Osman CAN
Yargının üst mercilerini gayrı ahlaki yollarla kontrol eden batıni yapının gayrimeşru siyasal hamlelerine karşı, Meclis meşru anayasal yetkilerini kullanmak suretiyle tedbirler almaya başlayınca, bugün artık "Yeni 27 Mayıs Koalisyonu" diye nitelendirebileceğimiz cenahın hukukçularından ilginç öneriler duyuldu. Kimi Anayasa Mahkemesi'nden kanunu yok saymasını, kimisi de yürürlüğün durdurulması (YD) kararının geçmişe doğru yürütülmesini istedi. Ana muhalefet partisi bu telkinlere uygun taleplerle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
Önümüzdeki günlerde konuyu gündemine alacak mahkemeye açıktan veya paralel yollarla telkinlerin arttığı görülüyor. Bir kere Anayasa Mahkemesi'nin "yok hükmünde kabul etme" tarzında bir karar alma yetkisi yok.
Meclis'in kabul ettiği her kanun hukuken "Anayasaya uygunluk karinesi"nden yararlanır. Aksini iddia eden, onu Anayasa Mahkemesi'ne götürür. Anayasanın 11. Maddesi kanunların anayasaya aykırı olamayacağını, 148. Maddesi ise aykırı olduğunda iptal edileceğini söyler. Başkaca bir karar yetkisi tanımaz.
Aykırılık gerekçesinin çok hafif veya çok ağır olması bu sonucu değiştirmez.
Mahkeme, sadece anayasada yazılan yetkileri kullanır ve tedbirleri alır. Ötesine taşıp siyasi mürebbiyelik yapmaz.
Unutulmamalı ki, anayasanın bıraktığı her boşluk, siyasal sonuçları ne olursa olsun, siyasetin dinamiğine bıraktığı ve orada çözümlenmesini arzuladığı bir alandır. O alan, yargı dâhil olmak üzere, diğer kurumlara durumdan vazife çıkarma yetkisi vermez.
Yetkili olan Meclis, kanunun usulüne göre çıkarmış ve yetkili Cumhurbaşkanı imzalayıp Resmi Gazete'de yayımlamışsa, ortada bir yasa "var"dır. Var olan yok sayılamaz. Anayasaya aykırı ise, sadece iptal edilebilir.
Akademik bilgi için Ergun Özbudun Armağanı Cilt II'deki "Anayasa Yargısında Yokluk" makalesine (Yetkin Yayınları) bakılabilir.
Peki mahkeme geçmişe doğru etkili bir yürürlüğü durdurma (YD) kararı verebilir mi?
Bir kere Anayasa Mahkemesi'nin YD kararını vermesinin anayasal temeli yok. Ama mahkeme, 1994 yılında PTT'nin özelleştirilmesini durdurmak için, ideolojik gerekçelerle böyle bir karar ihdas etmişti. Oysa kamu hukukunda açıkça tanınmamış yetki yetki değildir.
Mahkeme, YD kararının, bir iptal davasının içinde onun bir parçası mahiyetinde bir tedbir olduğu, iptale yetkili olanın tedbire de yetkili olacağı mantığını işletmişti. Yani "çoğun içinde az da vardır" demişti.
Öyle ise, aynı mantık gereği, çoğun içindeki az, çoğun kurallarına tabi olmak zorundadır. Yani anayasanın iptal kararı için tanımadığı bir etki ve sonuç, onun bir parçası mahiyetindeki bir tedbir kararı olarak YD için zaten geçerli olamaz. Zira Anayasanın 153. Maddesi'ne göre iptal kararı geçmişe asla yürütülemez. Anayasa Mahkemesi'ne getirilmiş açık bir yasak söz konusu. Bu yasak YD için haydi haydi geçerlidir.
Anayasanın tanıdığı bir yetki olarak iptal kararı dahi geçmişe yürütülemezken, YD kararının geçmişe yürütülmesini talep etmek, "Anayasayı ihlal" etmeye çağrıdır.
Başka bir şey değildir.
Anayasa Mahkemesi başta olmak üzere, hiçbir kurum kaynağını anayasadan almayan yetki kullanamaz. Anayasada yasaklanmış bir yetkiyi kullanmayı ise aklının ucundan dahi geçiremez.
Zira, anayasaya aykırılık gerekçesiyle denetim yapacak olan mahkeme, denetlediği Meclis'ten daha fazla anayasaya riayet etmeli ki, denetimi meşru olsun. Anayasaya aykırılık iddiasıyla başladığı denetimde, anayasanın kendisine açıkla yasakladığı bir karar alırsa, verdiği karar "karar" olarak hukuk âleminde var olamayacaktır.
Hiç kimse demokrasi dışı muhalefet ihtiyacına veya iktidar hevesine Anayasa Mahkemesi'ni alet etmemeli, vesayet/velayet safına çekmeye çalışıp zor kazanılmış meşruiyetini hoyratça ve sorumsuzca tüketmemelidir.
Yeni Anayasa Mahkemesi'ni, eski oyunlara alet etmekten vazgeçin.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2021
9.01.2021
20.07.2020
12.07.2020
23.06.2020
20.06.2020
20.06.2020
24.04.2019
18.01.2017
1.02.2015