Ufuk COŞKUN
‘Bin düşmanın yıktığını bir “aşk” yeniden yapabilir’ diyordu Nurettin Topçu. O halde mektepten mabede, beşikten mezara kadar aşk. Ruhunu Anadolu topraklarından koparmayacak ulvi bir aşk. Âlimin atının ayağından sıçrayan çamur dahi bizim için şereftir’ diyen padişah torunlarının taşıyacağı aşk.
Atamız Fatih’in bize bıraktığı aşk. Selahaddin Eyyübi’nin tek bir emelle çarpan yüreğindeki aşk. Ve Recep Tayyip Erdoğan’ın omuzlarında taşınan aşk/dert.
Ve Anadolu’nun benzi soluk çocukları. Bin yıllık kadim tarihin üzerimize yüklediği derdi, şevki, aşkı taşıyamamanın verdiği solgunluk. Kalplerinin en derinlerine indirilen darbelerle leş kokan bir kibrin ve fitnenin ortasında öylece kalakalmış maziye hasret bir gençlik.
Genetiğiyle oynanmış tohum gibi yere saçılan bir gençlik. Fişini çektiğiniz anda yere yığılıp düşecek kadar makinenin esareti altında ıstırap çeken bir gençlik.Marka tutkunu haline getirilen bir gençlik. Aşktan, ruhtan, şevkten, düşünceden koparılan bir gençlik…
Ruhsuz mekânlar haline dönüştürülençorak mekteplerde çölde su arar gibi tarihlerini, şahsiyetlerini, benliklerini arayan bir gençlik.Kudüs’süz bir gençlik. Dünyanın süsü olarak nam salmış Kurtuba’yı tanımayan, Timbuktu’yu, Fez’i, Bağdat’ı Semerkant’ı bilmeyen bir gençlik.
Ve duaya yükselen ellerin yere düşüşü…
Her devrin proje/ideal kodlamaları oldu onlar. Yapamadıklarını, başaramadıklarını, düşlerini, düşüncelerini gençlerin üzerinden telafi etmeye çalışan insanların laboratuvarlarında denek olarak kullanıldılar.
Oysa onlar yerle irfani bir temas kurmuş,alnının ortasında İslam yazan, Kudüs yazan, İstanbul yazan Anadolu’nun tertemiz çocuklarıydı. Onlar cumhuriyet okullarının değil Nizamiye medreselerinin talebeleriydi.
Bin yıllık anlı şanlı tarihin çocuklarını bugünkorkunç derecede ahlaki çöküntü yaşayan ve her geçen gün insanlık değerlerinden uzaklaşan kalabalıklar arasında kaybettik. Davanın gençlikte ihya edilmesi için gayret gösteren mütefekkir abilerimizin sigara dumanında yitirdik biz o gençliği!
Bu gidişe bir itirazımız var!
Çünkü bizim bir mefkûremiz var. Anadolu’nun tarihi bir misyonu, görevi var. Fatih’ten miras kalan aşkımız var. İstanbul’umuz, Kudüs’ümüz, Ayasofya’mız, Bağdat’ımız, Endülüs’ümüz, Selahaddin Eyyubi’miz, Tayip Erdoğan’ımız var…
Çünkü bu hepimizin meselesi.
Bizi bir arada tutacakolan ortak ahlak, ortak akıl, ortak idrak, ortak şuur ve yerli bir düşünce çerçevesinde yeniden başlayabiliriz. Yüreklerimizi aşkla yeniden tutuşturabiliriz.
Omuzlarımıza yüklenen bu ağır yükü taşıyabilecek tarihi- kültürel birikimimiz ve hatıramız var. Hatıralarınızı diri tutun kardeşlerim. Milli eğitim, tarihten uzaklaştırıyorsa siz tarihe koşun. Abileriniz 50 yıldır Kudüs şiirleri yazıp “gençlik” dedi. 50 yıldır slogan attılar. Şimdi de belediyelerin önünde telif sırasına girip birbirleriyle dava/para kavgası yapıyorlar.
Biz onlar gibi yapmayacağız. Orijinal yerli fikir üretme müesseselerinin yeniden hayat bulması gayesiyle durmadan çalışacağız. Aşkla, ruhla, heyecanla… Önce istiklal sonra istikbal fedakârlığıyla.Bizler bu mübarek mirasın muhatabıyız. Bu toprakların çocuklarına şaşkınlık, yılgınlık yakışmaz.
Kardeşlerim, Kudüs, Hz. Ömer’in 462 yıl önce şehre girmesinden sonra ilkkez Haçlıların eline geçtiğinde o gün orada 70 binden fazla Müslüman katledildi. Tüm mabetler kapatıldı. Şehir talan edildi. İslam birliği bugün de olduğu gibi tesis edilememişti. İşte Selahaddin Eyyübi tam da böyle bir zamanda geldi.
Diğer taraftan Moğollar da insanlık tarihinin en büyük katliamlarını gerçekleştiriyordu. 600 yılda inşa edilen İslam medeniyeti bir iki haftada yerle bir edildi. Beyt’ülHikme ve Buhara harabeye döndürüldü. Binlerce el yazma eseri Dicle Nehri’ne attılar. Bağdat’ta 1 milyon insan öldürüldü. Mekke ve Medine güç bela kurtuldu. Tarihin en kötü zamanını yaşadık. İnsanlar dünyanın sonunun geldiği gerekçesiyle matem tutmaya başlamıştı.
Oysa tüm bu olan bitenler büyük doğumun sancılarıydı. Hiç endişeniz olmasın bugün de büyük bir doğumun arifesindeyiz. Bu sebeple ilk fetihi evvela kendi içimizde yapacağız. Bu engeli de aşacağız. Küresel dünyanın tüm projelerine itiraz edenbaşkaldıran, çalışkan, üretken bir gençlikle aşacağız bunu. Evet, bu toprakların gençleriyle… Ben bu ülkenin çocuklarından hala ümidimi yitirmedim.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019