Murat BELGE
Cumhurbaşkanı seçimi kazanması durumunda neler yapacağını içeren seçim “manifestosu”nu ilan etti. Sıralanan maddelerden anlaşıldığına göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP iktidarından sıkılmış. Çünkü on altı yıllık AKP iktidarının yapamadığı birçok şeyi, kendisinin seçilirse yapacağını söylüyor. Örneğin, cari açığın kapanacağını söylüyor; bu açığın iyice açılmasında AKP iktidarının da parmağı vardır herhalde, ne dersiniz?
Ama belli ki Erdoğan en fazla AKP iktidarının özgürlüğü kısıtlayan uygulamalarından sıkılmış, çünkü “içimizden biri özgür değilse, hiçbirimiz özgür değiliz” anlamında sözler söylüyor.
“Acaba alay mı ediyor?” diye düşünmeden edemiyor insan. O bunları söyler söylemez muhalefet sesi çıkaran herkes, hep birden, “On altı yıldır ne yapıyordun?” diye bağırdı. Tayyip Erdoğan bunun böyle olacağını düşünmemiş ve tahmin etmemiş olabilir mi? Öyle olabileceğine pek ihtimal veremiyorum.
Bu maddeler arasında (“vaad” mi demeli?) Avrupa Birliği de geçiyor. Tayyip Erdoğan bu hedefin hiçbir zaman değişmediğini söylüyor. Oysa şimdiye kadar epey bir süredir Avrupa ne zaman herhangi bir biçimde söz konusu olsa Cumhurbaşkanı söylenmedik olumsuz bırakmıyordu. Ayrıca, Avrupa Birliği üyesi olmak, sadece olmak isteyenin belleğinde tuttuğu bir şeyle gerçekleşmiyor; belirli bir siyasi, hukuki davranış biçimi gerektiriyor. Tayyip Erdoğan yönetiminde Türkiye şöyle böyle dört beş yıldır bu davranış biçimini rafa kaldırdı. AB’den gelen uyarılar karşında tınmadı. Hakaretamiz bir dille AB’yi suçlamaya devam etti. Üyelik hedefini gerçekleştirmek için yapılması gereken hiçbir şeyi yapmadı.
Ama bunlara değinmiyor; Avrupa Birliği’ndekilerin anlayışsızlığı gibi bir şeyler söyleniyor. Yani bir yanda yapılması gerekenleri yapan bir Türkiye ve öbür yanda yerinden yekinmeyen bir Avrupa var. Bize sunulan manzara bu.
Bu böyle olunca, ötekiler bize ne anlatıyor, buna da farklı bir gözle bakmak gerekebileceğini düşünüyorum. Örneğin, “tek tip genç yetiştirmek” gibi bir şey olmayacakmış. Vaatlerden biri bu. Önümüzde cereyan eden manzaraya baktığımızda, her şeyin her şeyin tek tip genç yetiştirmek üzere yapıldığı sonucuna varmamak mümkün değil. İmam –Hatipler, daha ileri eğitim vermeye çalışan kurumlar üzerindeki baskılar, yükseköğretimde uygulamalar hepsi bunu gösteriyor. Ama bunun adı “tek tip genç yetiştirmemek” oluyor.
“Dış politikada yapıcı olmak!” Bildiğimiz mantık içinde düşünenler diyor ki, “Cumhurbaşkanı seçilince ‘yapıcı’ olacaksa, bu şimdiye kadar ‘yapıcı’ olmadığının itirafı değil mi?” Ama Tayyip Erdoğan’ın yerleştirmeye çalıştığı mantığa göre, böyle olmayabilir. Ona göre herhalde kendisi dış politikada her zaman yapıcıydı. Şimdi daha da yapıcı olacak.
Korkarım “özgürlük” konusu da öyle. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “millet”iyle et ve tırnak gibi sımsıkı bağlı olduğuna göre, onun düşündüğü ve yaptığıyla milletin düşünceleri birbirinden ayrılmaz. Birimizin özgür olmaması, hiçbirimizin özgür olmadığını gösteriyor; Tayyip Erdoğan’ın özgür olması ve aklından geçenleri özgürce yerine getirmesi de hepimizin özgürlüğünü gösterecek. Bizler bu “özgürlük” lafından “Altan kardeşlerin, Nazlı Ilıcak’ın hapis cezalarını, Şahin Alpay’ın Ali Bulaç’ın, Osman Kavala’nın, Mümtaz’er Türköne’nin, Ahmet Turhan Alkan’ın Selahattin Demirtaş’ın ve daha binlerce insanın davalarını anlıyoruz. Her zamanki gibi yanlış anlıyoruz. O saydıklarımın hapiste olmaları memlekette bir özgürlük eksikliğinin işareti değil. OHAL altında seçime gitmek de bir özgürlük kısıtlaması değil. Tam tersine bunlar, Türkiye’de işlerin yolunda gittiğini gösteriyor. Erdoğan, “bize özgürlük” demek istiyor.
Dünya tarihinde örnekleri olan özgürlüklerden: Alman milletinin Hitler’le, Sovyet toplumlarının Stalin’le tattığı özgürlükler bunların başında gelir. Ama onlar kadar bütünsel olmayan bir dolu özgürlük yaşandı dünyada. Erdoğan da ahd etti, bunlardan birine hazırlanıyor. Eh, yeni tutuklamalara, namütenahi OHAL’lere hazır olalım, önümüz özgürlük.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları


































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025