Pelin CENGİZ
İlk kez 2003’te Biyolojik Çeşitlilik ve Doğal Kaynak Yönetimi Projesi sürecinde hazırlık çalışmaları başlatılan, 10 yılda beş kez değiştirilen ve 2010’da “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu” adıyla ortaya çıkan yasa taslağı, Meclis’te görüşülmeyi bekliyor. Adı aldatmasın, tabiatı koruma değil tam bir kullanma yasası. İktidarın her türlü doğal, kültürel ve tarihî varlığı metalaştırma ve rant sağlama yaklaşımının gerçek bir aracı niteliğinde.
Hemen her maddesi sorunlu olan bu taslak kısaca, doğayı korumaktan çok sınırsız şekilde kullanmaya, ranta ve talana açmaya imkân veriyor.Yasa, doğal varlıklar üzerindeki her türlü korumanın kaldırılması, koruma alanlarının sınırlarının değiştirilmesi, SİT alanı ve milli park statülerinin tamamen yok edilmesi, yatırıma ve turizme öncelik verilmesi gibi pek çok tehlikenin kapısını açıyor. Üstelik bunlar üstün kamu yararı gibi içeriğini kimin belirlediği muğlâk, suiistimale de son derece açık bir temele dayandırılıyor.
Taslak, gerek hazırlık aşamasında toplumsal mutabakattan yoksun olması sebebiyle, gerekse içerdiği talanı kurumsallaştıran düzenlemeler nedeniyle çok fazla eleştiri aldı; tasarının yasalaşmaması için pek çok sivil toplum kuruluşu mücadele verdi, protesto gösterileri, imza kampanyaları düzenlendi. Hatta, farkındalık yaratmak ve gelişmeleri izlemek için 113 sivil toplum kuruluşunun dâhil olduğu Tabiat Kanunu İzleme Girişimi oluşturuldu. Yasa epeydir Meclis’te beklemede. Burada dikkat!
Hükümet, bütüncül bir yasayla beceremediği işleri torba yasalar üzerinden irili ufaklı değişikliklerle hallediyor. Sivil toplum örgütleri, bu yasa geri çekilsin diye uğraşadursun, artık bu yasaya gerek bile yok, yönetmelik değişiklikleriyle atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti bile! Üstelik bu yasa taslağında şerh düşülen, tehlikeli bulunan her ne varsa tek tek uygulamaya konuyor.
Koruma bölgeleri daraltılırken, sulak alanlar, milli parklar ve ormanlarla ilgili yönetmelik değişikliklerine gidildi.18 Mart’ta Milli Parklar Yönetmeliği’nde yapılan üç maddelik değişikliğin yürürlüğe girmesiyle milli parklarda “kamu yararı” için yatırım yapmak isteyen hiç mahkemeye takılmadan inşaatını dikebilecek. Bu değişiklikle Türkiye’deki mevcut 40 milli park betona kavuşacak. Munzur Vadisi’ne HES, Olimpos’a Phaselis’e otel inşaatının önünde hiçbir engel kalmayacak.
4 Nisan’da Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği yürürlüğe girdi. Tek başlıkta toplanması gereken sulak alanlar, ulusal öneme haiz sulak alanlar ve mahalli öneme haiz sulak alanlar olarak ikiye ayrıldı. Sulak alanın ulusalı mahallisi olur mu demeyin, bu ayrımla talana da kılıf hazır, uluslararası koruma statülerinden muafiyete de...
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne göre, Türkiye’de 14’ü Ramsar alanı olmak üzere 135 uluslararası öneme sahip sulak alan mevcut. Değişiklikten bir ay sonra İzmir’deki flamingoların ürediği Gediz Deltası’nın, Özelleştirme İdaresi tarafından satışa çıkarılması, sulak alanların son sürat yok edileceğinin teyidi niteliğinde. Üçüncü havaalanının yapılacağı bölgede 70 sulak alanın bulunduğu düşünülünce, projenin önündeki engeller de bir çırpıda kaldırılmış oldu.
Son olarak 18 Nisan’da Orman Kanunu’nda yapılan yönetmelik değişikliğiyle, ormanlık alanlarda enerji üretim santralleri, petrol ve doğalgaz boru hattı, petrol ve doğalgaz arama tesislerinin kurulmasının önü açıldı. Ayrıca, maden ruhsatı sahipleri de maden arama faaliyetlerinde bulunabilecek. 12 yılda 164 bin dekar yani Kayseri büyüklüğünde orman alanı yok olduğu dikkate alınca hangi “kamunun yararı” olduğu netleşiyor. İktidar, adlarındaki “koruma”yı öne çıkararak Truva atı torba yasalarla rantın, talanın kitabını Türkiye’de yeniden yazıyor.
[email protected]
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022