Nevzat CİNGİRT

Ark ocağı geliyor… Akçakoca’nın boğazına baca mı dayanıyor?
9.11.2025
161

Akçakoca’ya elektrikli Ark Ocağı kurulması için ÇED süreci başladı.

Evet, yanlış duymadınız…

Turizm, balıkçılık ve doğanın iç içe yaşadığı Akçakoca’ya Ağır Haddecilik AŞ tarafından çelik fabrikası!

Dosya hazır.

Bakanlıkta süreç başladı.

25 Kasım’da toplantı yapılacak.

Kamuoyuna duyuru yapıldı, olur da kimsenin gözüne çarpmazsa diye bir internet köşesine iliştirildi.

Ve şimdi bir ilçenin geleceği, birkaç imzanın ucunda sallanıyor.

ARK OCAĞI MASUM DEĞİLDİR!

Elektrikli ark ocakları sadece çelik üretmez; zehir üretir.

Her 1 ton üretimde:

14 kg tehlikeli baca gazı tozu

100 kg cüruf ortaya çıkar.

TÜBİTAK NE DİYOR?

“Tehlikeli atık.”

Karabük ne yaşadı?

Defalarca zehirlenme!

Hava kirliliği!

Hastanelik insanlar!

Ve şimdi aynı sistem, sessizce Akçakoca’ya sokulmak isteniyor.

BACA GAZI NEREYE GİDECEK?

Cevap komik: “Kayseri’ye gönderilecek.”

Hani protokol? Hani resmi anlaşma? Yok.

Kapasite dolarsa ne olacak? Bilen yok. Soran yok. Cevap veren yok.

Yarın “depoya geçici döktük, sonra alırlar” denirse şaşırır mıyız?

Çünkü bu ülkede tehlikeli atıkların başına neler geldiğini çok iyi biliyoruz.

CÜRUF YALANI

Cüruf dedikleri, kum değil. İçine çakıl atıp yol yapacağınız malzeme değil. Zehirli atık.

Ucuza bertaraf edilemiyor diye Erdemir’de dağ gibi birikti:

4-5 milyon ton! Aliağa’da da öyle.

Sonra ne oluyor?

“Girişimci” kılığında gecekondu tesisler türüyor.

Ruhsatsız, filtresiz, denetimsiz…

Akçakoca Sapağı’nda örneğini gördük.

Mahkeme kapattı. Ama aynı şirketler isim değiştirip yeniden ortaya çıkıyor.

Çünkü bu kirlilikten ciddi para kazanılıyor.

Yarın Ark Ocağı açılırsa bu tür tesislerin önü sonuna kadar açılır. “Artık madem kuruldu, geri dönüş yok” denir.

HURDA TAŞIMACILIĞIYLA BAŞLAYACAK BÜYÜK BELA

Bu fabrika hurdadan üretim yapacak. O hurdalar nereden gelecek? Ereğli limanından tırlarla. Düzce istikametinden, Karasu üzerinden.. Her gün yüzlerce ağır tonajlı kamyon Akçakoca yollarında.

ATIK SU NEREYE? ŞEHRİN İÇİNE!

ÇED dosyasına yazmışlar: “Atıkları OSB altyapısına vereceğiz.”

Peki OSB’nin arıtması var mı? Hayır.

O zaman nereye? Şehir şebekesine.

Zaten kapasitesi yetmeyen arıtma, kimyasal atıkla baş edemez.

Sonra ne olur?

Deniz ölür. Balık biter. Sahil kokar. Turist kaçar.

Yani bir taşla üç kuş değil, üç felaket.

“YEŞİL OSB YAPACAĞIZ” DİYENLER NEREDE?

OSB açılırken ne deniyordu? “Yeşil OSB olacak. Çevreci olacak.” Bir başvuru bile yapılmadı!

Neden?

Çünkü Yeşil OSB’de Ark Ocağı kuramazsın. Yani sözler, daha en baştan çöpe atılmış.

Demek ki plan belliydi:

Sessizce ilerlet, kimse fark etmeden bitir.

En kazançlı sektör ne? SESSİZLİK.

Bu projede şeffaflık yok. Halk yok. İlçe yok. Meslek odaları yok. Bilim yok.

Sadece dar bir grubun hesapları var.

Ve bu hesaplara Akçakoca’nın denizi, havası, toprağı kurban ediliyor.

Baca gazı rüzgârla şehre taşınacak. Sahil, yazlıklar, ormanlar, fındık bahçeleri

Hepsi zehrin ilk hedefi.

Bugün “ekmek” diye savunulan bu yatırım, yarın binlerce insanın ekmeğini alacak.

Bu işin geri dönüşü yok

Ark Ocağı bir kere kuruldu mu:

Yenisinin önü açılır. Atık tesisleri çoğalır.

Ağır sanayi zinciri ilçe sınırını sarar.

Ve Akçakoca, bir yazlık cennet değil, bir sanayi çöplüğüne döner.

Bugün susarsak, yarın kimse konuşacak nefes bulamaz.

Bazıları “teknoloji gelişti, zarar yok” diyebilir.

Hiçbir ark ocağı dünyada %100 filtreyle çalışmıyor.

%90 çalışsa bile AKÇAKOCA’YI BİTİRİR.

Kimse “haberimiz yoktu” masalı anlatmasın.

Akçakoca’nın kaderi bir rapora, bir imzaya, bir lobiye bırakılmamalı.

Bugün konuşmayan, yarın seyreder.

Ya Akçakoca’nın geleceğine sahip çıkarız, ya da sanayi dumanı altında çocuklarımızı büyütürüz.

Seçim bugün.

Yarın çok geç olabilir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar