Selami GÜREL
7 Haziran tarihli son yazımda, Başbakan Erdoğan’ın buyurgan ve kibirli tavrının bu öfke patlamasını yarattığını belirttikten sonra, “Şimdi burada bir parantez açıp, Gezi Direnişi öncesine dönmek istiyorum. B ülkede yüz yıllık bir askeri vesayet rejimi ve bir derin devlet yapılanması olduğunu, son yıllarda, yani Ergenekon süreci ile birlikte bu yapılanmaların büyük ölçüde açığa çıkıp birçok unsurunun tutuklandığını hepimiz biliyoruz. Yine bu tutuklanma sürecinden önceki darbe hazırlıklarını, bu darbeye kitle tabanı yaratabilmek için örgütlendiği daha sonra ortaya çıkan “Cumhuriyet Mitinglerini” unutmadık. Darbeciler tutuklanmaya başlandığında onlara avukatlık ve üye olmak için sıraya giren parti başkanları, halen bayraklarıyla Gezi Direnişçileri arasında yer tutmaya çalışan İP’lileri, ipsizleri, darbecilerin “askerlerini” de.
Onların, Gezi Direnişi’ni esas olarak, hatta sadece “AKP düşmanlığı” temelinde darbecilerin yedeğine taşımaya, barış sürecini sabote etmeye çalıştıklarını anlamak için kahin olmaya gerek yok.
Hareketin büyük ölçüde örgütsüz insanlardan olduğunu yazdım, ama bu durum hareket içinde oldukça fazla devrimci sosyalist, çevreci, demokrat, darbe karşıtı örgütlü insanların bulunduğu gerçeğini yadsımıyor. Bu örgütler, bağımsız devrimci demokratlar, çok hızlı bir şekilde, çok yalın birkaç talebi öne çıkarıp hiç vakit kaybetmeden bu talepler etrafında güç birliği yapmalı direnişçiler arasında yaygınlaştırmalıdır. Bunu geciktirmenin ağır bedeli de olabilir. Bu talepler sekter ve eylemin karakteri ile uyumsuz talepler olmamalıdır. Yazımın başlığında belirttiğim üç talep –bence- yeterlidir. Bu kadar kısa bir dönemde, bu talepleri durmadan genişletmek, hatta “AKP istifa” (*)gibi baştan kaybetmeye mahkum ekler yapmak maceracılıktır, yenilgiye kapı aralamaktır. Gerçekçi olan: Gezi’de direnmek, özgürlüklerde direnmek, buyurgan dile direnmek veBARIŞA EVET’İ ÖNE ÇIKARMAKTIR. Bu başlıklarda kazanılan bir mücadele ortaya mutlaka, kitlesel ve demokratik yeni bir örgütlenme çıkaracaktır.” diye yazmıştım. Hükümetin uzlaşır görünürken bile sürdürdüğü saldırgan tutum politik atmosferi iyice zehirledi. Öfke patlaması zirve yaptı. Ama son güne kadar sosyal medyadan takip ettiklerim, “özgürlüklerde direnmek, buyurgan dile direnmek ve BARIŞA EVET’i öne çıkarmak” yerine, o yazımda bahsettiğim “maceracı” sloganların öne çıkmaya başladığını gösterir oldu. Sanki birileri, kendi özgürlükleri için direnen gençler adına yeni talepler ileri sürmeye ve bunu “herkesin talepleriymiş gibi” yaygınlaştırmaya çalıştılar. Şu anda Türkiye’nin en yakıcı sorunu olan BARIŞ SÜRECİ’ne dair hiç slogan duyulmadı. Duyurmaya çalışanların da sesi ve gücü bunu öne çıkarmaya yetmedi. Hükümet, tam bir basiretsizlik ve gaddarlık örneği gösterip, tıpkı kendinden öncekiler gibi silahlı güçlerini, silahsız direnişçilerin üzerine salıp, kendi kitlesini de bir tehdit aracı gibi kullanarak tüm toplumu ayrıştırmanın adımlarını attı. Yalan ve demagojiye sarıldı, “camide içki içtiler” diyerek iftira attı. Tüm Türkiye zehirli gaz kokusuna bulanmışken, Gezi Parkı’nda sidik kokusu bulmaya soyundu. Milyonlarca insanı aşağıladı, küçümsedi. Buna bir de bu coğrafyanın solcularının en temel hastalığı sekterlik ve ikamecilik eklenince, önemli bir demokrasi gücüne dönüşebilecek bu kitlesel hareketin dinamikleri bulanıklaştı. Bununla, bu hareketin yenildiğini ve kazanımlarının “sıradan” olduğunu söylemek istemediğimi belirtmeme gerek yok. Bu hareket, Türkiye’de yeni bir dönem başlattı, bu topraklarda nasıl bir demokrasi ve özgürlük potansiyelinin var olduğunu kanıtladı. Gençlerin kendilerine güvenini yarattı ve bunu yok etmek artık mümkün değil. Ama bir şey daha gösterdi: İkameci, sekter, Stalinist sol, önemli kitle hareketlerini dumura uğratacak en önemli sorun olarak durmaya devam ediyor. Onları milyonların barış ve özgürlük taleplerinden çok, kendi kafalarında oluşturdukları politik hedefleri ilgilendiriyor. Halen kapının arkasından bizi izlemeye devam eden Ergenekon kalıntıları, darbeci eskileri, kaşarlanmış faşist bürokratlar, yüz yıllık iktidar ayrıcalığı sarsılanlar, yeniden başlaması muhtemel savaş bu “solcuların” temel gündemi değil. Bence şu aşama güçlerimizi toparlayıp sakince geri çekilme, Gezi Derslerini özümseme ve bunu sağlam bir örgütlülüğe dönüştürüp BARIŞ SÜRECİNİ kesintisiz devam ettirme aşamasıdır. Artık daha güçlüyüz ve bu gücümüze halel getirmemek sorumluluğu altındayız.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.03.2025
9.02.2025
7.02.2025
3.01.2025
19.01.2024
8.01.2024
14.06.2023
26.05.2023
7.05.2023
14.04.2023