Ufuk COŞKUN
Üst akılın çekip çevirdiği önemli yayın organlarından biri olan New York Times’in Türkiye aleyhine yaptığı yayınları bilmeyen yoktur. Türkiye’yi hala sömürge ülkesi zannedenler, bu ve buna benzer yayın organları üzerinden güya ülkeye ayar vermeye kalkıyorlar. Üst akıl, vakti zamanında dizayn ettiği kuruluşlara dönük yapılan her itirazı, bu minvalde geliştirilen her yerli ve özgün politikaları kendine yapılmış bir tehdit olarak görüyor. Kendi tesis ettiği organları koruma içgüdüsü de diyebilirsiniz buna. Yıllardır ülke üzerinde hegemonya kuran, iç ve dış politikalarını belirleyen kısacası ülkeyi teslim alan üst akıl ve işbirlikçileri için artık yolun sonu göründü. Yıllardır kontrol altında tuttukları ülke artık ellerinden çıkmak üzere. Hükümet olduğu günden bu güne ülkeyi hem içeriden hem de dışarıdan teslim almak isteyen derin yapılara karşı amansız bir mücadele veren Erdoğan, ülkesini özgürleştirdikçe, zenginleştirdikçe, dağılan farklı kesimlere diri ve güçlü olalım şeklinde birlik mesajları verdikçe, bölgede ben de varım dedikçe kısacası ülkesi için tam anlamıyla bir bağımsızlık savaşı verdikçe,dünya beşten büyüktür meydan okumasıyla da üst akılın tüm planlarını boşa çıkardıkça doğal olarak sömürgeci zihniyetin hedefinde oluyor. Çünkü böyle bir lidere alışık değillerdi.
Üst akıl nezdinde makbul gören lider profili bellidir. Türkiye’nin dışarıdan belirlenen politikalarına itiraz etmeyen, IMF’e boyun eğen, kendi yerli savunma sanayisini kurmayan, büyük projeler gerçekleştirmeyen, çözüm süreci ve barışı ağzına almayan, medya organlarının hükümet yıkmalarına ses çıkarmayan, laiklik kisvesi altında İslam’ın yaygınlaşmasına müsaade etmeyen, medeniyetin yeniden inşası gibi batı zihniyetini ürküten söylemlerde bulunmayan pasif, basiretsiz, seviyesiz, korkak liderler onların tercih ettiği lider türündendir. Erdoğan’ı bu yüzden sevmiyorlar ve diktatör olarak görüyorlar. Yıllardır gizliden gizliye büyüttükleri yapılara rağmen Gezi ve 17-25 Aralık’ta kurdukları tuzaklara/darbe teşebbüslerine rağmen bir türlü deviremedikleri Erdoğan’dan artık bir şekilde kurtulmak niyetindeler. Erdoğan için açıkça İslam ülkeleri üzerindeki emellerimiz için “yanlış adam” diyemediklerinden komik gerekçelerle “tek adam” diyorlar. Bu algı ne yazık ki içeriden de üretiliyor. Biliyorsunuz bir süre önce New York Times gazetesinin “yazı işleri kurulu”, Türkiye'de yaşanan seçim süreciyle ilgili “Türkiye üzerindeki kara bulutlar” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Türkiye’deki demokrasi seviyesiyle yakından ilgilenen bu sözümona pek özgürlükçü Türkiye sevdalısı gazeteye göre "Türkiye'deki kritik genel seçimlere iki hafta kala, tansiyon yükseliyormuş. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştiren bazı kesimlerse, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin seçimleri kazanmasını sağlamak için yeni bir baskının başlamasından korkuyor-muş. NYT, Türkiye’nin en özgürlükçü en vatanperver gazetesi olan Hürriyet gazetesine Erdoğan'ın karşı çıktığı bir başlıktan ötürü yapılan suç duyurusuna da pek içerlemiş! Hele ABD'de gönüllü sürgünde bulunan İslamcı vaiz Fethullah Gülen'le bağlantılı çok sayıda medya organının yasaklanmasını istemek ise aman Allah’ım alışılmadık biçimde karanlık ve korku vericiymiş! Sayın Erdoğan ise “doğruyu söyleyenlere” karşı giderek hasmane bir tavır takınıyormuş! Sonuç: Gereği düşünüldü. ABD ve Türkiye'nin diğer NATO müttefikleri, onu bu yıkıcı yoldan geri döndürmeye çalışmalı. ‘Yani siz onu darbeyse darbe, asmaksa asmak şeklinde de anlayabilirsiniz!
ABD Göreve!
Şu gazetedeki cesarete bakar mısınız? Erdoğan’ı ne pahasına olursa olsun devirin talimatı verebiliyor! NYT, bu örgütün bir savcısının Erdoğan’ın sonu Menderes gibi olacak tehdidinde bulunmasını sanırım fikir özgürlüğü çerçevesinde değerlendiriyor olmalı. Aynı şekilde bu ülkede hükümet yıktım diyen, Erdoğan’ı Mursi üzerinden tehdit eden, darbelerde aktif rol oynayan, tek suçu Kürtçe şarkı söylemek olan bir sanatçıyı ölüme götüren yayınların mimarı bir gazeteyi de masum ilan ediyor! Artık içerideki hain yapılanmaların başaramadığını gördüklerinden NATO ülkelerini ve ABD’yi göreve çağırıyorlar. Ordudan umudunu kesen içimizdeki Kurdoğlular ise artık bundan böyle NATO ve ABD göreve! çağrılarında bulunurlar! Son 10 yıldır elimden geldiğince tek bir gerçeği haykırıyorum. Bir imparatorluk bakiyesi olan Türkiye, eninde sonunda tüm engellemelere rağmen kadim medeniyetini yeniden inşa edecek ve dünyanın en özgür en demokratik ülkelerinden biri haline gelecektir. Bugün ülkenin başında kara bulutlar yok. Asıl başımızdaki kara bulutlar sizdiniz. Yıllardır üzerimize kara bulut gibi çöken ve bizi tarihimizden, insanlığımızdan, özgüvenimizden farklılıklarımızdan uzaklaştıran bizi her geçen gün fakirleştiren, üçüncü sınıf dünya vatandaşı yapan hep sizin tuzaklarınız, operasyonlarınız ve o köhnemiş zihniyetinizdi. Oysa bugün “kara bulutlar” gerek ekonomik, gerekse demokrasi anlamında her geçen gün uçuruma yuvarlanan tek sermayesi masum Müslüman kanı olan batının üzerindedir.
Ne yaparsanız yapın ne kadar tuzak kurarsanız kurun ve ne kadar algı üretirseniz üretin, yetmedi NOTA ülkeleri ve ABD’yi de göreve çağırın. Lakin bunun bir faydası olmayacak. Türkiye öyle bir yola girdi ki artık buradan dönüş yok. Bu ülkede milyonlarca insan artık gerçeği gördü. Kimin nereye hizmet ettiğini ve hangi duygu ve düşünceye sahip olduğunu artık çok iyi biliyoruz. Bir elimize güneşi diğer elimize de ayı verseniz biz bu davadan bir adım geri atmayacağız. İnadına Kürtlerle ve diğer farklı kesimlerle barış ve ittifak diyeceğiz. İnadına sivil anayasa, inadına birlik, inadına özgürlük ve demokrasi, inadına Ortadoğu ve İslam ülkelerinin birliği, diriliği diyeceğiz. Sizin anlayacağız inadına “insan” diyeceğiz, insan! Kısacası bu ülkenin yükselişini asla ama asla engelleyemeyeceksiniz. Sizin devriniz çoktan kapandı.
Twitter.com/sivildemokrat
[email protected]
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019