Namık ÇINAR
Döndük dolaştık, geldik gene asıl meseleye.
Kürt Sorunu’nda şimdiye kadar alınan mesafenin, sanıldığı gibi bir çözüme değil, umutsuzluğa, güvensizliğe ve giderek gerginleşmeye doğru seyrettiği görülüyor.
Diyarbakır’da toplanan “Kuzey Kürdistan (Türkiye Kürdistanı) Birlik ve Çözüm Konferansı”nda yapılan konuşmalarda ve alınan kararlara ilişkin sonuç bildirgesinde öne çıkan vurgu, hep karamsar bir gidişatın tehlike çanlarına dair olmuştur.
PKK lideri Öcalan’ın “barışçı çözüm için tarihî bir fırsat yarattığı” belirtilerek, gerillanın çekildiği ve sıranın artık hükümete gelmekte olduğu söylenmiştir.
Kürdistan’a bir statü tanınmadan Kürt Meselesi’nin nihai olarak çözülemeyeceğine dikkat çekilmiştir.
Öcalan’a özgürlüğün, anadilde eğitim hakkının, Kürtçenin anayasal resmî dil olmasının, PKK’nın artık terörist bir örgüt değil legal bir parti olarak algılanmasının bir kez daha altı çizilmiştir.
Kürtler, “cek, cak, cuk” döneminin bittiğini, kuru gürültüye pabuç bırakmayacaklarını, demokrasiye niyet varsa açıkça ortaya konmasını kararlılıkla istemektedirler.
Öte yandan Karayılan da, “kandıracaklarını sanıyorlarsa, fena hâlde yanılırlar” diyerek; devletin, savaş hazırlıklarına giriştiğini, karakolları tahkim ederek Kürdistan’a asker yığdığını, korucu kadrolarını genişlettiğini, keşif faaliyetlerini arttırdığını gözlemlediklerini söylüyor.
Bütün bu olumsuz gelişmelerin bir tek müsebbibi ve sorumlusu var, o da Başbakan Erdoğan!
Başbakan barışçı bir adam değil.
Çünkü demokratik biri değil.
Esasen güçlenerek dizginleri tek başına ele aldığı, ama çizgisinin sanki bize yüz seksen derece değişmiş gibi göründüğü son iki üç yıllık süreçte, bunu fazlasıyla kanıtlamıştır.
Bakın dikkat edin, gülümseyebildiği yer bile, bir tek; yüz kaslarını gevşeten, kendisine meftun olmuş, ona tapan, onun için çılgına dönen; aralarına ikinci bir kimsenin girmesine tahammül edemediği, insanî özelliklerin tarifini de münhasıran kendisinin yaptığı, düşlediği toplumun ne karakterde kimliklerden teşkil olunacağına kendisinin karar verdiği, görünürde somut ama araçsallaştırarak onları soyut hâle de getirdiği “kitleler”dir.
Bunun dışındakilereyse, yüzünden düşen bin parçadır.
Kim olursa olsun, karşısındakileri sindirmeye, olmazsa da hiddetlenerek haşlamaya hazır; kibirli, gergin, ezen ve ha patladı ha patlayacak bir tabiattadır.
Bunun temel nedeni, hep biriktirdiği ve hiç unutmadığı “kin”idir.
Fırsatını buldu ya, dinsel sistem özlemleriyle büyüyüp yetiştiği ve unutamayıp nihayet gün yüzüne çıkardığı bu kini yüzünden, ona oyuncak olmuş bir toplum olarak, elinde savrulup duruyoruz işte şimdi.
Üstelik, başımıza daha ne işler açacağı, bizimse ne önlemler alacağımız doğru dürüst belli bile değil henüz.
Yoksa kışla mışla hepsi hikâye. Meseleyi bir bina, bir meydan, bir ağaç olarak görmeyin sakın. O, yüz sene öncesinden gelen şeriat- lâiklik eksenli kutuplaşma ve hesaplaşmaların bir simgesi sadece.
Amaçları uğruna pire için yorgan yakabilecek birinden o kışladan vazgeçmesini beklemek, Allah’ın rızasını radikal çerçevede ele alan bir bağlılığın ne olduğunu anlayamamak demektir.
Hani Öcalan, nasıl ki Kürtler için “KCK sözleşmesi” yolu ile feodal aşiret düzeninin günümüz versiyonunu hayal ediyorsa; tıpkı onun gibi Erdoğan da, Doğu despotizminden esinlendiği ve dinselliğinin dozunu da kendisinin ayarlayacağı abuk sabuk bir sistemi düşlemektedir.
Batı demokrasisini, o yüzden kendisine yol verdiği oranda meşru saymış, ama siyasal gücü ele geçirdikten itibaren artık ihtiyacı kalmadığına kanaat getirerek, ondan yavaş yavaş uzaklaşmayı iğne oyası titizliğiyle işlemeye koyulmuştur.
Batı değerlerini hor görmesi, her fırsatta AB’ye çatması, İslâm başkentlerine selâmlar yollaması, hattâTRT’yi netice olarak bir magazin programı olan “Eurovizyon”dan çıkarması bile ve daha sayılabilecek nice şey, tasarı plânının kanaviçesine attığı ilmekler gibidir.
Kendi maksadına çok işlevsel gelen 12 Eylül Anayasası’nı, demokratik özgürlükler bağlamında değiştirmeyi bundan böyle düşünmeyecektir.
Epeyi önce, “aslında yeterince değişiklik yapıldı, biz bununla da yönetebiliyoruz” dediği unutulmamalıdır.
Kaldı ki, Kuzey Afrika gezisine çıkarken, “yeni bir anayasa yapmaya sayılarının yetmediğini, BDP’yle yapılacak bir işbirliğiyle referanduma gitmenin de doğru olmayacağını” çok net olarak ortaya koymuştur.
Ben buradan öneriyorum:
Erdoğan’a karşı bütün partiler, kendi siyasetlerini bir süreliğine askıya alarak veya bir yöntem geliştirerek, daha şimdiden kollarını sıvayacakları bir ittifakın içine mutlak surette girmelidirler.
Çünkü ondan kurtulmak, AKP için bile elzem bir noktaya doğru ilerlemektedir.
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016