Nuray MERT
Kulaklarıma inanamadım, Cumhurbaşkanı, hafta sonu bir konuşmasında, “adam gibi ölmek var, madam gibi ölmek var” dedi, muhalif çevreler dışında kimse yadırgamış görünmüyor. İşin “madam” kısmı ayrı bir sorun, onu şimdilik bir yana bırakalım “kadın”ı işaret eden faslına bakalım. İktidarı destekleyen bunca kadın yazar, çizer, isabetsiz biçimde “sanatçı” diye takdim edilen popüler kadın simaları var ama, aralarında “gık” diyen yok. Yok, öyle keskin laflar etmelerini beklemiyorum, adabınca, “çok yadırgadık” demeye cesaret eden yok. Bir siyasetçiyi, lideri çok beğenip takdir edebilirsiniz, bu onun yaptığı, ettiği, söylediği hiçbir şeyi yadırgamayacağınız, içinize sindiremeyeceğiniz anlamına gelmez, geliyorsa, işin içinde başka şeyler vardır. Tepki çekmemek, eldekileri kaybetmemek, daha fazlasına tamah adına kişiliğinizi geri çekmek gibi. Bırakın iktidarı destekleyenleri, desteklemeyen ama belli ki rahatını bozmak istemeyen pek çok kadın simadan da itiraz yok, onlar söyleyemeyip eş dost arasında söylenenler kervanı. İşte bir ülkede asıl felaket budur, dahası işte bir siyasetçiyi felakete sürükleyen de budur, bu tür ikiyüzlülüklerdir.
İşte böylesi bir ortamda, Başbakan, ilk Başbakan olduğunda anlattığı talihsiz bir anıyı, hiç tepki çekmediği için öyle beğenmiş olmalı ki, yeni öğretim yılının açılışında tekrar anlatmıştı. Gençken, öğretmen olan eşi hastalanıp okula gidemeyince onun yerine derse girmiş, sınıfta asayişi sağlayamayınca yaramaz öğrencilerden birini kulaklarından tutup havaya kaldırmış da, müdür “Aman eşinizi bir daha göndermeyin” demiş, ha, ha, ha. Bırakın öğretmen sıfatı ile girilen sınıfı, yetişkin bir insanın çocukları susturmak için aklına gelen ilk tedbire bakar mısınız; bir çocuğu kulaklarından havaya kaldırmak. Sonra olgunluk döneminde Başbakan olduğunda da bu anıyı güle oynaya anlatmakta beis görmemek, nasıl bir ülke burası?
Böyle o kadar çok örnek var ki, en son bir MHP vekilinin, ana muhalefet partisi ile polemik olarak “don lastiği” tabirini kullanması, “süslenerek evden çıkan kadına fuhuş” ithamında bulunan bürokratın, vekâleten bulunduğu mevkiye, ödül gibi asaleten atanması, daha neler neler. “Seçkincilik karşıtlığı” adına okumuş yazmışları “düşman” ilan eden bir dil, “halkçılık” ile “lümpen”liği karıştıran, karıştırdıkça lümpenleşen bir siyaset.
Sadece o da değil, asıl önemlisi popülüst çoğulculuğu “demokrasi”, hukuku hiçe saymayı “etkin yönetim”, güçlünün borusunun öttüğü bir düzeni “güçlü Türkiye” veya “Türkiye’nin güçlenmesi” sanan bir siyaset anlayışı. Dahası, “Osmanlı-İslam medeniyeti” sayıklamalarına karşın, yol, köprü, altgeçit, üstgeçitten ibaret bir “iyi yaşam” anlayışı. İşte burası böyle bir ülke, işte bunlar yeni yaşam kılavuzlarımız.
En son, Başbakan’ın İstanbul’u finans merkezi ilan eden konuşmasında, Batılı ülkelerin, yatırım yapacaklara paranın kaynağını sormalarını yadırgayan ifadeleri bir başka felaketin habercisi değil mi? Batılı ülkeler, ülkelerine para getirecek olanları, “nereden buldun” diye “elli soru sorup, insanları parası ile rezil ediyormuş”. Bizim ekonomi vaadimiz, bu soruları sormayarak, Türkiye’ye para çekmek; daha önce aynı mevzu geçtiğinde “terör ve kara para” bunun dışında kalacak teminatı verilmişti, iyi de “nereden buldun” diye sorulmadan, daha doğrusu iyice kurcalanmadan, yani “elli soru” sorulmadan, paranın kaynağı nasıl tespit edilecek? Ayrıca, hesabı verilecek para, neden elli sorudan kaçsın? Turgut Özal’da bu kafada idi, “para gelsin de nereden gelirse gelsin” anlayışının mimarı oydu, nitekim gelen para bize “hayretmemiş” olmalı ki, dönüp dolaşıp bu tip paraya muhtaç hale geliyoruz. Hem, elini kolunu sallayarak bir ülkeye kolay giren paranın, bir süre sonra, bir ülkeyi ne kadar zora sokacağını hesap eden var mı?
İşte böyle bir ülke burası, iktidarda olanlar bize böylesi bir gelecek vaat ediyor, daha ne diyeyim?
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
11.11.2024
14.06.2024
5.05.2024
6.11.2023
14.10.2023
2.10.2023
24.09.2023