Sezin ÖNEY
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, haftaya, önce Türkiye ve ardından da Yunanistan’ı ziyaret ederek başlıyor. 5 Ekim’de Ankara’da ve 6 Ekim’de de Atina’da bulunacak Stoltenberg’in ziyareti, NATO’nun iki ülke arasındaki arabuluculuk çalışmalarının da “görünen yüzü” olacak. Yunanistan ve Türkiye askerî heyetleri, 10 Eylül’den beri NATO’nun ev sahipliğinde görüşmelerde bulunuyor. Yunanistan ve Türkiye heyetleri, şimdiye kadar altı tur görüşme gerçekleştirildi. Bu görüşmelerin sonucu olarak, iki ülke arasında “çatışmayı engelleyecek bir mekanizma kurulduğu” belirtiliyor.
“Askeri tansiyonu yükseldiği anda düşürmeyi” hedefleyen bu mekanizmanın haberini de, Jens Stoltenberg geçen hafta, 24 Eylül günü verdi. Stoltenberg’in ziyareti, Türkiye ve Yunanistan arasında, “Doğu Akdeniz konusunda temel prensiplerde anlaşılması” ve “askerî tansiyonu düşürücü mekanizmanın” kurulması ertesinde gerçekleşiyor.
Stoltenberg’in bugünkü ziyareti, NATO ev sahipliğindeki görüşmeler başladıktan sonra, kendisinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde kararlaştırılmıştı.
Stoltenberg, ziyaretlerinde Ankara’da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ve Atina’da Başbakan Kyriakos Mitsotakis, Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ve Ulusal Savunma Bakanı Nikos Panagiotopoulos ile görüşüyor. Diğer bir deyişle, askerî boyutta oluşturulan anlaşma zemini şimdi de politik seviye taşınmaya çalışılıyor.
Türkiye-Yunanistan arasındaki arabuluculuğun mimarı olarak hep Almanya’yı konuşuyoruz: Asıl sorun çözen taraf NATO mu peki? Bunu söylemek zor.
Ancak NATO kendisine, iki üyesinin arasını bulmak gibi yeni görev alanı yaratmışa benziyor. Dahası bu “yeni görev”, NATO’ya adeta “hayat öpücüğü” vazifesi de görüyor.
Hatırlanacağı gibi Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Kasım 2019’da Economist dergisine verdiği röportajda NATO için “beyin ölümü gerçekleşti” demişti. 1949’da kurulan NATO, 50. yıldönümünde böylesi bir negatif mesajla seneyi kapatmıştı. Macron, ABD Başkanı Donald Trump’ın transatlantik ilişkilerine verdiği “zararı” kast ederek, NATO’nun geçerliliğini yitirdiği mesajını vermişti.
Enteresan şekilde, Macron’un bu mesajını da tetikleyen aslında Türkiye olmuştu. Ankara’nın Suriye’nin kuzeyine gerçekleştirdiği “Barış Pınarı Operasyonu”na karşılık olarak, ABD’nin askeri güçlerini Suriye’den çekerken Avrupa’daki müttefiklerini bilgilendirmemesi ve yaşanan görüş farklılıkları üzerine Macron, “NATO bitti” mealinde konuşmuştu.
Almanya Şansölyesi Angela Merkel ise, Macron’un sözlerine; “Bu kadar geniş kapsamlı açıklamalara gerek yok” diyerek kendi standartlarında sert çıkmıştı. Fransa ve Almanya; daha doğrusu Merkel-Macron arasında giderek artan dozda ortaya çıkan tarz, üslup ve politika farkı da, NATO konusundaki polemikte kendini ortaya koymuştu.
Bu polemiğe dair eğlenceli bir detay da: Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova’nın Macron’a arka çıkarak: “Doğru söylemiş. Gerçeği yansıtan ve meselenin özüne inen sözler. NATO’nun durumunu açıkça yansıtıyor” mesajını vermişti. Zakharova’nın bu mesajı, Rus trollerce Trump’ın seçilmesine aracı edildiği öne sürülen Facebook’tan paylaşması işin eğlenceli yönüydü.
Şimdi ise, “beyin ölümü” gerçekleştiği öne sürülen NATO, Türkiye-Yunanistan gerilimi üzerinde hayat bulmaya çalışıyor. İronik olarak, Türkiye nedeniyle “ölen” NATO; gene Türkiye nedeniyle hayat buluyor.
MetroPOLL’ün aylık “Türkiye’nin Nabzı” raporunun ekim sayısında, Türkiye’de kamuoyu tarafından en fazla yönelinmesi istenen dış işbirliğinin Avrupa Birliği ile ittifak olduğu verisi yer alıyor. NATO üyeliğine destek ile ilgili de şöyle deniyor:
“Avrupa Birliği’nin dışında, Türkiye’nin sürdürmesi istenen bir başka kurumsal ortaklık da, NATO ile olan. Yaklaşık yüzde 62’lik çoğunluk, Türkiye’nin NATO’da kalması gerektiğini düşünüyor. Temmuz 2019’da aynı soruyu sorduğumuzda, yüzde 54’lük bir kitle, Türkiye’nin NATO’da kalması gerektiğini düşünüyordu. Aradan geçen süre zarfında, NATO üyeliğine yaklaşık 8 puanlık destek artışı gerçekleşmiş durumda.”
MetroPOLL’ün Pew Research’ün dünya genelinde yaptığı araştırmalar ile karşılaştırırsak; Avrupa’da Polonya, Litvanya, Hollanda ve İngiltere’nin ardından NATO üyeliğine en pozitif algıyla yaklaşan ülke Türkiye gibi gözüküyor.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024