Soma katliamı, asansör faciası ve Ermenek maden faciası birer seri cinayetin halkalarıdır ve hepsi de aynı seri katilin elinden çıkmaktadır.

Neredeyse ölümün kaçınılmaz olduğu koşulları hazırlayıp geri çekiliyor seri katilimiz ve bu ölümler, katliamlar meydana geldiğinde talihsiz birer kaza gibi görünüyorlar.

                                                           * * *

Bütün bu cinayetlerden önce birileri uyarmış ama uyarıları tamamen göz ardı edilmiş oluyor.

Soma katliamından önce Maden Mühendisleri Odası, asansör faciasından önce Mimarlar Odası ve işte bu Ermenek faciasından önce TEMA Vakfı geliyorum diyen cinayet konusunda uyarmış oluyor.

TEMA Vakfı bir yıl önce Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na sunduğu raporda “Konya kapalı havzadır, linyit madeni yapılırsa yer altı suyu basar” diye, “faciayı” önceden haber vermiş oluyor.

                                                             * * *

Bütün bu cinayetlerde, hayat kurtaracak bir mekanizma, bir aygıt mutlaka eksik oluyor.

Soma’da üç kuruşluk gaz sensörleri, asansör faciasında beş kuruşluk “stopper” ve su havzalarının ortasındaki bu madende de yeterince güçlü su tahliye pompaları bulunmuyor.

                                                             * * *

Her faciada, bu faciaların daha küçük ölçekli ve büyük faciayı haber veren bir minyatürüyaşanmış oluyor. Soma’da daha önce zehirli gaz çıkışı oluyor; asansör daha önce düşmüş oluyor ve Ermenek’te de daha önce üç defa su basmış oluyor madeni.

Bütün bunlara rağmen hiçbir tedbir alınmamış, bağırarak gelen felaketi yolundan çevirecek hiçbir adım atılmamış oluyor.

Bütün bu adımların atılmasını imkansız kılan koşullar seri katil tarafından hazırlanmış oluyor.

                                                           * * *

Kredileri, ihaleleri sadece iktidara yakın insanlar alabildiği için, bütün bu inşaatları yapan, madenleri işletenler ayrıcalıklı insanlar oluyorlar, onlardan kimse hesap soramıyor.

Sendikaların ümüğü sıkıldığı için zavallı işçiler bıçak boğazlarına dayansa bunu ifade edemeyecek durumda oluyorlar.

Cinayetlerden sonra hiçbir bakan görevinden istifa etmediği için sistemin parçası olmayan birinin devreye girip taşları yerinden oynatması mümkün olmuyor.

Dayak yemekten sersemlemiş olan basın, hiçbir cinayetin izini sonuna kadar süremiyor.

                                                         * * *

Ve işte seri katilin yarattığı bütün bu koşullar altında, insanlarımız zehirlenerek, yanarak, düşerek, boğularak ardı ardına ölüyorlar.

Seri katil cinayetlerine devam ediyor…