Ümit KIVANÇ
Erdoğan’la “İki Dünya Lideri” fotoğrafını çektirecek ve ABD dış politikasına, Ortadoğu’ya, dünya hakimiyetine falan değil, Türkiye’nin iç politikasına yönelik telafi hizmetinde bulunacak olan, odur, Trump’tır. Bu, onun becerebileceği işlerden.
Tam da Yeni Türkiye’nin süper üçlüsü Washington önlerinde otağ kurmuşken Türk İslâmcısının sevgilisi Donald Trump keleğin büyüğünü yaptı. İbrahim Kalın, cumhurbaşkanlığı başdanışmanı, atanmış şahıs, Hulusi Akar, genelkurmay başkanı, atanmış şahıs, Hakan Fidan MİT müsteşarı, bir başka atanmış şahıs, seçilmeyle, seçilmişle, seçimle, meclisle artık işi olmayacak bir ülkenin en üst düzey heyeti olarak ABD başkentine gittiler; seçilmemişler ülkesi Yeni Türkiye’de seçilmiş tek kişi olacak cumhurbaşkanının, tıpkı referandum gibi, ülke için anlamsız, kendisi için pek kritik ziyareti için sahayı temizlemeye, kırmızı halıyı serdirmeye, Beyaz Ev fotoğraf stüdyosunda gerekli randevuları ayarlayıp gerekli düzenlemeleri yapmaya koyulmuş olmaları gerekiyordu; lâkin böyle işler için bu ekip ne kadar uygundu, biz bilemedik, başka hangi işler için uygundular, onu da bilemedik; onlar da hangi işler için uygun görüldü ve oralara yollandıysalar bunlarla meşgul oldular, fakat aynı esnada Amerikalı muhatapları acaba nelerle meşguldüler?
Anlayabildiğim kadarıyla, bizimkiler her ne işlerle meşgul idiyseler, muhatapları, yani muhatapları olmaları gereken, en azından muhatap rolü oynamaları beklenen ABD’li asker, gizli servisçi, danışman kadroları o işlerle değil başka işlerle meşguldüler. Yerlerine birilerini bırakmışlardı, bir iş için dışarı kadar çıkmışlardı, toplantıdaydılar, notumuz varsa iletebilirdik, filan… olmalı… Zira bu en üst düzey Türkiye Cumhuriyeti heyeti oradayken, Türk İslâmcısının gözdesi Müslüman düşmanı ABD Başkanı’nın adamları, onun Suriye’deki silahlı Kürtleri daha da silahlandıracağını, bu silahları Suriye Demokratik Güçleri’ndeki Araplar aracılığıyla, diplomatik dolambaç yöntemiyle değil, doğrudan YPG’ye vereceğini ilan etti. En üst düzey seçilmemiş TC heyetinin uçağının kalkması bile beklenmeden!
Üstelik, çılgın emlakçı hızını alamadı, o arada FBI Direktörü’nü de işten attı. Yani belli ki Washington sakinleri başka işlerle uğraşmaktaydılar.
AYNADA BİZ KENDİMİZ, FOTOĞRAFTA İKİSİ
Bir an için, Türkler olarak asla başaramadığımız şeyi yapmaya kalkışıp, kendimizi azıcık kenara itip, maazallah, Allah ittirmesin, tamam, azıcık, bir anlığına, minicik bir an itip, orada ne olmuş, diye düşünecek olursak -ki aslında bizi ilgilendirmeyen bir husussa bunu niye yapalım? Dünyanın geri kalanından bize ne?- şu vaziyeti görürüz ki, Donald Trump’ın bütün afra tafrasına, lüks semt kovboyu havalarına rağmen, birtakım kritik kararları yerleşik ABD bürokrasisi, anlaşılan, özellikle güvenlik bürokrasisi, başkana bal gibi empoze edebiliyor. Kürtleri silahlandırmak isteyen, tabii ki siyasetçiler değil askerler, esas olarak. Askeri hedeflere, askeri hesaplara göre düşünüp davranıyorlar ve Kürtlerle bilmem ne kadar zamandır Suriye “saha”sında “birlikte çalışıyor”lar.
Siyasetçilere düşen, YPG’ye doğrudan silah verme kararının yarattığı sarsıntıyı gidermek üzere Türkiye’de vaziyeti kurtaracak birtakım pasta-cila işlemleri. Bunların başında “Beyaz Ev”deki fotoğraf geliyor şüphesiz. Kendisine haksızlık olabilir, lâkin şu zor zamanlarda Hariciye’de değil de bizim aramızda olmasını nimet saydığım dostum Aydın Selcen günlerdir âdetâ üzerinde tepinerek, “Oval Ofis’teki fotoğraf” konusunu önümüze getiriyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Washington ziyaretinin tek hedefi, bu ziyaretin yapılabilmesidir. Selcen’in bir mekândaki bir fotoğraf simgesine sıkıştırdığı şeyse bunun hem ispatı hem mânâsı: İki “Dünya Lideri” görüntüsü. Dünya Lideri’ni haliyle baş harfleri büyük yazdım. Olmaz diyemezsiniz! Bu dâhiyâne jestimle bir sürü lafı gereksiz hale getirip meramımı anlatamadıysam yazıklar olsun!
İçinden geçen fakat yüksek sesle söyleyemediklerini bastırmak için saçmalama hakkı her köşe yazarına yılda üç defayı geçmemek üzere tanınmıştır, değerli okurlar. Eski “yıllık izninin bir bölümü kullanma” müessesesinin yerine ihdas edilen kurumlardan.
HAVUZ MEDYASI SIKI MESAİ YAPACAK
Şu olacak muhtemelen: Erdoğan ile Trump samimi pozlarda fotoğraflar çektirecekler. Bu, YSK’nın “referandum sonucu geçerlidir” açıklamasından daha kuvvetli bir dayanak olacak, müstakbel tek adam iktidarına. İlaveten, silah verme hadisesinde bir-iki makyaj hamlesi yapılacak; havuz medyasına “Trump’tan kesin güvence: O silahlar geri alınacak” başlıkları atma şansı verecek sözler edilecek. “Trump: Türkiye’yi küstürmeyiz!” de fena değil. Şu tür haberler de geliştirilebilir: “Pentagon, teröristlere verilecek Amerikan silahlarının kuzeye doğru atış yapmayacak şekilde kilitleneceğini bildirdi.” Yanında kutu: “Anahtar Pentagon’da.” Bunlar yeterli görülmezse, devletin, hatta ülkenin, hatta milletin bekâsı açısından en kritik mevzu olan Fethullah Gülen’in iadesi konusunda belki ortalığa umut tohumlarıyla vaat kırıntıları saçılabilir. “Trump Gülen’in iadesi için düğmeye bastı” başlığı çok da atmasyon muamelesi görmez bizim buralarda.
Trump da, “yahu öyle demedim, niye yalan söylüyorsunuz” diyebilecek son kişi olduğuna göre?
Fakat bu emlakçı nasıl bir anda koca FBI Başkanı’nı şutlayıverdi?
RUSYA, TÜRKİYE, FLYNN, PARALAR PULLAR
FBI’ın, Trump ve kampanya ekibinin Rusya ile bağlantılarına dair soruşturma yürütüyor olmasıyla bu şutlama eyleminin ilişkisi üzerine düşünsek mi acaba? Düşünmesek. Zira Trump ve ekibinin Rusya bağlantıları deşilince, karşımıza Moskova’yla ilişkileri yüzünden başını büyük belaya sokmuş emekli general Michael Flynn çıkıyor; o da Türkiye’nin lobicisi!
Eski başkan Barack Obama’nın Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice, selefi Flynn’a, “Kürtleri silahlandırıp Rakka Harekâtı’nı biz başlatalım, yeni başkan bu baş ağrıtıcı meseleyle uğraşmasın, beyaz sayfa açabilsin” mesajı iletmiş; başkanlığın devrinden birkaç gün önce. Flynn, “Yapmayın,” demiş. “Bize bırakın.” Şimdi haliyle deniyor ki, Flynn bu cevabı verdiği sırada Ankara’nın parayla tuttuğu lobiciydi, böylece Kürtlerin silahlandırılmasını geciktirdi. Nitekim Washington şimdi o Obama planında ne öngörülmüşse onu uyguluyor. Zira o plan da, siyasi boyutları gözden geçirildikten sonra sahadaki askeri gereklere göre hazırlanmıştı, şimdi uygulanan da böyle.
Trump yönetiminden -ABD basınına göre aslında bütün planların bütün inceliklerini bilmemesi gereken- kimselerin, Obama’nın giderayak ilettiği öneriyi küçümserken, “B planı yoktu” dedikleri biliniyor. Fakat Washington Post’un 2 Şubat 2017 tarihli, üç imzalı haberinde ileri sürülüyor ki, B planı aslında Kürtleri silahlandırmaktı, çünkü A planının uygulanamayacağı, yani Rakka’yı Türk Silahlı Kuvvetleri’yle almanın makul olmayacağı ortaya çıkmıştı! Bu “uygulanabilir olmayış”ın, biri -Ankara’nın söz dinletebildiği ÖSO’cular ve cihatçılar eşliğinde TSK’nın El-Bab harekâtında sergilediği performansın Pentagon’un gözünü dolduramayışından kaynaklanan- askeri, öbürü -Ankara’nın, silahlı kuvvetleriyle Rakka’ya kadar girmesine meydan verildikten sonra, oradan çıkarılmasının pek de kolay olmayabileceği yollu şüphelere dayalı- siyasi iki temel sebebi olduğunu tahmin etmek zor değil.
İŞ BİLENİN, KILIÇ… KİMİN?
Bütün uçukluğuna rağmen, iş ciddiye bindiğinde Trump’ın, Ortadoğu’ya, Suriye’ye ilişkin olarak, özellikle askeri mevzularda kafasına göre takılmadığı, Beyaz Ev’e de doldurduğu faşistlerden çok yerleşik askeriyeye, genelkurmay başkanına, savunma bakanına kulak verdiği anlaşılıyor. Nihayet iş adamı: çılgın projeleri olan yeni yetme yeğenini teras partisinde belediye başkanına tanıştırırken delikanlıyı yere göğe koyamaz, ama belediyede iş halledileceğinde, onu değil, yıllardır oraya gidip gelen, danışmadakini, çaycıyı tanıyan, hangi para hangi sümenin altına nasıl konur, bilen emektar adamını gönderir.
YPG’yi silahlandıran, yol iz bilmeyen, aklı havada bir ABD başkanı değil. Dolambaçlı yoldan anlatabildim, mevzu budur.
Buna karşılık, Erdoğan’la “İki Dünya Lideri” fotoğrafını çektirecek ve ABD dış politikasına, Ortadoğu’ya, dünya hakimiyetine falan değil, Türkiye’nin iç politikasına yönelik telafi hizmetinde bulunacak olan, odur, Trump’tır. Bu, onun becerebileceği işlerden.
Kıssadan hisse ilavesi: Türkiye’nin Suriye politikası üzerimize göçtüğü gibi, ABD’ye ilişkin politikası da, “İncirlik’i kullandırtmayız” tantanası dışında, ‘toprağı bol olsun’ kategorisine geçmiş bulunuyor.
İşin kötüsü, bütün bunlar, içerideki mutlak tahakküm hırsı kadar ‘toprak bol olsun’ ihtirasından da kaynaklandı. Vaktiyle Osmanlı’nın toprağı bolmuş ya, nasıl bir lanetmiş meğerse: Çocuğun anası babası, var, kendini yetim sanıyor; bir türlü büyüyemiyor; birilerine saldırmazsa nefes alamıyor, kalbi duracak gibi oluyor; saldıracak kimseyi bulamazsa kendi bedeninden parçalar koparıyor ısıra ısıra.
Geçecek… geçecek… turuncu saçlı bir adam gözüküyor… onunla beraber resim çektiriyorsun, bir ferahlama gelecek bööle…
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024