Pelin CENGİZ
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Kuzey Yarımküre'de Dünya Ormancılık Günü olarak ilan edilen 21 Mart, 1975 yılından beri kutlanıyor. Kutlama dediğimiz de, resmi kurumlardaki takım elbiseli, kravatlı adamların samimiyetsiz, adet yerini bulsun şeklindeki ağaç dikme bayramı. Yoksa, ortada kutlanacak bir durum mevcut değil.
Tüm toplumsal duyarlılık ve tepkiler göz ardı edilerek sistematik şekilde ağaç kesilmesi, ormanların yağmalanması, suyun ticarileştirilmesi, tarım ve hayvancılığın ithalata teslim edilmesi, orman sahalarının başta termik santraller olmak üzere her türlü enerji projesine, sanayi kuruluşlarına, maden ocaklarına peşkeş çekilmesi, her türlü endüstriyel kirliliğe maruz bırakılması, kentsel dönüşüm, kentleşme ve nüfus baskısıyla ormanların talan edilmesi Türkiye ekosistemlerinin karşı karşıya olduğu belli başlı tehlikeler...
Tüm bunlar gözümüzün önünde olup biterken, hükümet tarafından sürekli bir gurur vesilesi ve siyasi propaganda malzemesi haline getirilen ağaçlandırma hamlesi var. Türkiye'nin orman varlığı artıyor mu? Artıyorsa nerede ve nasıl?
Bu soruların cevaplarını çok fazla istatistiksel veriye boğmadan anlatmaya çalışalım...
Bartın Üniversitesi'nden Prof. Dr. Erdoğan Atmiş ile Yard. Doç. Hikmet Batuhan Günşen tarafından hazırlanan ve ISFOR (International Symposium on New Horizons in Forestry) 2017 Kongresi'nde sunulan "Analysis of Change and Deforestation in Forests in Turkey" (Türkiye'de Ormanlarda Değişim ve Ormansızlaşma Analizi) Türkiye'deki orman varlığındaki değişimle ilgili çarpıcı bulgulara işaret ediyor.
Resmi verilere göre, Türkiye'de 2006 yılında yüzde 27,2 olan orman alanı oranı 2015 yılı itibariyle yüzde 28,7'ye yükseldi. Türkiye'de enerji, inşaat ve mega projeler kaynaklı olarak orman varlığı üzerinde sürekli bir tehdit varken, ister istemez bu artışın gerçeği ne kadar yansıttığı farklı kesimler tarafından tartışma konusu edildi.
Yukarıda bahsettiğim çalışma, tam da buna cevap veriyor aslında. Bu çalışmada, ülkenin 81 ilinde ve bölgesel düzeyde orman alanlarında bir artış olup olmadığı, artış veya azalışların oranlarındaki farklılıklarla, bu artış veya azalışlarda hangi sosyoekonomik göstergelerin etkili olduğu incelenmiş. Tamamen Kalkınma Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü ve Türkiye İstatistik Kurumu'nun resmi verilerinden yararlanarak 15 değişken oluşturulmuş.
Elde edilen bulgulara göre, çalışmanın en önemli ve en temel tespitlerinden biri şu:
Türkiye'de genel orman alanı artış göstermesine karşın il düzeyinde ve bölgesel düzeyde bu durum farklılaşıyor. 2005-2015 yılları arasında 60 ilin orman alanlarında artış olurken, 19'unda azalma var, iki kentte ise herhangi bir değişiklik olmamış.
Orman alanlarında azalmanın Marmara (Sakarya, Yalova ve Bilecik illeri hariç), Ege, Batı Karadeniz bölgelerindeki kentleşmenin ve sanayileşmenin en yoğun olduğu illerde yoğunlaştığı tespit edilmiş.
Türkiye'de orman alanı artışının ormancılık örgütünün yapmış olduğu ağaçlandırma çalışmalarından değil de ülke nüfusunun sosyoekonomik yapısındaki değişimden kaynaklandığıdır. Yani, Türkiye'de orman alanının artış gösterdiği kentler, kırsal nüfusun göç verdiği iller, aynı şekilde orman varlığının azaldığı kentler de nüfusun ve sanayileşmenin arttığı kentler.
Aslında denklem çok basit. Türkiye'de nerede rant azalıyorsa, orada orman artıyor, nerede rant iştah kabartıyorsa orada orman azalıyor.
Bu çalışma; yaygın kanının aksine orman azalmasının tarım, kırsal fakirlik gibi kırsal nedenlerle değil, son yıllardaki gelişmeler sonucu sanayileşme ve çarpık kentleşme gibi kentsel nedenlerden, artışın ise yapılan ağaçlandırmalardan değil, kırsal alanlardan kentlere doğru olan göçler nedeniyle kırsal alanlardaki orman alanları üzerindeki baskıların azalmasından kaynaklandığı tezine dayanıyor.
Devletin, ülkede orman varlığı artıyor gibi gösterdiği durumun açık ve net izahı bu. Zaten bu çalışma resmi verilerle de bu durumun sağlamasını yapmış.
Resmi istatistiklere göre, 1973'de 20 milyon hektar civarı olan orman alanı 2015 itibariyle 22.3 milyon hektara çıkmış. Çalışmaya konu olan dönemde (2005-2015) ise orman alanları 1.1 milyon hektar yani yüzde 45 artmış.
Normal şartlarda bir yerde orman alanını arttırmanın yolu, orman sınırları dışında kalan yerlerde ağaçlandırma yapılması şeklinde oluyor. Orman Genel Müdürlüğü tarafından 2005-2015 yılları arasında toplam 395 bin 793 hektar alanda ağaçlandırma yapılmış. Bu değer 2005-2015 yılları arasındaki orman alanı artışı rakamının (1.1 milyon hektar) oldukça gerisinde...
Ağaçlandırılan bir yerin orman ekosistemine dönüşmesi için 10 yıl çok kısa bir süre. Yine de 10 yıllık dönemde yapılan bu ağaçlandırmaların hepsinin orman ekosistemine dönüştüğü kabul edilse bile; geriye bu ağaçlandırmaların dışında artmış olan 758 bin 395 hektarlık büyük bir miktar kalıyor. Bu miktarda bir alanın nasıl orman alanına dönüştüğünün sorgulanması bu işe kafa yoran herkesin düşünmesi gereken bir konu.
Bu konuda çeşitli araştırmacıların ortak görüşü; orman içi veya çevresindeki köylerde yaşayanların göç vermesi sonucu ormana bitişik olan arazilerin zamanla ormana dönüşmesi ve yapılan yeni orman kadastrosu çalışmaları neticesinde bu yerlerin orman alanına dahil edilmiş olmasıdır.
Bir diğer rakam oyunu da, orman arazileri üzerinde verilen tahsisler üzerinden yapılıyor.
İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Doğanay Tolunay'ın yaptığı bir çalışma da, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 16., 17. ve 18. Maddeleri ile orman alanlarında ormancılık dışında madencilik, turizm, enerji üretim tesisleri gibi başka kullanımlara izin verilmesinin, yine aynı kanunun 2B maddesi ile bazı alanların orman dışına çıkarılmasının Türkiye'de ormansızlaşmanın yaşandığının en belirgin göstergeleri olduğunu gösteriyor.
Türkiye'de 2016 yılı sonu itibariyle ormancılık dışı amaçlar için 91 bin adet orman izni (tahsisi) verilmiş. Bu tahsisler yaklaşık 700 bin hektarlık orman alanını kapsıyor.
Ancak, orman dışına çıkarılmış alanlar halen kayıtlarda orman varlığı olarak gösterildiği için bunlar orman olmamasına rağmen orman vasfı görüyor, veriler ormanı "doğal, yerli ve milli" bir servet yerine meta olarak görenlere yarıyor, ağlanacak haline kutlama yapıyor....
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022