Serdar KAYA
Abdülmelik bin Mervan, Irak’ın fethinin hemen ardından, (muhtemelen 691 yılının Kasım ayında) Mekke üzerine bir ordu gönderir. Ordunun başında (sonradan Haccac-ı Zalim adıyla meşhur olacak olan) Haccac bin Yusuf vardır. Abdülmelik, bir yandan da, Fars bölgesindeki valiler ile görüşüp onları kendi yanına çekmeye devam eder.
Haccac’ın ordusu Mekke’ye yaklaştıkça Abdullah bin Zübeyr’e bağlı birliklerle çatışır ve bu çatışmaların hepsinden galip ayrılır. Mekke tarafı ise, sürekli kaybeder ve geri çekilir. Haccac, 692 yılının Ocak ayında Taif’e varır ve kısa bir süreliğine oraya yerleşir. 25 Mart 692 tarihinde ise Mekke’ye yönelir ve şehri kuşatma altına alır. İkinci Mekke Kuşatması, ilkinden dokuz sene sonra bu şekilde başlamış olur.
İkinci Mekke Kuşatması (692)
Mekke’yi kuşatma altına alan Haccac, karargâhını (şehrin hemen doğusundaki) Arafat Dağı üzerine kurar. Mayıs ayında hac mevsimi başladığında, haccı da o idare eder. Ancak, Kâbe, onun kontrolünde değildir. Bu nedenle, askerlerinin hac yapabilmeleri için Abdullah bin Zübeyr’den Kâbe’ye giriş izni ister. Abdullah bin Zübeyr, buna izin vermeyince de, (tıpkı dokuz sene önceki ilk kuşatmada olduğu gibi) mancınıklarla Mekke’yi taş yağmuruna tutar. [1] Bu saldırı esnasında Kâbe yeniden hasar görür. Haccac, saldırıyı, ancak, orada bulunan (ikinci halife Hz. Ömer’in oğlu) Abdullah bin Ömer‘in araya girmesi üzerine durdurur. Neticede, dışarıdan gelen hacılar dışında o sene her iki taraf da hac yapamaz. Zira, Haccac’ın ordusundakiler Kâbe’ye, Abdullah bin Zübeyr’in tarafındakiler ise Arafat’a gidemezler. Ancak Mekke’ye gelmiş bulunan çok sayıda hacı, Emevi ordusunun yaptıklarına şahit olunca Abdullah bin Zübeyr’e destek olmak ister ve hac mevsimi sona erdikten sonra Mekke’yi terk etmez.
Ne var ki, kuşatma altı aydan fazla sürer. Dolayısıyla da, şehirde kıtlık başgösterir. Mekke’de savunma yapanlar, aç kalınca, binek hayvanlarını kesip yemek zorunda kalırlar. [2] Kuşatmanın yedinci ayında, açlık artık dayanılmaz hale gelir ve insanlar kendilerine eman veren Haccac’a sığınmaya başlarlar. Bu şekilde, toplamda 10.000 civarında insan Mekke merkezini terk ederek teslim olur. Teslim olanlar arasında Abdullah bin Zübeyr’in çocukları dahi vardır.
Abdullah bin Zübeyr’in sonu
Etrafında çok az insan kaldığını gören Abdullah bin Zübeyr, annesi (birinci halife Hz. Ebu Bekir’in kızı) Esma‘nın yanına gider ve ona danışır. Annesi, Abdullah’a, tuttuğu yolun doğru olduğuna inanıyor ise teslim olmamasını tavsiye eder. Bunun üzerine, Abdullah bin Zübeyr dışarıya çıkar ve savaşarak ölür. (4 Ekim 692) [3]
Direnişin bu şekilde sona ermesinin ardından, Haccac, Abdullah bin Zübeyr’in kafasını kestirir ve başsız bedenini çarmıha gerdirerek teşhir eder. Abdullah’ın başı ise, önce Medine’de sergilenir; ardından da Şam’da bulunan Emevi halifesi Abdülmelik bin Mervan’a gönderilir.
İkinci Fitne Dönemi’nin sonu
Abdülmelik, artık Müslüman dünyadaki tek güçlü liderdir. Bu gelişmenin ardından, Muhammed bin Hanefiyye, halifelik için gerekli olduğunu söylediği Müslümanların çoğunun desteğini almış olma şartının artık gerçeklendiğini söyler ve Abdülmelik’e biat eder. İkinci Fitne Dönemi (680-692) bu şekilde sona erer.
––––––
[SONRAKİ YAZI: Kâbe]
––––––
[1] Kuşatma süresince Mekke merkezine mancınıklarla yapılan saldırılardan biri esnasında, Haccac’ın ordusunun bulunduğu yerin yakınlarına arka arkaya iki kez yıldırım düşer. Haccac’ın adamlarından 12 kişi ölür. Askerler, yıldırımların semavi bir ceza olduğunu düşünerek korkarlar. Haccac ise, askerlere, kendisinin (Arabistan Yarımadasının Kızıldeniz sahil kısmı olan) Tihameli olduğunu hatırlatır, bu doğa olayının bu bölge için sıradışı olmadığını izah eder ve korkmamalarını söyler.
[2] İslam Ansiklopedisi, aç kalanların, Emevi ordusunun hakaret maksadıyla mancınıkla onlara fırlattığı bir köpeği bile yemek zorunda kaldıklarını naklediyor.
[3] Abdullah bin Zübeyr, öldüğünde 68 yaşındadır. Sadece birkaç gün sonra annesi Esma da ölür.
–––––-
Yazı arşivi: İslam’ın İlk Asrı konulu diğer yazılar
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Resmin Yunus Emre'siydi, İbrahim Balaban
9.06.2019 - AFFET BİZİ YAVRUM
17.06.2018 - Biz Bir Toplum Değiliz
6.04.2015 - Charlie Hebdo Katliamı (5): 2005 karikatür krizi
23.03.2015 - Charlie Hebdo Katliamı (4): Hasan, Türkiye ve Kemal
16.03.2015 - Charlie Hebdo Katliamı (2): İslam ve Batı
20.01.2015 - Charlie Hebdo Katliamı (1): Avrofobi
15.01.2015 - Amerika’yı kim keşfetti?
17.11.2014 - Türk gibi düşün: Merak değil nefret et
1.10.2014 - 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi’ne dair notlar
12.08.2014
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTBİRİNCİ PARTİ KARASIZLAR... 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanErdoğan siyaseten hata mı yaptı? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALAnton Çehov’un silahı gibi… 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan, DEM Parti, dağda kart kurttan Kürde 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMuhsin Batur’un utanıp anlatamadığından gururlananlar... 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞHUKUKTAN UZAKLAŞAN NEYE TUTULUR? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanTotalitarizmin meşrulaştırılması Müslümanların adalet tasavvurunu zedeledi 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBu kadar şirket kanunsuz iş yaparken ‘devlet’ neredeydi? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTCMB'den gelen itiraf 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciKendi yaptığınla muhalefeti suçlama yeteneği 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRVerilerle toplumsal sıkışma: Kredi limiti artık yaşamı belirliyor, halk borçlanarak hayatta kalıyor 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATOPLUMSAL BARIŞIN HUKUKSAL TEMELLERİ; DEMOKRATİK TOPLUMUN İNŞASI... 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları


















































Ali Amedi
Yazarı candan tebrik ediyorum. İşte değerlendirme budur.Zaman hak ve hakikatı görme zamanı, inanın CHP kendini yiyip bitiriyor.Yahu solculuk bu muydu? Delikanlılıktı haksıza karşı haklının yanında durmaktı,doğrunun tarafı olmaktı...Bunların varsa yoksa İş bankasının paraları üzerinde hesap yapıyorlar galiba...gelecek seçimlerde hali nice olacak anmakta zorlanıyorum ya da dile getirmek istemiyorum diyeyim....
koksal ozen
teşekkürler türkiye. onca yııların kaos, asimilasyon,darbe ,inklap, devrim sırvalıklarına rağmen olayları bu denli berrak ve derin tahlil edebilen insanlar çıkarabiliyorsun ya. yazara büyük alkış.
adil ozcan
sana CINAR SOYADI ANAMIN ak sutu gibi helal olsun gelelim kilictarogluna MOSSAD AJANI OLDUGUNU TAHMIN EDIYORUM sencede olabilir mi?saygilar selamlar.