Namık ÇINAR
Hiç tereyağından kıl çeker gibi olacağa benzemiyor, bu badireyi atlatmak.
“Cumhurbaşkanı”, daha doğrusu kendi ifadesiyle “Başkan”, korkarım Erdoğan olacak.
Nerden çıkarıyorsun derseniz; geçen salının Meclis grup toplantılarında, Erdoğan’ı dinleyenler kabına sığmazken, Kılıçdaroğlu’nunkiler gözkapaklarını zor tutuyordu.
Pes yahu! Hiç değilse onca uykucu adamı getirmeyin bari oraya.
Kaldı ki, Erdoğan’a oy verecek ahalinin coşkun sosyolojik sarhoşluğuyla baş etmek şöyle dursun; tüm toplumun üzerinden âdetâ silindir gibi geçecek zorunlu bir safhayı yaşamadan, sanırım hiçbir sorunun bir sonraki aşamasına geçilemeyecek.
Çünkü, yok demokrasiymiş, yok anayasal kurumlar ileriye değil de geriye doğru şekillenirse ülkenin geleceği karartılırmış; onların hiç böyle dertleri yok.
Birikmiş tarihsel eziklikleri serbest kalıp siyasetin üstüne boca olunca, gözlerini bürüyen kin ve intikamdan başka şey göremez olmuşlar.
İlkel ve kaba saba bir halk popülizmi, böyle anların en revaçta özelliğidir.
Ve tabii ki, anakronik bir tabakta sunulan “siyasal din” de öyledir.
Dinler, ta yazılı tarih öncesinden başlayarak, yeryüzünü “pazar için üretim”e göre yeniden biçimlendiren şu son beş yüzyılın “kapitalizm”ine gelene kadar, dünyanın egemen siyasal kurumlarıydılar.
Hukuk yaratmada bir meşruiyet kaynağı olan dinler ile insanlığın köklü değişim aşamaları arasında doğrudan bağlar vardır.
Örneğin “Yontma ve Cilalı Taş Devirleri” olarak da bildiğimiz, “Avcı, Toplayıcı Göçebe” yaşam tarzı süreçlerinden “Yerleşik Tarım Toplumu” süreçlerine geçişte yaşanan ve depolanabilir “artık ürün” ile “toprak mülkiyeti” yüzünden ortaya çıkan yeni sorunları karşılamak üzere, farklı hukuk düzenleri gerekiyordu.
Çok senyörlü egemenliklerle uyumlu “çok tanrıcılık”tan, tek senyörlü egemenliklerin “tek tanrıcılığı”na doğru bir seyir izlenmişti.
Putperestliği reddeden tek tanrılı İbrahimî dinlerin aynı zamanda toplumların siyasi liderleri de olan peygamberleri, çobanlıktan tacirliğe doğru evrilerek ekonomik yapıdaki değişim trendlerine de işaret ediyorlardı.
Meseleyi İslâmiyet özelinde ele alırsak, İS 5. yy’da başlayıp kapitalizmin tohumlarının atıldığı 16. yy’a kadar bin sene süren “Tahıl Devrimi”nin hukuki ihtiyaçları karşılanmaya çalışılmıştır.
Nitekim, tek hukuk kaynağı Allah’ın vahyi olan “Kur’an”dı.
Kur’an hükümlerine olaylar karşısında açıklık getiren de Peygamber’in “Sünnet”iydi.
İslâm hukukunun Peygamber öldükten sonraki gelişimini sürdürenler ise, başta dört halife olmak üzere Hz. Muhammed’in yanında yöresinde bulunmuş, ondan feyiz almış “Sahabeler” olmuştur.
Bundan sonra, aynı zamanda farklı yorumları yüzünden çeşitli mezhepleri de kurmuş bulunan ilim irfan sahibi “müçtehit imamlar” geliyordu.
Ancak, aşağı yukarı 10. yy itibariyle tüm bu “içtihat kapıları” kapanacak, artık Kur’an’dan hüküm üretme devri sona erecektir.
Bu durumda, İslâm âlemi için geçerliliği sonsuza kadar sürecek tek seçenek kalmıştır: Tamamen dogmalaşmış Allah’ın Kur’an hükümleri, peygamberin sünneti, sahabe ve mezhep imamlarının içtihatları bütününden, toplumun ihtiyacı olan hukuki çözümleri sadece ve sadece kıyas yoluyla “taklit”ederek karşılamak.
Oysa yeryüzünde 16. yy’dan itibaren yeni bir değişimin gerekliliği hâsıl olmuş; buna bağlı olarak dinsel değerler, “aklın” öne geçtiği bir “aydınlanma” ile siyaseti yönetmedeki önemlerini kaybederek, insan ruhunu besleyen sufi felsefenin zengin alanına intisap etmişlerdir.
Ortadoğu’nun Kemalist veya BAAS’çı tepeden inmecilikleriyle baskılanmış kitle kültürleri, takati kesilen otoriter rejimlerin sert yayından kurtulunca, nasıl ki umur için tarihin derinliklerine yeniden başvuracakları kaçınılmazdı ise; bunun sonunu hüsranla kapatacak olmaları da kaçınılmazdır.
Ama ne yapalım ki, bu bedelden kaçış yok galiba!
twitter@cinarnamik
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Kendi ayak izlerini görmek, boşuna heveslenmektir
11.05.2022 - Emperyalizm
24.03.2022 - Hoparlörden ezan ve linç
6.02.2016 - Bugün için artık yapacak tek şey var
30.05.2016 - Darbe plânları yasal mevzuata uygundur!
24.05.2016 - Liberalizm, demokrasinin öteki adıdır!
13.05.2016 - Ne durumdayız?
10.05.2016 - Kut’ül Amare kahramanı (!) aslanlar aslanı Engin Ardıç
8.02.2016 - Kut’ül Amare yahut en son yoksul kandırma numarası
3.02.2016 - Demokrasi mi, askerî veya dinî faşizm mi?
29.04.2016
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
fatos Dincer
bence son padişşah surulmemiş kacmıştır. Hemde dolmabahce sarayının kıyısından Fansızlara la haberleserek kendisini sarayın bahcesinden bir motorla alınıp kacmıştır. Ve pariste olecegini anlayınxa Şama gomulmesini vasiyet etm,