Pelin CENGİZ
Son yıllarda bu kadar ciddiyetten uzak, böylesine çıkmaza sürüklenen ve hatta hükümetlerin iklim mücadelesi verenlerle neredeyse alay ettiği bir iklim zirvesi daha yaşanmamıştı. Bilindiği gibi, bu yılBirleşmiş Milletler 19. İklim Zirvesi (COP-19) Polonya’da gerçekleştirildi. Geçen yıl Katar’da yapılan zirvede, beklentiler ve atılması gereken somut adımlarla ilgili aksiyon planı bu yılki zirveye bırakılmıştı. Ana gündem, 2015’te Paris’te yapılacak zirvede kabul edilmesi ve en geç 2020’de hükümetlere yeni yükümlülükler getirerek yürürlüğe girmesi hedeflenen yeni bir iklim anlaşmasının çerçevesini oluşturmaktı. Bırakın bağlayıcı kararlar almaya yaklaşmayı, Varşova’daki iklim zirvesi tam anlamıyla fiyaskolar resmigeçidine döndü.
Polonya, tam bir kömür ülkesi. Elektrik üretiminin yüzde 90’ından fazlası kömürlü termik santrallerle elde ediliyor. Ülkede hatırı sayılır bir kömür endüstrisi lobisi var ki, her yere damgasını vurabiliyor, hükümetlerin karar alma mekanizmalarında etkin rol alabiliyor. Zira, iklim zirvesinin bu şirketlerin sponsorluğunda yapılmasının ve iklim görüşmelerinin tam ortasına gelecek şekilde Polonya Hükümeti’nin “Kömür ve İklim Zirvesi” düzenlemesinin başka türlü bir izahı olamaz. UNFCCC’nin (The United Nations Framework Convention on Climate Change) Genel Sekreteri Christiana Figueres’in de, burada açılış konuşması yapması bir diğer fiyasko olarak hafızalara kazındı. Her ne kadar Figueres, konuşmasında kömürün iklim değişikliğinin baş sorumlularından biri olduğu gerekçesiyle enerji kullanım biçimlerinin değişmesinin zorunlu olduğunu, verimsiz santrallerin kapatılıp, mevcut rezervlerin de çıkarılmaması gerektiğini söylese de eleştiriler muhtelif. Çünkü, bunları söylemek için kömür endüstrisinin “temiz kömür” temalı kömürü aklama toplantısını meşrulaştırmasına gerek yoktu, kaldı ki söyledikleri dünyayı kirletenlerce gayet iyi bilinen gerçekler...
Polonya cephesinden gelen tuhaflıklar bununla da sınırlı kalmadı. Bakanlar Kurulu’nda revizyona giden Başbakan Donald Tusk, COP-19′un başkanlığını yürüten Çevre Bakanı Marcin Korolec’i de görevden aldı. Ha sanmayın ki, Korolec yeterince çevreci bulunmadığı için görevden alındı. Kömür endüstrisine gerekli desteği vermediği ve kaya gazına daha fazla ilgi gösterdiği için Korolec’in görevden alındığı söyleniyor.
Polonya’daki iklim zirvesine dair fiyaskolar böyle, “Polonya’yı anladık Türkiye bu alanda nerede” derseniz, iş o noktada değişiyor. Climate Action Network tarafından iklim müzakerelerinin gerektirdiği şekilde davranmayan ülkelere verdiği “Günün Fosili” ödülünü Durban ve Doha’dan sonra üçüncü kez Varşova’da alan, İklim Değişikliği Performans Endeksi’nde en kötüler arasında yer alan bir Türkiye’den bahsediyoruz. Üstelik iklim görüşmelerine diğer ülkeler ağırlıklı olarak Çevre Bakanı seviyesinde katılım sağlarken Türkiye’nin müsteşar yardımcısı gibi son derece düşük statüde bir bürokrat göndermesi de iklim meselesine yönelik epey önemli bir mesaj niteliğinde. Ümit Şahin’in zirveyi yerinde izleyip aktardığı gözlemlere göre zirveyle tek alay eden biz değiliz aslında: “Müsteşar yardımcısı gibi yardımcı bürokratlar tarafından temsil edilen başka bazı ülkeler arasında Afganistan, Liberya, Mauritus, Libya var. Avustralya’nın bu yıl Çevre Bakanı tarafından değil de bir büyükelçi tarafından temsil edilmesi büyük bir skandal olarak kabul edilmişti. Hatta Avustralya Çevre Bakanı Greg Hunt, karbon vergisini kaldırmak için gerekli yasa çalışmaları nedeniyle çok meşgul olduğunu ve bu yüzden zirveye katılamadığını açıklayarak hepimizle adeta alay ediyordu.”
2014’te COP-20 Peru’da yapılacak, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun öncesinde dünya liderlerini toplayarak özel bir zirve yapması ve burada özellikle G20 aahhütlerini açıklamalarını istemesi gündemde. 2015’te G20 başkanlığını devralacak Türkiye’nin bu platformlarda nasıl öneriler getireceğini ilgiyle izleyeceğim.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022