Ufuk COŞKUN
Türkiye ders niteliğinde bir süreç yönetiyor. Bugün ABD, Rusya, İsrail, İran, İngiltere ile ilgili bölgedeki varlıkları, operasyonları hakkında onlarca teori ortaya koyabiliriz. Fakat Türkiye hiçbir teoriye izin vermeden tüm dünyaya örnek olacak bir süreç yönetiyor.
Operasyon başlamadan önce de başladıktan sonra da Cumhurbaşkanımız kameralar önünde tüm süreci açıkça ortaya koyuyor ve nihaî hedefi söylüyor: "Kimsenin topraklarında gözümüz yok! Biz teröristleri temizliyoruz. Biz sınırlarımızı, biz güvenliğimizi, biz bekamızı koruyoruz. Temizleyip çıkacağız…"
Çünkü Türkler tarih boyunca istilacı olmamıştır. Gittiği her yere huzur, adalet ve eşitlik getirmiştir. Bugün bir askerimizin vasiyeti bile, şehit olunca devletin ailesine vereceği parayla çocuklar için anaokulu, kreş veya kültür merkezi yapılması olmuştur. Bu duygu ve düşünce dünyadaki hangi millette vardır. Bugün yeryüzünde vatanını “ana” olarak, "namus" olarak gören kaç millet vardır? Dolayısıyla bizim milletimiz vatanını anası gibi görür ve namusuna göz dikenlere fırsat tanımaz.
*
Biz Fırat Kalkanı operasyonu ile şu dersi aldık. Eğer sahaya inip kendi gerçeklerini inşa edersen en kısa yoldan sonuca varırsın. Bugün Fırat Kalkanı’nı kimse tartışmıyor. Emin olun Afrin de böyle olacak.
Hatta Türkiye bozduğu ezberlerle birlikte Afrin Operasyonu'ndan sonra Menbiç ve ötesi için yeni bir denklem oluşturacak. Buradan, operasyonun işte 3. günü, 5. günü, 7. günü başlıkları ile yayın yapan kuruluşlara sesleniyorum.
Operasyon gerektiği kadar yapılacak. 3 ay, 5 ay, 1 yıl ya da daha fazla… Topluma verdiğiniz algıdan artık vazgeçin ve sağlıklı bir şekilde yürütülen operasyon sürecini teröristlerin "direniyoruz" algılarından kurtarın. Toplumda yanlış algı oluşturmayın. Bu operasyon Türkiye’nin bekası için cumhuriyet kurulduğundan bu yana yürütülen en büyük operasyondur. Sizin daha fazla izlenme, daha hızlı haber verme "son dakika" klişelerinize kurban edilemez!
Fırat Kalkanı operasyonu ile ABD’nin terör koridoru oluşturma planına set çeken Türkiye’nin Afrin’den sonra Münbiç’e de huzur getireceğine dair açıklama ABD’yi endişelendirmektedir. Türkiye’nin Afrin’den sonra Menbiç, Resulayn, Tel-Abyad bölgesine yapacağı bir operasyon ABD’yi çaresiz bırakabilir. ABD tekrar muhakeme yapmak zorunda kalacaktır. Sahada olmasa bile açıklamaları ile baskı kurmaya çalışacaktır.
ABD’nin baskılarına karşı Türkiye yine diplomatik yolları kullanacak ve sınır güvenliği dolayısıyla BM’nin 51. Maddesi'ni ABD’ye karşı silah olarak kullanabilecektir.
Türkiye’nin bu adımı ABD’yi, BM’de terör örgütüne destek olan ülke konumuna getirilebilir. Benzer bir zaferi Kudüs sürecinde yaşadık. Sonuç aynı olmayabilir fakat Türkiye’nin böyle bir adımı bile dünyada büyük bir yankı uyandıracak ve psikolojik üstünlük kurması anlamına gelecektir.
Rusya, Suriye’de uzun süre kalmak için Esed’i vekil olarak kullanırken ABD'nin ise Suriye’de yıllarca kalabilmek için PYD’yi etki altına aldığı görülüyor. Bu şartlarda Rusya-Türkiye bloğunun PYD’yi etkisiz hale getirerek, ABD’yi Suriye’de hukuki mesnedi kalmayan bir ülke konumuna düşürmeleri muhtemel duruyor.
O yüzden Menbiç operasyonu hem terörü temizlemek hem de bu planları bozmak için kaçınılmazdır.
Suriye’de kalıcı olarak yer almak ve Türkiye siyasetine yön vermek için bu örgütü kullanmaya devam etmek isteyen ABD şüphesiz Fırat’ın doğusunda PKK/PYD’ye verdiği desteği devam ettirerek onun Türkiye’yi rahatsız edecek bir çizgide kalmasını temin etmeye çalışacaktır.
Batı medyasının Zeytin Dalı Harekâtı’na dair yayınlarda, Türkiye’nin teröre karşı bu operasyonunu “Kürtlere saldırı” şeklinde çarpıtarak vermesi de gerek Türkiye’de gerekse diğer bölge ülkelerinde yaşayan Kürtler arasında Türkiye’ye karşı düşmanlık oluşturup onların Batılı ülkelerin Orta Doğu siyasetlerinde kolay bir şekilde araçsallaştırılmalarını sağlamayı hedefliyor.
Türkiye’nin artık bu algılara karşı savaşacak think-thank kuruluşlarını ve vasıflı insanları da daha fazla devreye sokması gerekmektedir.
Operasyona giden askerimizin tankın üzerinden ailesine verdiği mesajı hepiniz görmüşsünüzdür.
“-Ailene bir mesajın var mı?” "-Beklemesinler."
Biz de dünyaya bu mesajı veriyoruz. "Bağımsızlık adımlarımızdan dönmeyeceğiz. Artık eski Türkiye yok… Beklemesinler…
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları










































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019