Ümit KIVANÇ
Erdoğan’la “İki Dünya Lideri” fotoğrafını çektirecek ve ABD dış politikasına, Ortadoğu’ya, dünya hakimiyetine falan değil, Türkiye’nin iç politikasına yönelik telafi hizmetinde bulunacak olan, odur, Trump’tır. Bu, onun becerebileceği işlerden.
Tam da Yeni Türkiye’nin süper üçlüsü Washington önlerinde otağ kurmuşken Türk İslâmcısının sevgilisi Donald Trump keleğin büyüğünü yaptı. İbrahim Kalın, cumhurbaşkanlığı başdanışmanı, atanmış şahıs, Hulusi Akar, genelkurmay başkanı, atanmış şahıs, Hakan Fidan MİT müsteşarı, bir başka atanmış şahıs, seçilmeyle, seçilmişle, seçimle, meclisle artık işi olmayacak bir ülkenin en üst düzey heyeti olarak ABD başkentine gittiler; seçilmemişler ülkesi Yeni Türkiye’de seçilmiş tek kişi olacak cumhurbaşkanının, tıpkı referandum gibi, ülke için anlamsız, kendisi için pek kritik ziyareti için sahayı temizlemeye, kırmızı halıyı serdirmeye, Beyaz Ev fotoğraf stüdyosunda gerekli randevuları ayarlayıp gerekli düzenlemeleri yapmaya koyulmuş olmaları gerekiyordu; lâkin böyle işler için bu ekip ne kadar uygundu, biz bilemedik, başka hangi işler için uygundular, onu da bilemedik; onlar da hangi işler için uygun görüldü ve oralara yollandıysalar bunlarla meşgul oldular, fakat aynı esnada Amerikalı muhatapları acaba nelerle meşguldüler?
Anlayabildiğim kadarıyla, bizimkiler her ne işlerle meşgul idiyseler, muhatapları, yani muhatapları olmaları gereken, en azından muhatap rolü oynamaları beklenen ABD’li asker, gizli servisçi, danışman kadroları o işlerle değil başka işlerle meşguldüler. Yerlerine birilerini bırakmışlardı, bir iş için dışarı kadar çıkmışlardı, toplantıdaydılar, notumuz varsa iletebilirdik, filan… olmalı… Zira bu en üst düzey Türkiye Cumhuriyeti heyeti oradayken, Türk İslâmcısının gözdesi Müslüman düşmanı ABD Başkanı’nın adamları, onun Suriye’deki silahlı Kürtleri daha da silahlandıracağını, bu silahları Suriye Demokratik Güçleri’ndeki Araplar aracılığıyla, diplomatik dolambaç yöntemiyle değil, doğrudan YPG’ye vereceğini ilan etti. En üst düzey seçilmemiş TC heyetinin uçağının kalkması bile beklenmeden!
Üstelik, çılgın emlakçı hızını alamadı, o arada FBI Direktörü’nü de işten attı. Yani belli ki Washington sakinleri başka işlerle uğraşmaktaydılar.
AYNADA BİZ KENDİMİZ, FOTOĞRAFTA İKİSİ
Bir an için, Türkler olarak asla başaramadığımız şeyi yapmaya kalkışıp, kendimizi azıcık kenara itip, maazallah, Allah ittirmesin, tamam, azıcık, bir anlığına, minicik bir an itip, orada ne olmuş, diye düşünecek olursak -ki aslında bizi ilgilendirmeyen bir husussa bunu niye yapalım? Dünyanın geri kalanından bize ne?- şu vaziyeti görürüz ki, Donald Trump’ın bütün afra tafrasına, lüks semt kovboyu havalarına rağmen, birtakım kritik kararları yerleşik ABD bürokrasisi, anlaşılan, özellikle güvenlik bürokrasisi, başkana bal gibi empoze edebiliyor. Kürtleri silahlandırmak isteyen, tabii ki siyasetçiler değil askerler, esas olarak. Askeri hedeflere, askeri hesaplara göre düşünüp davranıyorlar ve Kürtlerle bilmem ne kadar zamandır Suriye “saha”sında “birlikte çalışıyor”lar.
Siyasetçilere düşen, YPG’ye doğrudan silah verme kararının yarattığı sarsıntıyı gidermek üzere Türkiye’de vaziyeti kurtaracak birtakım pasta-cila işlemleri. Bunların başında “Beyaz Ev”deki fotoğraf geliyor şüphesiz. Kendisine haksızlık olabilir, lâkin şu zor zamanlarda Hariciye’de değil de bizim aramızda olmasını nimet saydığım dostum Aydın Selcen günlerdir âdetâ üzerinde tepinerek, “Oval Ofis’teki fotoğraf” konusunu önümüze getiriyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Washington ziyaretinin tek hedefi, bu ziyaretin yapılabilmesidir. Selcen’in bir mekândaki bir fotoğraf simgesine sıkıştırdığı şeyse bunun hem ispatı hem mânâsı: İki “Dünya Lideri” görüntüsü. Dünya Lideri’ni haliyle baş harfleri büyük yazdım. Olmaz diyemezsiniz! Bu dâhiyâne jestimle bir sürü lafı gereksiz hale getirip meramımı anlatamadıysam yazıklar olsun!
İçinden geçen fakat yüksek sesle söyleyemediklerini bastırmak için saçmalama hakkı her köşe yazarına yılda üç defayı geçmemek üzere tanınmıştır, değerli okurlar. Eski “yıllık izninin bir bölümü kullanma” müessesesinin yerine ihdas edilen kurumlardan.
HAVUZ MEDYASI SIKI MESAİ YAPACAK
Şu olacak muhtemelen: Erdoğan ile Trump samimi pozlarda fotoğraflar çektirecekler. Bu, YSK’nın “referandum sonucu geçerlidir” açıklamasından daha kuvvetli bir dayanak olacak, müstakbel tek adam iktidarına. İlaveten, silah verme hadisesinde bir-iki makyaj hamlesi yapılacak; havuz medyasına “Trump’tan kesin güvence: O silahlar geri alınacak” başlıkları atma şansı verecek sözler edilecek. “Trump: Türkiye’yi küstürmeyiz!” de fena değil. Şu tür haberler de geliştirilebilir: “Pentagon, teröristlere verilecek Amerikan silahlarının kuzeye doğru atış yapmayacak şekilde kilitleneceğini bildirdi.” Yanında kutu: “Anahtar Pentagon’da.” Bunlar yeterli görülmezse, devletin, hatta ülkenin, hatta milletin bekâsı açısından en kritik mevzu olan Fethullah Gülen’in iadesi konusunda belki ortalığa umut tohumlarıyla vaat kırıntıları saçılabilir. “Trump Gülen’in iadesi için düğmeye bastı” başlığı çok da atmasyon muamelesi görmez bizim buralarda.
Trump da, “yahu öyle demedim, niye yalan söylüyorsunuz” diyebilecek son kişi olduğuna göre?
Fakat bu emlakçı nasıl bir anda koca FBI Başkanı’nı şutlayıverdi?
RUSYA, TÜRKİYE, FLYNN, PARALAR PULLAR
FBI’ın, Trump ve kampanya ekibinin Rusya ile bağlantılarına dair soruşturma yürütüyor olmasıyla bu şutlama eyleminin ilişkisi üzerine düşünsek mi acaba? Düşünmesek. Zira Trump ve ekibinin Rusya bağlantıları deşilince, karşımıza Moskova’yla ilişkileri yüzünden başını büyük belaya sokmuş emekli general Michael Flynn çıkıyor; o da Türkiye’nin lobicisi!
Eski başkan Barack Obama’nın Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice, selefi Flynn’a, “Kürtleri silahlandırıp Rakka Harekâtı’nı biz başlatalım, yeni başkan bu baş ağrıtıcı meseleyle uğraşmasın, beyaz sayfa açabilsin” mesajı iletmiş; başkanlığın devrinden birkaç gün önce. Flynn, “Yapmayın,” demiş. “Bize bırakın.” Şimdi haliyle deniyor ki, Flynn bu cevabı verdiği sırada Ankara’nın parayla tuttuğu lobiciydi, böylece Kürtlerin silahlandırılmasını geciktirdi. Nitekim Washington şimdi o Obama planında ne öngörülmüşse onu uyguluyor. Zira o plan da, siyasi boyutları gözden geçirildikten sonra sahadaki askeri gereklere göre hazırlanmıştı, şimdi uygulanan da böyle.
Trump yönetiminden -ABD basınına göre aslında bütün planların bütün inceliklerini bilmemesi gereken- kimselerin, Obama’nın giderayak ilettiği öneriyi küçümserken, “B planı yoktu” dedikleri biliniyor. Fakat Washington Post’un 2 Şubat 2017 tarihli, üç imzalı haberinde ileri sürülüyor ki, B planı aslında Kürtleri silahlandırmaktı, çünkü A planının uygulanamayacağı, yani Rakka’yı Türk Silahlı Kuvvetleri’yle almanın makul olmayacağı ortaya çıkmıştı! Bu “uygulanabilir olmayış”ın, biri -Ankara’nın söz dinletebildiği ÖSO’cular ve cihatçılar eşliğinde TSK’nın El-Bab harekâtında sergilediği performansın Pentagon’un gözünü dolduramayışından kaynaklanan- askeri, öbürü -Ankara’nın, silahlı kuvvetleriyle Rakka’ya kadar girmesine meydan verildikten sonra, oradan çıkarılmasının pek de kolay olmayabileceği yollu şüphelere dayalı- siyasi iki temel sebebi olduğunu tahmin etmek zor değil.
İŞ BİLENİN, KILIÇ… KİMİN?
Bütün uçukluğuna rağmen, iş ciddiye bindiğinde Trump’ın, Ortadoğu’ya, Suriye’ye ilişkin olarak, özellikle askeri mevzularda kafasına göre takılmadığı, Beyaz Ev’e de doldurduğu faşistlerden çok yerleşik askeriyeye, genelkurmay başkanına, savunma bakanına kulak verdiği anlaşılıyor. Nihayet iş adamı: çılgın projeleri olan yeni yetme yeğenini teras partisinde belediye başkanına tanıştırırken delikanlıyı yere göğe koyamaz, ama belediyede iş halledileceğinde, onu değil, yıllardır oraya gidip gelen, danışmadakini, çaycıyı tanıyan, hangi para hangi sümenin altına nasıl konur, bilen emektar adamını gönderir.
YPG’yi silahlandıran, yol iz bilmeyen, aklı havada bir ABD başkanı değil. Dolambaçlı yoldan anlatabildim, mevzu budur.
Buna karşılık, Erdoğan’la “İki Dünya Lideri” fotoğrafını çektirecek ve ABD dış politikasına, Ortadoğu’ya, dünya hakimiyetine falan değil, Türkiye’nin iç politikasına yönelik telafi hizmetinde bulunacak olan, odur, Trump’tır. Bu, onun becerebileceği işlerden.
Kıssadan hisse ilavesi: Türkiye’nin Suriye politikası üzerimize göçtüğü gibi, ABD’ye ilişkin politikası da, “İncirlik’i kullandırtmayız” tantanası dışında, ‘toprağı bol olsun’ kategorisine geçmiş bulunuyor.
İşin kötüsü, bütün bunlar, içerideki mutlak tahakküm hırsı kadar ‘toprak bol olsun’ ihtirasından da kaynaklandı. Vaktiyle Osmanlı’nın toprağı bolmuş ya, nasıl bir lanetmiş meğerse: Çocuğun anası babası, var, kendini yetim sanıyor; bir türlü büyüyemiyor; birilerine saldırmazsa nefes alamıyor, kalbi duracak gibi oluyor; saldıracak kimseyi bulamazsa kendi bedeninden parçalar koparıyor ısıra ısıra.
Geçecek… geçecek… turuncu saçlı bir adam gözüküyor… onunla beraber resim çektiriyorsun, bir ferahlama gelecek bööle…
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları









































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024