Ömer F. Gergerlioğlu
P24 Bağımsız Gazeteclik Platformu'nun Diyarbakır seçim gezisi devam ederken Sur mahallesindeki sokağa çıkma yasağını yaşıyoruz.
Diyarbakır Suriçi'ne sokağa çıkma yasağı kalktıktan sonra giriyoruz. Sokaklardaki barikatlar iş makinalarıyla kaldırılıyor, hendekler kapatılıyor. Daracık sokaklardan ilerliyoruz. Duvarlarda kurşun izleri var. Kimi evin duvarı delik deşik edilmiş. Kurşunlu Camisi'nin olduğu alana varınca kırılmadık cam, kapı kalmadığını görüyoruz. Duvarlara ay-yıldız işaretleri çizilmiş. Caminin minaresine polislerin bayrak astığını sonra kaldırıldığını söylüyorlar. Anladığımız kadarıyla YDGH'liler barikat ve hendeklerle savunma yapmışlar ama sonrasında ateşkes ilan edildiği günden sonra çekilmiş, gitmişler. Daha sonra Cumartesi sabahı sokağa çıkma yasağı başlatarak operasyon başlatan polisler tüm mahallede baskı uygulamışlar. Duvarlara baktığımızda YDGH imzalı yazıların yanı sıra "Türk'ün ve T.C'nin gücü" konulu yazılar görüyoruz. 4 günlük bir sokağa çıkma yasağı sonrası ayrıntılara girmeden önce genel tabloyu özetleyelim.

YDGH'liler polisin mahalleye girişini engellemek için barikatlar ve hendekler oluşturmuş. 10 Ekim ateşkes günü itibariyle yani sokağa çıkma yasağının başladığı gün geri çekilmişler. Daha sonra polis mahallelere, evlerin içine girerek sivillere yönelik intikam baskınları yapmış. Bu keyfi bir tarzda olmuş. Bir kadın anlatıyordu, (ismini veremeyeceğim çünkü genellikle isim vermiyorlar ve fotoğraflarını çektirmek istemiyorlardı) polis eve girmek isteyince ona "kapıyı kırmayın, al anahtarı gir" dedim, o ise "hayır" dedi ve kapıyı kırarak girdi. İçeriyi aradı, her tarafı karıştırdı, televizyonun ekranını, çamaşır makinesi ve fırının kapağını özellikle kırdı, bir şey bulamayınca kapıdan çıktı. Dışardan klimaya ateş etti." diyor. Bu kadınla biraz daha ayrıntılı konuşuyorum. 7 çocuğunun olduğunu, eşinin başlarında olmadığını, engelli çocuğunun maaşıyla geçindiğini söylüyor, görüntü karşısında içim sızlıyor. Sefalet diz boyu, bir engelli çocuğa bir diğer çocuklara bir de anneye bakıyorum, perişanlar. Sosyoekonomik seviyenin en altlarda olduğu bir yer Suriçi. En az 8-9 kişinin yaşadığı evlere kapıyı kırarak rastgele ateş açarak girmek hangi hukuka sığar.
4 gündür sokağa çıkma yasağını yaşayanlar afetten çıkmış gibiler. Nereye gitsek yandaki, karşıdaki evin annesi, babası beni kendi evlerine de bakmam için çağırıyor. Orta ve ileri yaştaki kadınların çoğu Türkçe bilmiyor ama vücut dilleri yaşadıkları devlet muamelesini çok iyi özetliyor. Çok içten feryatlar yükseliyor, Kürtçe olduğu için anlamıyorum, arkadaşlarım tercüme ediyorlar.
Bir kadının feryadı PKK'ya "Niye bizi bu ateşin arasına attılar, çocuklarımızı, desteğimizi verdik, bu hale düştük" diyor. Halk yaşanan gerilimde çok büyük mağduriyet yaşamış ama polis karşısındaki gücü bahane ederek evlerden ateş açılmamasına, çatışma yaşanmamasına rağmen gözdağı vermeye, sindirmeye çalışmış. Evlerin avlularında mermi kovanları buluyoruz. Lav silahı gibi tarif edilen bir silahın büyük parçaları çok yerde karşımıza çıkıyor.
Bir başka eve girdiğimizde aile bize kapıyı kırarak içeri girenden nasıl kaçıp sığındıklarını anlatıyor. "Alt katta polis keyfi ateş ederken üst kattaydık, daha sonra üste çıktılar feryat edip alt kattaki bir odaya sığındık" diyor evin hanımı, iç odalardaki kurşun izlerini göstererek. Dış binaların duvarlarına bakıyoruz "jiyan" kelimesinin üstü "Kanımız aksa da zafer İslam'ın" yazısıyla kapatılmış. Kurşunlu camiinin bahçe duvarı yıkılmış, camii dış cephesi farklı silahlarla delik deşik edilmiş. Evlerin duvarlarında yer yer yıkıntılar oluşturan kurşun izleri olağanüstü bir yoğunlukta rastlanıyor. Evin içinde yatak odaları, oturma odaları darmadağınık, eşyalar kırılmış. "Esedullah timi" imzalı, üç hilalli yazılar YDGH'lıların yazılarının üstüne yazılmış. "T.C burası sana mezar olacak" yazısı silinip "T.C. her yerde, ya siz.." yazılmış.

Bir başka kadın çağırıyor bizi "mermi yağmuru altında mutfağın tezgahının altına eşim girdi, biz de 9 kişi yere yüzükoyun yattık" diyor. Dışarı çıkıyoruz 75 yaşlarında bir amca, adı Nafiz Kartal, söyleniyor "ne anlatayım ki , nasıl anlatayım biz ne yaşadık biliyor musunuz" diyor. Israr ediyorum evinin banyosuna götürüyor, 15 kişi burada saatlerce çıplak betona yüzükoyun yattık, mermiler her yandan geliyordu, 4 gün aç susuz kaldık, ne ekmek, ne yemek, elektrik, su kesik ne yaşadık bilebilir misiniz" derken ağlıyordu amca. Eşi 70 yaşlarındaki teyze ise "dışarıdan açılan ateşte Kur'an-ı Kerim de vuruldu" deyince getirmesini istiyoruz, merminin Kur'anı delip geçtiğini görüyoruz. Teyze ağlıyor gözlerimiz yaşarıyor "hakkımızı arayın evlat, bize bu zulüm reva mı" diyor, gözlerim yaşarıyor "söz teyze, sizin sesiniz olacağız" diyorum. Yaşlı amca dışarıda manav dükkanını gösteriyor, camları kırılmış, eşyalar tahrip edilmiş, yaşlı amca "32 kişi buradan geçiniyor, ben ne yapacağım şimdi, yazık değil mi?" diyor.
Dışarı çıkıyoruz orta yaşlarda bir erkek feryat ediyor yüksek sesle "biz sadece insanlık istiyoruz, eşitlik istiyoruz, zaten yıllar önce köyümüz yakıldı buralara geldik, burada da aynısı, nereye gidelim" diyor. Çay bahçesi sahibi Ali Güneş
"polisler bahçeye girmiş, semaveri tüm malzemeyi kırmış, tavanı delmiş, ortalığı dağıtmışlar, buradan ne istediler anlamadım, sabahtan beri temizlemeye uğraşıyorum" diyor.
Çocuklar yardımcı oluyor, başından vurularak öldürülen Helin Şen'in vurulduğu yere gidiyoruz. Çocuklar anlatıyor "Helin sokak arkadaşım, mermi kafasından vurmuş, beyni parçalanmış, buraya düşmüş, kafasını delip geçen kurşun şu demire saplanmış, ambulans 3 saat sonra geldi" diyor. Eğilip yakından bakıyorum. Kanları bu sabah temizlemişler ama tam temizlememişler. Kafa kemiğinin iki küçük parçası yere yapışmış, başımda anlatan çocuk, donup kalmış kemiklere bakıyorum. Bu çocuklara biçilen bu, ambulanslar, panzerler, ölüm, kan, gözyaşı.
Hangi eve gitsek çatışma durumu olmadığı halde sivillere yönelik kötü muameleden bahsediyorlar. Atletik yapılı, siyah giyimli, sakallı şimdiye kadar hiç görmedikleri kişilerin bu müdahaleleri yaptığını söylüyorlar. Bu kişilerin ceplerinde sarı hapların olduğunu, küfrederek, döverek işkence ederek 200 kişiyi gözaltına aldığını söylüyorlar.

Bu halk bunu hak etmiyor. İnsan ve hakları ucuzlamış buralarda. PKK'nın özyönetim ilanı sadece bir direniş oluşturmuş, bu iddia hakimiyet oluşturmayacaksa ilanın anlamı halkın mağduriyeti değil mi? Gücünü gösteremediği bir özyönetim ilanı bu halkın iki ateş arasında kalması değil mi? Fırsattan istifade edenin, devlet adına güç gösterisine yol açmıyor mu bu karar? Polisin keyfiliğine müsaade edilmesi anlaşma ve konuşma şansı bırakır mı bu halkta? Çözüm süreciyle rahatlayan bölge, patlamaya hazır bomba gibi olmuş. 7-8 yaşında etrafımızda dolaşan çocuklara bakıyorum, onları dağa itmekten başka neye yarayacak bu güç gösterisi? Karşılıklı kin ve nefretin artmasıyla çözülecek bir sorun değil bu. Kamyonla eşyalarını taşıyanları görüyoruz. Taşınma çözüm mü, bu halk daha nereye gitsin?

Hayat devam ediyor, 4 günün izlerini temizliyor mahalleli, kırık camlı dükkanlar yine açılıyor, yerler yıkanıyor, hayat devam ediyor. Helin ölmüş, kanı ve kemikleri hala tam temizlenmemiş ama bu keyfiliğin hukuki açıdan hesabının sorulması bizlere, insanlığa kalmış artık.
Diyarbakır izlenimlerime bir başka yazıyla devam edeceğim.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları














































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2020
26.08.2020
9.02.2018
5.02.2018
3.02.2018
25.06.2018
23.06.2018
18.06.2018
12.06.2018
11.06.2018