarına katkıda bulunuyor. Bu ayrıca, bu sermayenin siyasî temsilci ve sözcülerinin, “Ne yapalım? Böyle bir madeni kapatma noktasına geldiğimizde ilişkin işçiler itiraz ediyor” biçimini alan bir savunma yapmalarına da imkân veriyor.
Elbette ki AKP falan madene girip grizu patlatacak değil; ama onun ve ideolojisinin sınıf karakteri, iş ortamının bu sefalet düzeyinde devamına bir paravan işlevi görüyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025