Namık ÇINAR
Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce’yle ilk kez, davet ettiği bir televizyon programı vesilesi ile tanışmıştık.
Kameraların önüne geçmeden önce de, işleyeceğimiz konuları üstünkörü de olsa, biraz orasından biraz burasından eşeleyerek hasbıhâl ediyorduk.
Bir ara içeriye, güler yüzlü ama epeyce de heyecanlı genç bir gazeteci kız girmiş; saygısından eli ayağı dolanırken, hazırladığı ve amacının hocam diye hitap ettiği Hüseyin Bey’in gözüne girmek olduğu anlaşılan bir haber dosyasını getirip onun önüne koymuştu.
Aralarındaki konuşmalarını duymamda bir sakınca görmedikleri için, ben de dosyadaki fotoğraflardan, oturduğum yerden seçebildiğim kadarına şöyle göz ucuyla da olsa bakabilmiştim.
Haberin konusu, Başbakan Erdoğan’ın her zamanki ve o günlerde bir kez daha yeniden gündeme getirdiği popüler tartışmalardan biriydi.
Sıkça yaptığı gibi, CHP’ye sadece bugünüyle değil, hattâ sanki daha çok da dünüyle yükleniyor, kamuoyunun dikkatini onun geçmişteki uygulamalarına çekiyordu.
CHP’nin yediği tek parti dönemi herzelerinden olarak, memleketteki birtakım camilerin maksatları dışında saygısızca kullanılmalarını gösteriyor; bazılarının ahır dahi yapıldıklarını anlatmayı, onları gözden düşürmede iyi bir yöntem sayıyordu.
İşte o genç gazeteci kız da, bu konuyu ele almış, araştırmış; bulduğu ve henüz hiçbir yerde yayınlanmadığını söylediği fotoğraflarla da besleyerek, belli ki iyi bir haber dosyası yapmıştı.
Hüseyin Bey, yüzü alı al moru mor genç kızı, “ne denli çalışkan ve becerikli olduğu için” övmüş;“hazırladığı haberini çok beğendiğini” ifade ederek, onu “geleceğin iyi gazetecilerinden biri” diye kutlamıştı.
Hanım kızımız tam da takdir edilmenin ayakları yerden kesen sevinciyle kapıya doğru seğirtecekken, Hüseyin Bey o munis sesiyle, “ancak hiçbir vakit şunu da unutmamak lâzım” demişti.“Haberi güzel hazırlamışsın. Lâkin objektif bir gazeteci, birbirlerinin hasmı iki partinin gündelik kavgalarına ve propaganda taktiklerine malzeme olmamayı da iyi bilmelidir.”
“Yanlış olduğu su götürmeyecek 60-70 sene öncesinin olaylarına tarihsel olarak vâkıf olmak ile, onları siyasetin günlük arenasına taşıyarak, artık hiç kimsenin hayatta kalmadığı o günkü nesiller üzerinden bugünkülere vurmanın ne derece doğru olacağını birbirine karıştırmamak gerekir.”
“Onlar politikacı; birbirlerine neler söylemezler ki! Ama sen gazetecisin; toplumu aydınlatmakla mükellefsin. Doğru bildiğine doğru, eğri bildiğine eğri diyerek, hiçbir partinin değirmenine su taşımamalısın. Bunu bir düşün!”
CHP’li biri olamayacağı çokça belli olan Hüseyin Gülerce’nin ona rağmen bu erdemli tutumu, doğrusu beni bir hayli etkilemişti.
Âkillerdeki ‘terennüm terane’
Bu anekdotu biraz da, son günlerde herkesin haklarında birtakım sözler sarf ettiği Âkil İnsanlar Heyeti nedeniyle anlattım.
O altmış üç kişinin, birkaç tartışmalının dışında, saygıdeğer insanlardan oluştuğu ve inandıkları bir meselenin çözümüne katkıda bulunmaktan başka bir şey düşünmedikleri elbet de çok açık.
Ne ki, insana ve hayata dair her konuda olduğu gibi, önemli olan bu hususun içeriğine de görece olarak hem olumlu hem de olumsuz veçheleriyle bakılabilmelidir.
Olumlu yanlar; zaten bu zevatı harekete geçiren saik olarak hissiyatlarında gömülüdür ki, o yüzden bunları es geçiyorum.
Bu yazıda sadece bir tanesine değinmekle kalacağım olumsuzlukların ise en başta geleni, akıllı insanlar oluşumunun dahi, hemen her işe karışması kişiliğinin ana ekseni olan Başbakan Erdoğantarafından gerçekleştirilmiş olmasıdır.
Tanrı eksiğini göstermesin, başımızda hepimizi tembel kılıp ıskartaya çıkaracak denli hamarat birbaşbakanımız vardır.
Onun bu yetinmez hâlleri sayesinde, Meclis dahi çoğu meselede devre dışıdır.
Partiler devre dışıdır.
Hattâ Bakanlar Kurulu bile devre dışıdır.
Her şey onun iki dudağı arasındadır.
Ne sivil toplum kuruluşları, ne de medya artık herhangi bir etkide bulunabilirler.
Kimseyi dinlediği yoktur. Kaldı ki buna ihtiyacı da yoktur.
O her şeyin doğrusunu bilmektedir.
Onun söyledikleri güzel, karşı söylem geliştirmeye kalkanlar ise çirkin ve kötüdür.
O bildiğini okumakta; sadece toplumun oyalanmasına ihtiyaç duyduğu hâllerde birtakım kamuflaj malzemeleri kullanmaktadır.
İşte bu âkil insanlar heyeti de, bu kritik birkaç ayın cambazını oynayacak elemanlardır; hepsi o kadar.
Böyle söylemiş olmam, yapılmasın anlamına gelmiyor.
Yapılsın!
Ama ne olduğu da bilinsin!
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016