Ufuk COŞKUN
Anadil, bireyin ilk öğrendiği -buna edindiği demek daha doğru olur- ağırlıklı ve kalıcı bir şekilde hayatında kullandığı dildir. Dolayısıyla anadilinde eğitim hakkı, her bireyin doğuştan sahip olduğu en temel insan hakkıdır. Belçika’da yaşanan bir örnek bize anadilin daha anne karnında iken öğrenilmeye başlandığını gösteriyor. Ana dili Flamanca olan bir öğretmen, okulda Fransızca öğretmenliği yapmakta iken çocuğuna da hamiledir. Bir müddet sonra doğum yapan anne ilerleyen süreçlerde bir şey fak eder. Çocuk ilk anlarda, annesinin kullandığı Flamanca sözcüklere hiç tepki vermezken, Fransızca hitap, seslenme ya da sözcüklere kulak kabartıyor. Bu durum ailenin ilgisini çeker ve bilim adamları inceleme yaparlar. Varılan sonuç şu:Anne çocuğuna hamile iken, derste bol bol Fransızca konuştuğu için, çocuğun, daha doğmadan bu dile aşinalığı başlar ve öğrenme olayı da, doğuştan değil, daha anne karnında iken başlayan bir süreçtir sonucuna varılır. Yani bu kadar fıtri ve insani olan bir meseleden bahsediyoruz.
Kanada'da yakın zamanda yapılan bir araştırmada da durum şudur: Yerli halklardan olan İnuitler veYupiglere, İngilizce öğretim yapıldığında, çocukların başarısız olduğu ve öğretmenlerden korktuğu izlenirken;Yupigçe öğretime geçildiğinde ise bu korkuların ortadan kalktığı ve iyi yazan, mutlu ve zeki öğrencilere dönüştüğü görüldüğü belirtilmektedir. Benzer bir durum 90 yıllık Kürt ve Kürtçe yoktur denilerek asimilasyona tabi tutulan, dışlanan ve en temel insan haklarından mahrum bırakılan Kürt vatandaşlarımız için de geçerlidir. Bugün farklı bir dilde eğitim görmeye zorlanan Kürt çocuklarının devlet okullarında yaşadığı travmalar ne yazık ki görmezden gelinmektedir. Âmin Maaoluf’un "Ölümcül Kimlikler "adlı kitabında ifade ettiği gibi; Bir insanı diline bağlayan göbek bağını koparmaya çalışmak kadar tehlikeli bir şey yoktur. Koparıldığı ya da ağır biçimde zedelendiğinde bu bir felaket halinde bütün bir kişilikte yankılanır.
İttihatçı zihniyet, ürettiği bölünme parçalanma paranoyaları yüzünden yıllardır farklı bir dilde, inançta, mezhepte, ırkta olan insanlarımızın tüm haklarını yasaklayarak bir korku imparatorluğu inşa etti. Bu öyle bir korku ki son günlerde sistemden kaynaklı bir sorun yüzünden kendi isteği dışında İmam Hatiplere yerleştirilen tam “209” öğrenci üzerinden bile kıyametler kopartılmaya çalışıldı. Çok şükür ki AK Partihükümeti zamanında bu korkuların büyük bir bölümü aşıldı. TRT 6, Kürtçe seçmeli dersler, Kürtçe köy isimlerin iadesi, Türkiye’nin ilk dil enstitüsü olan Yaşayan Diller Enstitüsü’nün Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesinde açılması en önemlisi de barış sürecinin başlaması ve bir başbakanının ilk defa Kürdistan ismini telaffuz etmesi gibi sayabileceğimiz birçok yeni gelişme yaşandı. Kuşkusuz bu yaşanan gelişmelerin hepsi çok önemli ve değerli. Ne var ki bu alanda hala ciddi eksiklikler var. Bunlardan en önemlisi anadilinde eğitim hakkının hala engelleniyor olmasıdır. Anadilinde eğitim hakkı büyük bir kesim tarafından maalesef hala ayrılıkçı bir talep olarak algılanmaktadır. Buna mevcut eğitim sisteminin sahip olduğu tekçi zihniyetin bu tür paranoyak duygu ve düşüncelerin oluşmasında aktif rol oynadığını da eklemek gerekir. Eğer ülkede çoğulcu ve çok kültürlü bir eğitim anlayışı devreye sokulmuş olsaydı bu türden olumsuz duygu ve düşünceler gelişmeyecek ve biz de demokratik ülkelerde olduğu gibi farklı kesimlerin kendi dillerinde eğitim yapmalarında olumsuz bir taraf görmeyecektik. Yeri gelmişken size farklı ülkelerden bazı örnekler yazayım.
ABD’de eyaletlerin her birinde kendine özgü iki dilli eğitim programları uygulanmaktadır.İki dilli eğitim yasasını ilk olarak hayata geçiren eyaletin, 1839 yılında Ohio olduğunu biliyor muydunuz?İsviçre’de ise 26 kantonun 22’sinin resmî olarak iki dilli olduğu ve derslerin iki dilli olarak anlatıldığı görülmektedir. Öğrencinin anadilini kullanma kapasitesi gelişirse, Almancayı da kullanma kapasitesi o derece gelişir diyen Almanya’da da anadilinde eğitim hakkı sağlanmıştır. Keza çok kültürlülüğü resmî devlet politikası olarak kabul eden Kanada’da durum bundan farklı değil.İsveç eğitim sisteminde ise azınlıkların kendi dillerinde eğitim alabildikleri görülmektedir. İsteyen aileler yerel yönetimlere başvurarak, çocuklarının ihtiyacına göre eğitim talebinde bulunabilmektedir. Romanya, Finlandiya, Hollanda, İspanya, Rusya, Çingibi ülkelerde de anadilinde eğitim hakkı tanınmaktadır. Osmanlı zamanında faaliyet gösteren Şark Medreselerin de eğitim dili Kürtçe idi. Medresedeki dersler, Kürtçenin yanı sıra, Türkçe, Arapça bazen de Zazaca gibi dillerde yapılırdı vs. Türkiye’nin demokratik haklar ve özgürlükler alanında gelişmesini engelleyen bir takım kirli yapıların/cuntacıların faaliyetleri yüzünden daha henüz bu alanda istenilen adımlar atılamadı. Ancak gelinen noktada bu en temel insan hakkı artık verilmelidir. Çünkü yeni Türkiye demek bir o kadar da özgürlük, demokrasi ve insan hakkı demektir. Bu tutum aynı zamanda ülkedeki tehlikeli yapıların tezgâhlarını da boşa çıkaracak olan bir tutum ve tavır değil midir?
Bakınız son günlerde Diyarbakır, Yüksekova ve Cizre’de Kürtçe eğitim verecek pilot okullarüzerinden giden bir tartışma var. Türkiye’de eğitim sisteminin temelleri Tevhid-i Tedrisat Kanunu’yla atıldığından eğitim hayatını tanzim eden tüm kanunlar farklı kesimlerin kendi dillerinde eğitim kurumları açmasına manidir.Örnek:82 Anayasası’nın 42.maddesi.Oysa Kürtler hem insan hakları hem de pedagojik açıdan son derece doğal bir uygulama başlatmışlar. Sanıyorum asıl amaçları anadilinde eğitim hakkının önemine dikkat çekmek. Ancak ben dikkatleri, devlet tekelinde tekçi bir zihniyete mahkûm bırakılmış ve farklı okul türlerine şans tanımayan Tevhid-i Tedrisat Kanunu’na çekmek gerektiğini düşünüyorum. Bu bakımdan Yeni Türkiye’de anadilinde eğitim verecek okulların önündeki yasal engeller artık kaldırılmalı ve alternatif eğitim modellerinin uygulanabildiği diğer okullar da faaliyet gösterebilmelidir.
Türkiye’de özellikle oluşan bu barış ortamında insan haklarına dayalı, özgürlükçü, çok dilli, çok kültürlü, çoğulcu yeni bir eğitim sistemi tesis etmelidir. Türkiye’de yaşayan herkes kültürel, bilimsel, dini ve sanatsal faaliyetlerinde anadilini kullanma, anadilinde eğitim, öğrenim ve kamu hizmeti görme hakkına sahip olmalıdır. Resmi dilin öğrenilmesi ve öğretilmesi, bu hakkın kullanımına engel olmamalıdır.1982 Anayasasında yasaklanan anadil eğitimi yeni anayasada mutlaka özgürlükçü bir perspektifle yerini almalıdır.Ben bu konuda ümitliyim. Yeni hükümetin kısa ve orta vadede bu işi de çözeceğine inanıyorum.
twitter.com/sivildemokrat
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019