Ümit KIVANÇ
“Sözün bittiği yer” diye bir şey, en azından bizim memleket için yok. Şimdiye kadar bin defa bitmeliydi. Biterse ne olur, haliyle bilmiyoruz.
Aslına bakarsanız pek bir şey bilmiyoruz. El yordamıyla, bunca kötü tecrübenin birikimiyle ufukta işaretler bulmaya çabalıyoruz. Bilebildiklerimiz, bazıları sağlam olsa da, pek az. İçlerinden biri hayatî.
Allah nosyonundan yoksun bir İslâmcılık nasıl vücut bulabilir, insanlık suçları ve günahın dibini bulmuş insanlar hâlâ nasıl dindar olduklarını iddia edebilir, bilemiyoruz. Allah korkusunun yerine iktidar hırsını geçirebilmenin, dindarları buna ikna etmenin yolu nasıl bulunmuş, anlayamıyoruz.
Girilmiş olan felaket yolundan, birileri için güvenli ve sağlam bir iktidar çıkarmak mümkün müdür? Değildir. O halde göz göre göre hem kendilerini hem bütün memleketi felakete sürükleyenler bunu niçin yapıyor? Anlayamıyoruz. İktidarı kaybetmeme korkusu. Yargılanırız telaşı. Bunları anlayabiliyoruz. Ancak kendilerinin de mahvına yolaçabilecek bir yolun taşlarını böylesine pervasızlıkla döşeyebilmelerinde, artık akıl mantık dışı bir paralel evrene kaymış olmalarının payı ne kadar? Bunu bilemiyoruz.
Saray, her şeyden önce içine kapalı bir yönetim sisteminin kurulmasına yaradı. İçi gözükmüyor. İçinde eski tanıdıklardan kimler var, bilemiyoruz. Devlet bürokrasisi bütünüyle Erdoğan'ın denetiminde midir, onun çıkar ve buyruklarına göre mi çalışıyor yoksa yeni savaş politikası bir tür iktidar uzlaşmasının sonucu mu? Bilmiyoruz.
PKK bu savaş çağrısına neden bu kadar kolay icabet etti? Bilmiyoruz, anlayamıyoruz. Duran Kalkan'ın, başta HDP'liler, hepimizi boyuna azarladığı, herkesi idraksiz, kendisini tek akıllı ilan ettiği konuşmalarında doyurucu bir cevap bulamıyoruz. Son Dağlıca katliamı, savaşı bir üst aşamaya yükseltme ilanı değilse nedir, öyleyse nedendir, bilemiyoruz.
Hükümetin HDP'yi mahvetmek istemesi, şükür ki anlayabildiğimiz mevzular arasında. Bir yeni yol olarak, bir yeni siyaset ve gelecek tasarımı olarak HDP varolduğu sürece Reis'in başkan, partisinin tek başına iktidar olamayacağı kesin. Bu, normal siyaset yollarından değiştirilebilecek bir durum değil. AKP'nin de, hukuk, meşruiyet, fair-play gibi bir derdi yok. Ölecek kalacak olanları önemsemek diye bir derdi de yok. Dolayısıyla, 7 Haziran öncesi Türkiye'nin -Kürt illeri hariç- dört bir yanında yaklaşık 130 saldırıyla başlattığı harekâtı sürdürmesi anlaşılabilir. Lâkin bu saldırganlığı yaygın bir linç seferberliğine dönüştürmekten muradı nedir? Başlattığı kalkışmayı gerektiğinde kolaylıkla denetim altına alıp söndürebileceğini mi umuyor, buna mı güveniyor? Mevsimlik işçilerin linç edilmesi, Kürtçe konuşuyor diye insanların öldürülmesi, şehirlerarası ulaşımın korku içerisinde yapılabilen ölüm yolculuklarına dönüşmesi, dükkânların yakılması, HDP'nin hemen hiçbir yerde güvenli bir şekilde büro açamaz, varlık gösteremez hale getirilmesi, kolay kolay geri döndürülebilir işler midir? Durdurdunuz diyelim, izleri silinir mi?
Cizre'deki kuşatma ve sokağa çıkma yasağının yol açtıkları, insan olanın kabul edebileceği haller değil. Her ne oluyorsa olsun, kız çocuğunu veya yaşlı kadını vurup öldürmeye nasıl bir bahane bulunacaktır? Haydi bulundu diyelim, bu insanların cenazelerinin evlerde, üzerlerine buz konarak, dondurucularda günlerce, sevdiklerinin gözü önünde tutulması, nasıl bir büyük felakettir? “Yahu en azından şu cenazelerin kaldırılmasına izin verin” diye güçlü bir sesin çıkmaması, dinine imanına laf ettirmeyen insanlar için ne muazzam bir rezilliktir?
CHP ne yapmak istiyor? Veya ne istemiyor da kıpırdamıyor? Var mı anlayabilen? Klasik refleksler, şu bu... Katliamlara, iç savaşa doğru gidilirken de mi yerinden oynamayan bir yapı bu? Siyasi parti mi gerçekten?
Türkiye'de, her ne kadar vidaları sökülmüş, yayları dağıtılmış olsa da, en azından bu tanımı hak edebilecek ölçüde bir parlamenter rejim var mı? Meclis var mı? Yakın vadede olması öngörülüyor mu? Bilmiyoruz.
Bunlara karşılık, bildiğimiz bazı şeyler de yok değil. Başta, HDP “yol”unun hepimiz için mümkün tek barış yolu olduğu gerçeği geliyor. Sadece barış da değil HDP siyasetinin vaat ettiği. Çoğulcu bir siyaset ve toplum hayatı. Aynı memleketin, toplumun unsurları olarak bitmek bilmeyen bir düşmanlık içinde yaşamaktan bizi kurtaracak olan bir yol.
Bu, Kürtlerin haklarını silahla, savaşla almaya çalışmasını istemeyenler için de bir çıkış yolu. PKK'yi yok edemezsiniz, çünkü onu var eden gerçek sebepler var. Ancak gereksiz hale getirebilirsiniz. Siz zulmün daha büyüğünü yaptıkça, bu örgütün varlık zeminini genişletirsiniz. Üstelik, yaratacağınız tepki, yeni yetişecek nesilleri barışçı, demokratik siyaseti küçümsemeye, silahlı mücadeleyi yüceltmeye yöneltecektir ister istemez. Şimdi, Kürt diye inşaat işçilerini linç ettirerek, HDP binalarını linççi kalabalıklara yaktırarak açtığınız içsavaş yolu, muhtemelen PKK saflarına gayet geniş katılıma sebep olacak.
7 Haziran'a gelinirken HDP'nin önerdiği ve izlemeye çalıştığı çizgi, sadece savaş yerine siyaseti geçirmek için değil, hatta sadece Kürt sorununun çözümü için değil, Türkiye toplumunun farklı unsurlarının nihayet birbirine düşmanlıktan çoğulcu bir hayatın huzuruna geçebilmesi için de gayet uygun ve isabetliydi.
Bugün AKP öncülüğünde devletin izlediği çizgiyse, Türkiye toplumunun kalan farklılıklarından da arındırılması, daha da homojenleştirilmesi gibi bir projeyi çağrıştırıyor. Hıristiyanlar, Yahudiler ya gitti ya da toplum hayatına damga vuramayacak hale geldi, şimdi de Sünni ve Türk olmayan başka kim varsa gitsin veya erisin mi isteniyor? Akıl yürütmelere, yöntemlere, söylemlere bakınca, âdetâ 1915'te kalınan yerden devam edildiği gibi bir izlenime kapılabilir insan. Cizre'de polis aracından ortalığa, “Ermeni piçleri!” diye küfredilmesi basit bir şey değil.
* * *
Değerli okurlar, doğrusunu isterseniz, böyle zamanlarda yazıp çizdiklerimizin herhangi bir işe yarayıp yaramadığı hepten şüpheli hale geliyor. Biz, cinayetin siyaset aracı olarak kullanılmaması gerektiğini kabul etmeye çok uzak bir toplumuz. En başta devlet bir yönetme aracı olarak linçten, katliamdan bir türlü vazgeçmiyor. Linç kültürünü yüz yılı aşkın zamandır bütün canlılığıyla sürdürüyor, kuşaktan kuşağa aktarıyoruz. Şu anda memleketin pek çok yerinde insanlar can korkusu içinde yaşıyorlar. Sabaha kadar, bu linççiler nerede kimi katledecek diye beklerken, günlük siyasî yazı yazmaya çalışmak insana kendini epeyce manasız hissettiriyor. Kelimeler parmaklarınıza yapışıyor, koyduğunuz yerden geri geliyorlar, elinizi çekerken; anlamsızlık böcekleri ifadelerinizin içine düşüverip onları birden işlevsiz bırakıyor. Derin analizlere, muhteşem öngörülere değil, yavrusunu koruyan hayvanın tartışılamaz, kurcalanamaz, neyse o olan analık içgüdüsü gibi bir şeye ihtiyacımız var barış isterken. Katliamlarda olan sadece kurbanlara olmaz; katillerin de hayatı kayar, izleyenlerin de. İnanmıyorsanız, hâlâ geçmişindeki suçlarla yüzleşmemiş toplumumuzun psikolojisine, âdetâ arzu nesnesi kılınan ve tahsille derinleşen cehaletine, vazgeçilemeyen sözde bilmezliğine, savunma mekanizması olarak kullandığı şirretliğine, şiddetine bakın. Bu şartlarda yazmaya çabalarken yetersiz kalır veya saçmalarsak kusurumuza bakmayın.
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları

































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024