Murat BELGE
Bir zamandan beri, Şükrü Hanioğlu, pazar günleri, Sabah gazetesinde yazı yayımlıyor. Şimdiye kadar kimsenin bu yazılara değinip bir şey söylediğini görmedim ama tabii ben görmemiş olabilirim, çünkü her şeyi okuma iddiasında değilim. Oysa bu yazılar, üzerine çok şey söylenmesini hak eden yazılar. Bilgi dolu, serinkanlı, hem cesur hem de sağduyulu yazılar.
Öteden beri savunduğum bir tezim vardır: Hanioğlu, o tezimin doğrulaması gibi yazıyor. Türkiye’de engüncel konunun tarih olduğunu söyler dururum. Çünkü biz, “modernleşme” dediğimiz sürece adım attığımızdan beri, 1) yığınla olmadık iş yapmış, suç işlemişizdir; ve 2) bunları gizlemek için de tarihyazımını çarpık çurpuk bir hale getirmişizdir. Sonuç olarak Türkiye’nin tarihi bir “karanlık sırlar” tarihi olmuştur: 24 Nisan 1915’te ne oldu, 1 Mayıs 1977’de ne oldu… “Ne oldu?” “Kim yaptı?”larla dolu bir tarih. Sicilinde Kennedy’ler, M.L. King’ler vb. bulunan Amerika bile bu konuda yarışamaz, boy ölçüşemez.
Bu durumlarda ne olduğunu ortaya çıkarmayıp tersine her türlü imkânı kullanarak üstünü örttüğümüz için, popüler hayal gücünün icadı “hortlak” bizim hayatımızda çok geçerli. Hamlet’in bir tek babası hortlamıştı, uğradığı haksızlık düzeltilmediği için. Burada onun gibi zincir şakırdatarak gezinen hortlaklardan dört beş Madame Tussaud açabilirsiniz –ama bizimkiler öyle uslu uslu durdukları yerde duramazlar, hortlak kuralları gereği gezinirler karanlık koridorlarda.
Bu beter tarihin tek sorunu da suikast, kıyım değil elbette. Bunların hepsi bir şey için yapıldı: ulus-devletin kuruluşu. Ama bu hedef için uğraşanlar, bu yapının harcında insan kanı kullandılar. Deniz kumlu betonarmeler depremlerde nasıl dökülüyorsa, insan kanlı kurumlar da dayanıklı olamıyor. Şu dönem, bütün dehşetiyle, o tarihle yüzleştiğimiz dönem. Yüzleşmekten kaçtıkça, şimdiye kadar yaptığımız gibi, göçen yapıdan çıkan korkunç görüntüler; üstüne yeni yalanlar atarak örttüğümüz sürece, ne düze çıkar ve kendine güvenen komplekslerinden arınmış bir toplum oluruz, ne de, tabii, hortlaklarımızdan kurtuluruz.
Şükrü Hanioğlu iyi bir tarihçi. “İyi bir tarihçi” demek, en azından benim dilimde, “çok olgu bilen adam” demek değil. Bildiği bütün bu olgular arasında nedensel bağlantılar kurabilen, dahası, bunu insanlığın genel gelişme doğrultusu çerçevesinde ürettiği ahlâkî değerlerle ters düşmeyen bir perspektif içinde yapan bir kişi demek. Şimdi Hanioğlu, Sabah’ta kendine oluşturduğu o kürsüde, bu son cümlede anlatmaya çalıştığım şeyi yapıyor. Bize olgu anlatmıyor. Seksenlerden beri şahsen tanıdığım Hanioğlu hâlâ genç bir tarihçi ve bilmediğimiz daha birçok olguyu bir yerlerden kazıp önümüze sereceğinden şüphem yok. Ama şu sırada yaptığı, o olgulardan çıkarsadığı genellemeleri açmak. Türkiye’nin yakın tarihinin iyi bir araştırmacısı; ancak dünyada ne olduğunu da biliyor; dolayısıyla Türkiye’nin bugün geldiği (isteyerek, istemeyerek geldiği) yeri bir geniş yelpaze içinde değerlendirebiliyor. Dolayısıyla da Türkiye üstüne, evrensel bir ses çıkararak konuşabiliyor. Belki bu “evrensel” dile çok alışık olmadığımız için, “Yahu, şurada adamın biri şunları şunları söylüyor” diyen yok. Belki, o dili iyi anlamasak da, sonuçlarının nerelere vardığını iyi bildiğimiz için o söylenenleri de “unutma”nın güvenilir karanlığına gömmek üzere yokmuş gibi davranıyoruz.
Hanioğlu, iyi tarihçi olduğu için çok güncel. Ne var ki, bunun nasıl bir güncellik olduğunun da pek farkında değiliz. “O cephede mi, bu cephede mi?” “Yandaş mı, çağdaş mı?” Tartışmanın bu türlüsü, aslında statükonun devamına katkıda bulunmaktan gayrı bir şey getirmiyor. Dolayısıyla o da süregiden iktidar kavgasının bir kamuflajından ibaret.
Hanioğlu ise gerçek sorunlardan söz ediyor.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025