Selami GÜREL
Almanya’nı Frankfurt şehrinde yaşadığım 1999 senesiydi. Gölcük depreminin etkisi TC coğrafyasının sınırlarını aşmış, on binlerce insanın ölümünün acısı Avrupa’yı da sarmıştı. Aynı günlerde Abdullah Öcalan’ın önerisiyle de barış süreci başlatılmıştı.
Halen öyle midir bilemiyorum, ama o yıllarda Frankfurt politik konuların oldukça yoğun tartışıldığı, çeşitli politik grupların irili ufaklı etkinlikler düzenlediği bir şehirdi. Ayrıca,Hürriyet, Milliyet, Zaman, Sabah, Evrensel, Özgür Politika, Cumhuriyet vb. tüm Türkiyeli gazetelerin; Kanal-D, Kanal-7 gibi televizyonların merkezleri de bu şehirde bulunuyordu. Bu yayın kuruluşlarında çalışan, yöneticilik yapan, yazı yazan insanların tamamına yakını birbirini tanır, çalıştıkları gazeteler ne yazarsa yazsın, bir yerlerde karşılaşınca, sohbet ederlerdi.
İçinde benim de olduğum, 10-15 kişilik bir politik arkadaş grubumuz vardı. Yılda birkaç kez çeşitli başlıklarda politik tartışma toplantıları düzenler, “dünyadan kopmamaya” çalışırdık. İki yakıcı olay aynı anda gündemimize girince, “Depremlerde Ölüm Kader mi” ve “Barışa Destek Ver” başlığı altında iki konuyu tartışmak üzere bir toplantı daha yapmaya karar vermiştik. Toplantılarımıza, yoğun olmasa da, bazı solcular da katılırdı, ama o günkü toplantımıza sadece, çoğunu tanımadığımız Kürtler gelmişti. Konuşmacılardan biri bendim, toplantı başladığında, bizim “mütevazı” sohbetimizin onlar için ne kadar önemli olduğunu fark etmeye başladım. On yıllardır savaşan insanlar, barışa hasret kalmışçasına katılıyorlardı tartışmalara. Deprem “unutulmuş” gibiydi. Sonraki günlerde öğrenmiştim, meğer tüm Avrupa’da, sadece bizim küçük arkadaş gurubumuz dışında, hiç kimse “barışa destek” toplantısı düzenlememiş. Toplantı bittiğinde, aramızda köklü bir dayanışma ve dostluk köprüsü kurulmuş, sonraki yıllarda hiç yıkılmamıştı. O günden bugüne “Barış süreci” üzerine kaç yazı yazdım, kaç konuşma yaptım bilmiyorum. “Umarım bu son yazım olur” demeyi de çok istiyor, ama olmayacağını da biliyorum.
15 yıl geçmiş aradan, öncekileri saymazsak, Öcalan’ın en önemli barış çağrısını yaptığı yıllarda 10 yaşındaki çocuk şimdi 25 yaşında. Kobane’de savaşçı mı, zindanda tutsak mı, dağda gerilla mı, sürgünde öfkeli bir dayanışmacı mı bilme şansımız yok.
Aynı 15 yılın son 12 yılının tek partili hükümet dönemi olduğunu, bu hükümet döneminde darbe hazırlıklarının sayısının bilinmediğini, adına Ergenekon denen derin devlet örgütlenmesinin ilk kez ayan beyan ortada görünmeye başladığını, dört yıl önce generallerin anayasasının oylandığı esnada halkın yüzde 60’ının darbelere ve darbecilere kırmızı kart gösterip, özgürlüklerden yana oy kullandığını, hafıza sorunu olmayan herkes hatırlar.
Hükümete barış görüşmeleri adımını attırma “cesaretini” bunun verdiğini de aklıselim herkes biliyor. Kürtler, belki de ilk kez, kimlikleri ve özgürlüklerinin kabul göreceği onurlu bir barış ihtimaliyle karşılaşmışlardı. Böyle bir barış, bu topraklardaki tüm taşları yerinden oynatacak, tüm toplumun demokratikleşmesinin kapılarını iyice aralayacaktı.
Süreç, “devletin genlerine işlemiş yüz yıllık ittihatçı zihniyete” tosladı.
Açık ki, iktidardaki hükümetlerin isimleri, politik bileşenleri farklı olsa da, tüm toplumsal sınıfların, etnik kimliklerin, inançların eşit haklara sahip olduğu bir yapılanma onlara çok uzak. Dünün mağduru olanlar, iktidar olduklarında, hem başka mağdurları hem de kendi mağduriyetlerini “unuttular”. “İktidar olanlardan hak almak ancak güçlü bir mücadele ile mümkündür” tezi yeniden doğrulandı.
Dünyada, Kürtlerin mücadelesinin haklı bir hak arama ve kimlik mücadelesi olduğunu inkâr edebilecek makul insan artık kalmadı. Mevcut iktidar için hiç kalmadı. Eğer böyle bir soru işareti kalsaydı, dönemin başbakanı “Dersim katliamı için özür diliyorum”cümlesini sarf edemezdi.
15 sene önce Kürtler barışmak için adım attığında, o adımdan heyecanlanmış, hemen barışın ve Kürtlerin özgürlüğünün tarafında saf tutmuştum. Halen aynı taraftayım, halen safım barış için. Mevcut iktidarın zihniyetinin de “Kürt fobisi” üzerine şekillendiği, kafalarında bambaşka bir toplum modeli olduğunu elbette biliyorum.
Benim işim barışta, özgürlüklerde, demokraside direnmek.
Kürtlere, “bu hükümetle barış mı yapılırmış” diye ahkâm kesenlere, “akıl vermekten vazgeçin, Kürtler karşısına barışı gönüllü olarak gerçekleştirecek bir hükümet çıkana kadar savaşmak zorunda mı, böyle bir hükümet var olsa, barış görüşmelerine ne gerek var?” diye sormak, mevcut hükümetin karşısına toplumun demokratik dinamiklerini barış için yığmaya çalışmak.
Her hükümetle barış için mücadele yürütülür. Barışı birileri yürütür, ama onurlu barışı demokrasi güçlerinin direnişi kazanır.
Tarih, halkların demokrasi iradesine direnebilecek iktidar biçimini henüz icat etmedi.
Baksanıza, “ufacık” Kobane karşısında bile dağıldılar.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları





























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.03.2025
9.02.2025
7.02.2025
3.01.2025
19.01.2024
8.01.2024
14.06.2023
26.05.2023
7.05.2023
14.04.2023