Serpil Çevikcan
Kahramanmaraş
Dün konteyner kent açılışı ve Başbakan Binali Yıldırım’ın temaslarını izlemek üzere Kahramanmaraş’taydık. Konteyner kentte, Suriyeli yüzlerce çocuk ellerinde Türk bayrakları ile Başbakan Yıldırım’ı beklerken, Kayseri’den acı haber geldi. Beşiktaş saldırısının yaralarını yeni sarmaya başlayan Türkiye’de gündem bir anda yeniden Halep’teki gelişmelerden, terör saldırısına ve terörle mücadeleye kaydı.
Başbakan Yıldırım’la Kahramanmaraş Valiliği’nde Kayseri’deki gelişmelerle ilgili brifing aldıktan sonra görüşme imkanı bulduk. Hem Başbakan, hem eşlik eden bakanlar hem de danışmanları çok üzgündü. Buna karşılık, Başbakan Yıldırım “Bu mücadeleden bir milim bile sapmayacağız” sözleriyle, terörle mücadele azminden dönüşün asla söz konusu olmadığını vurguladı.
Yıldırım’ın açıklamalarını şöyle aktarabilirim:
ÇARŞI İZNİ: Kayseri Zincidere Tugayı’nda vatani hizmet görevini yapan askerlerimiz halk otobüsü ile çarşı iznine çıkıyorlar her hafta. Tugaydan hareket ediyorlar, yol güzergâhında sahte plakalı bir araç canlı bomba patlatıyor. Şehitlerimiz, yaralılarımız var. Yaralıların 12’si yoğun bakımda, onlar içerisinde bazılarının durumu biraz daha ciddi.
‘FEDAİ EYLEMLERİ YAPIN’ TALİMATI: “Savunma değil taarruz” stratejimizden terör örgütünün canının ciddi anlamda acıdığını biliyoruz. Özellikle kırsal kesimdeki yuvaları, tahkimatları çok ciddi anlamda zarar gördü. Kırsalda eylem kabiliyetleri hemen hemen yok olacak düzeye geldi. Bundan sonra örgütün dışarıdaki yöneticileri, ‘Kuzey Irak’ta, Suriye’de bundan böyle bizden talimat beklemeden herkes serbest, fedai türü eylemleri kendi imkan ve kabiliyetinizle nerede yapabiliyorsanız, yapın’ diye genel bir talimat verdi. Bu intihar eylemleri, canlı bomba eylemleri bu talimatın neticesinde gerçekleşiyor.
TEREDDÜDÜMÜZ YOK: Sadece PKK bölücü terörüne karşı değil, FETÖ örgütüne, DAEŞ’e karşı da hem içeride hem dışarıda amansız bir mücadelemiz var. Bu mücadele azminden belki bizi döndüreceklerini zannediyorlar ama bu asla söz konusu değil. Çünkü biz biliyoruz ki 79 milyon vatandaşımız bu mücadelede bizim arkamızda. Tereddüdümüz yok. Sırtını terör örgütlerine dayayan, sırtını dağa dayayanlar düşünsün. Bizim düşünecek hiçbir şeyimiz yok. Bizim için bayrak, istiklal, vatan önemlidir. Milletin bekası, geleceği önemlidir. Onun dışında bizim açımızdan hiçbir şeyin önemi yok. Kim kiminle iş tutuyorsa, ister içeride ister dışarıda hiç farketmez. Şu an itibariyle bunun kim olduğunun da önemi yoktur. Ne yapmak istedikleri bellidir. Bizim birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi bozmak, Türkiye’de iç karışıklık çıkarmak, akılları sıra milleti birbirine düşürmek ve kirli amaçlarını içerideki işbirlikçileri ile gerçekleştirmek.
TÜRKİYE BU TEZGÂHLARA GELMEZ: Irak, Suriye, Libya, Yemen, Mısır’a bakarsak ne yapmak istediklerini tahmin etmek zor olmaz ama yanlış hesap, yanlış ülke. Türkiye, bu millet bu tezgahlara gelmez. Allah’a şükür bugün her imkanımız var. 15 Temmuz gibi daha tazeliğini koruyan bir ikinci kurtuluş mücadelesini verdi bu memleket. Dolayısı ile bu fedai eylemleri, bu canlı bomba eylemleri tabi ki canımızı yakıyor, üzülüyoruz ama acımızı bağrımıza basacağız; bu mücadeleden bir milim bile sapmayacağız.
YÜZLERCESİ ÖNLENİYOR: Münferit ses getirici eylemler, şu anlama gelmiyor; imkan ve kabiliyetleri yok, destek almıyorlar, herkes aklına geldiği gibi eylem yapıyor, değil. Örgüt hiçbir zaman kenara çekilmiş değil. Örgüt, millete karşı bölgedeki vatandaşlara karşı acımasızca öldüren her türlü baskıyı yapan sistematik bir terör eyleminden şimdi artık oralarda imkan ve kabiliyetini kaybettiği için münferit canlı bombalarla yapıyor. Canlı bomba eylemlerinin tabi ki onlarcası, yüzlercesi önleniyor. Bir tane de iki tane de zaman zaman kaçıyor.
KOORDİNASYONU GÜÇLENDİRECEK YAPI: Türkiye’de iki tane istihbarat kuruluşumuz var. MİT, ağırlıklı olarak dış ama kısmen iç istihbaratla da sorumlu köklü bir kuruluşumuz. Bir de emniyet istihbarat var. Ayrıca bütün kurumların kendi çapında küçük istihbaratı var, görev alanları ile ilgili olanlar var. MASAK var, jandarma var. Askerin eskisi kadar olmasa da küçük çaplı istihbarat birimi MİT’e devredildi. Birlikte çalışıyorlar. Siber mücadeleye tehditlere karşı birimler var. Bir istihbaratla ilgili konu, her zaman her ülkede her olaydan sonra tartışılır. Tartışılmayan ülke yok. Bu konuya da bakıyoruz. Bu olaya mahsus söylemiyorum ama genel anlamda bir yerde bir koordinasyon problemi varsa bunu gözden geçireceğiz. İstihbarat konusunda gerekirse koordinasyonu güçlendirecek bir yapıya da geçilebilir, bunun da çalışmaları zaten bir süreden beri devam ediyor, bir noktaya geldi.
GEREKİRSE İLAVE YETKİ VERECEĞİZ: Arkadaşlarımız her türlü terör olayını önlemek, toplumsal olayların önüne geçmek için canla başla çalışıyor. (İstanbul’daki saldırı) Taraftarlar arasında sürtüşme olmasın diye işleri huzuru sağlamak, olayların önüne geçmek, o güzel toplumsal hizmeti yaparken, bir alçaklığa, kahpeliğe muhatap oluyor. Tehdidi küçümsememek lazım. Tehdidi küçümsediğimiz zaman bu sefer sonuçlarından zarar görüyorsunuz. Bu da daha fazla eğitimle olacak. Daha kararlı üzerine gitmek lazım. Yasal anlamda bir sorun yok. Yasalarımız görev esnasında polise ve askere yapması gereken hareket neyse karşılık neyse bunu yapmaya cevaz veriyor. Ancak geçmişten gelen kötü tecrübeler bu konuda biraz çekingen olmalarına sebep oluyor. Bunu da eğitimle aşacağız, onlara gereken motivasyonu vereceğiz. İcap ediyorsa ilave yetkiler de vereceğiz.
BÜTÜN GÜNEY SINIRINDA ÖNLEM: Türkiye artık çok boyutlu bir tehdidin altında, sadece bölücü örgüt değil, DEAŞ, DHKP/C, PKK, PYD, YPG ve FETÖ. Amaçları farklı gibi düşünülse de nihai hedefleri hep aynı. Önemli olan hangi amaca hizmet ettikleri, bu da bilinmeyen bir şey değil bunu biliyoruz da yapmamız gereken önce evin içini halletmek. Evimizin içini emniyete almadan dışarıdaki unsurları hedef göstermemiz, yeterli olmaz. Bakın bir Fırat Kalkan’ı hadisesi bizim Suriye tarafındaki DEAŞ tehdidini ciddi anlamda sınırlamıştır, aşağı düşürmüştür. Benzer çalışmaları bütün güney sınırlarımızda yapacağız. PYD’ye verilen silahlar PKK’nın eline geçiyor. Kuşku yok. Bunu muhataplarımızla her görüşmemizde masaya koyuyoruz.
DİKKATİMİZİ BURAYA VERECEĞİZ: Terör örgütü kırsalda gücünü kaybetmiştir. Bütün umutları şehirlerde can yakıcı, ses getirici, kendilerini de patlatan intihar eylemlerine yönelmek. Bundan sonra dikkatimizi biraz daha buraya vereceğiz. 40 yıllık birikimi olan bir örgüt. Dolayısı ile bu tip kabiliyetleri yok oldu demek doğru değil. Terör örgütünün kabiliyeti, marifetleri bizim meselemiz değil. Ne yapmaya çalışırsa çalışsın şunu herkes bilmeli ki bu millet, 15 Temmuz’u yaşadı ve adeta yeni bir Kurtuluş Savaşı vererek, demokrasiyi korudu ve alçaklara, darbecilere gereken dersi verdi. Demek ki diğer piyonlara, diğer terör taşeronlarına yeterli dersi vermemiş, buradan o anlaşılıyor ama onların akıllarını başlarına getirecek bu ülkede irade de var, idare de var, bu ülkede vatanını canından daha çok seven millet de var. Bizim başka desteğe ihtiyacımız yok. En büyük gücümüz milletimiz. Bakın çıkın sokağa, millet hiçbir fark gözetmeden mezhep, meşrep farkı gözetmeden, kimlik farkı gözetmeden mesele bayrak, devlet, vatan olunca gerisi teferruat oluyor. Böyle bir şuurlu bir millet olduktan sonra biz bu acıları da geçiririz. Bu alçaklar bizim hızımızı kesmeye çalışıyorlar. Bizim toplumsal barışımızı, kardeşliğimiz bozmaya çalışıyorlar. Önüne geçemezler, sadece geciktirebilirler. Hizmet kervanı hız kesmeden devam edecek.
TÜRK MİLLETİ DİZ ÇÖKMEZ
Başbakan Binali Yıldırım Kahramanmaraş’a hareketi öncesi Esenboğa Havalimanı’nda, Kayseri’de meydana gelen terör saldırısı hakkında ilgili bakanlardan bilgi aldı. Daha sonra Kahramanmaraş’a gelen Başbakan Yıldırım, Valilik’te eşi Semiha Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Aslan ile birlikte valilik önünde basın açıklaması yaptı.
Yıldırım, gazetecilerin programını iptal edip etmeyeceği sorusuna böyle bir karar alarak teröristleri sevindirmeye niyetlerinin olmadığını vurgulayarak şunları söyledi: “Programı niye iptal edelim? Terörü, teröristleri daha da sevindirmeye hiç niyetimiz yok. Terörün amacı da zaten bizim moral değerlerimize zarar vermek. Ama öyle anlaşılıyor ki bunlar 15 Temmuz’dan ders almamışlar. Bu olaylar milletimizin ve bizim terörle mücadele gücümüzü zayıflatmaz aksine daha da artırır. O yüzden programımızı yapacağız. Sütçü İmam’ın torunlarının memleketinden bir kez daha bu alçaklara gereken mesajımızı da hep birlikte vereceğiz.”
Yıldırım Toplu Açılış ve Temel Atma Töreni’nde de yaptığı konuşmada ise şunları söyledi:
“Kahramanmaraş’tan sesleniyorum terörle korkutmak isteyenlere, terörle yıldırmayı düşünenlere, terörle masum çocukları, günahsız insanları hedef alarak bize istikamet vermeye ayar vermeye çalışanlar, bu millet korkmaz. Bu millet pes etmez. Türk milleti diz çökmez. 40 yıldır biz bu mücadeleyi yapıyoruz. 40 yıldır dost bildiğimiz insanlara diyoruz ki, bunların sırtını sıvazlamayı bırakın. Bunlar bir gün gelir sizi de vururlar.” KAHRAMANMARAŞ DHA
Üç genel başkandan ortak tavır
“Biz bu konuda polisimizin, askerimizin terörle mücadele anlamında zafiyet oluşturması muhtemel ne varsa tereddüt etmeden gerekeni yaparız. Az önce sayın Kılıçdaroğlu da aradı. Bir kez daha bizimle dayanışmasını bildirdi, taziyelerini iletti. Teşekkür ettim. Bizim çarşamba günü yaptığımız toplantının tek konusu vardı terörle mücadele konusunda ağız, söylem birliği. Sayın Bahçeli bunu ağız birliği tarzında ifade etti. Toplantı sonunda çıktık kamuoyuna aynen açıkladık. Görüşlerimiz, düşüncelerimiz farklı, memleket meselelerine çözümlerimiz farklı ama aynı olan bir şey var, ortak tehdit teröre karşı zerre kadar farklılığımız yok. Bunu bir kez daha teyit ettik. Üç genel başkan Türkiye’nin nabzını tutuyor. Bu da terörle mücadelede başarı için önemli bir durum.”
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2018
25.05.2018
23.05.2018
19.05.2018
16.05.2018
12.05.2018
9.02.2018
5.02.2018
2.02.2018
28.04.2018