Ümit KIVANÇ
Olay mahallindeki muhabir, oturum öncesi “maç başlarken” faslına katılan konuklar, moderatör, anonslar, ekran altı bantları ve mümkün bütün unsurlarca “tarihî yayın”, “tarihî buluşma”, “tarihî akşam” ve nihayet “tarihî dönüm noktası” olarak sunulan televizyon programı elbette başlıbaşına hüzün kaynağıydı, çünkü biz buraları çoktan geçmiştik; şimdi ne kadar geri gittiğimiz, ne kadar çok şey yitirdiğimiz tekrar gözümüze sokuldu. İkinci olarak, bu program elbette tekinsizdi, çünkü önceden ilan edilmiş şartlarını ortadan kaldırıp bunu bir siyasî suikasta, ilan edilmiş amacının aksine yarayacak bir komploya dönüştürebilecek birilerinin soluğunu her an ensemizde hissediyoruz.
Tam da bu yüzden, hem programın vahim eksiğine gediğine, önlenemez çarpıklığına, sasılığına rağmen faydalı eser olduğunu teslim etmek durumundayız hem de başlıca çarpıklığın her şey pek normalmiş gibi yapılmasında yattığını baştan belirtmek.
Program sırasında tuttuğum notları, yorumlar ekleyerek aktarayım.
• Programdan önceki ısınma hareketleri esnasında Fox Haber Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk: “Ortak yayın geciktiğine göre, biz de reklama geç gidebiliriz stratejik açıdan”! Çok stratejik şeylere şahit olabiliriz; yoksa beklentim büyük mü olmalı?
• Soru seçim iptaline ilişkin. Kaybettiği için seçimi iptal ettirmiş devlet partisinin adayı: “Garip işler oldu, acayip işler oldu. Seçimin tekrarı kararını zaten YSK vermişti. Biz istemedik. Seçimin tekrar edilmesine CHP sebep olmuştu. Oyların hepsinin sayılmasına izin verseler iş hallolacaktı.” Ne diyor?
• Yıldırım tekrarlayıp duruyor: “Oylar çalındı”. Rakibi ısrarla soruyor: “Çalan kim?” Cevap yok. Yıldırım: “bizim oyu başkasına yazmışlarsa bu da çalmaktır”. “Yer değiştirme” de “çalmak” demekmiş.
• Mâhut yalan silsilesini teşhir edip 31 Mart’ta gerçekte ne olduğunu herkesin anlayacağı dille izah etmede Ekrem İmamoğlu yetersiz. Saat 21:21. Binali Yıldırım avantajlı görünüyor. Avantajını sürdürebilmesinin neye bağlı olduğunun farkında: “31 Mart’a takılmayalım” diyor. İmamoğlu da 31 Mart’ta çevrilen dümenleri konu ettikçe puan toplayacağını umuyor: “geçelim diyor ama geçemeyiz”. İktidar koalisyonunun oyunu ortaya dökülemeden geçildi.
• “Ben İstanbul konuşuyorum” diyor Yıldırım. Soruluyor: “Peki ya bu bekâ meselesi falan neydi?” Cevap: “seçime bir ittifakla giriyoruz”. Meali: “valla, bize kalsa öyle şeyler demeyecektik ama işte, MHP istedi”. Doğru söylemiyor; bizzat kendi lideri bekâ diye yatıp kalktı!
• İmamoğlu, önceki sorunun cevabından kalan eksikleri sonraki soruya cevap vermeden tamamlayıp yeni cevaba vaktinde geçme konusunda başarılı. 31 Mart’ın iptalinden yeni seçimin “anlamı”na da böyle seri şekilde geçti. Şunları ardarda dizdi: demokrasi, hak, hukuk, adalet, kul hakkı, temiz yönetim, kibirden arınmış, kucaklaşma…
• Binali Yıldırım: “En tahammül edemeyeceğim şey yalan konuşmadır”!! İktidar koalisyonundan hangi siyasetçi sarf etse işitildiği ortamı “tarihî” hale getirir şu söz. En iyisi çayı tek dikişte bitirmek…
• Yeniden 31 Mart dalaveraları. Anadolu Ajansı’nın seçim gecesi veri akışını kesmesi konsunda Yıldırım: “normal bir şey değil”! Ama bu onun meselesi değilmiş. Kurumlarımız özerk, hukuka bağlı, liyakatli falan ya o bakımdan…
• İmamoğlu: seçim gecesi bir aşamada AKP’lilerin İstanbul’u “kazandık” afişleriyle donatmaları için kim talimat verdi? Cevap alınamıyor.
• İmamoğlu’nun İBB veri tabanını kopyalatma girişimi. Yıldırım suçluyor, “CHP adayı” alttan alıyor. “Geçmiş dümenlerinizi gizlemek için numara çekmenizi önlemek istedik” filan demedi. “Kopyalamadık da yedekledik” taktiğiyle rakibi üstüne çekti, Yıldırım da “o öyle değildir, yedekleme zaten yapılır”dan girip oyunu rakip kaleye yıkıverdi.
• Binali Yıldırım. Zaman zaman ona yakıştırılan “babacan, yumuşak adam” imajı belli ki imajdan ibaret. AKP ve iktidar koalisyonunun daha şirret simalarından alışık olduğumuz bin türlü numaranın âlâsını çeker icabında. “Veri kopyalama işi FETÖ taktiğidir,” dedi! “Kozmik oda” terimiyle de iktidar koalisyonunun devlet kanadına selamını çaktı.
• İşte İBB Başkanı olacak kimsede aranacak en önemli hususların tesbiti bakımından en kritik mevzu: İmamoğlu Ordu valisine hakaret etti mi? AMK diye dergi çıkarılabilen ülkede, birinin birine “it” deyip dememesinin nasıl üç günde milyon satan pop şarkısı konumuna gelebildiğine aklım ermiyor. İmamoğlu, “bize daha ağır laflar ettiler” başlığı attı, altını “terörist”in yanına iliştirdiği “Pontus” ve “Yunan”la doldurdu, meseleyi yerli-millî zeminine oturttu.
• Soruları Binali Yıldırım’a verdiğini, bilahare İmamoğlu’nu arayıp “size de vereyim mi?” diye sorduğunu ileri sürerek Fatih Altaylı İsmail Küçükkaya’ya iftira atmış, Küçükkaya onu anlatıyor.
• İmamoğlu, belediyenin iktidara yakın vakıflara para desteklerini konu etti. Nihayet gole dönük bir akın halinde kendisi. Yıldırım, tribündeki şahlanışın skoru korumaya yeteceği düşüncesiyle, sözkonusu destekleri FETÖ ve 15 Temmuz motiflerini ortaya sürerek savundu.
• Rakibinin “yok öyle bir şey” dediği Sayıştay raporunu kameraya tutarak puanları aldı İmamoğlu. Yıldırım raporu okumamış!
• “FETÖ” bahsinde yaşananların ilk bölümü ilginç değil. Adaylara bu teşkilatla ilişkileri olup olmadığı soruldu. Şüphesiz yok! (Yıldırım’ın Türkçe Olimpiyatları videoları “tarihî yayın” stüdyosuna henüz ulaşmadı.) Yıldırım’a göre “FETÖ” ile mücadelenin üç “kısmı” var: ibadet, ticaret ve ihanet. Mücadele ihanet kısmıyla yapılıyormuş. Aslında kendisinin büyük açığının yakalanacağı mevzuda, ön alarak, rakibine “FETÖ iltisakı” imâsı yapması başarılı pişkinlik örneği.
• İmamoğlu, “devlet” kelimesini cümle içinde kullanma denemeleri yapıyor: “Esas olan devlettir” (iki defa), “devletine inanan”, “devletinin güçlenmesine inanan”…
• Yıldırım: “çekeceğimiz yatırımla beş yüz bin istihdam sağlayacağız”. Acaba dolar kaç lira? Teknoloji vadileri, teknoloji üsleri ve teknoloji geliştirme bölgeleri kurulacakmış. Sonuncusunun örnekleri Rotterdam ve Singapur’da varmış. Neden bir Kudüs değil, bir Şam, bir Bağdat değil? Belki de özlenen İslâm medeniyetinin İstanbul’da kurulamayacağı kabullenilmiş; bilemedim.
• Program öncesi Büyük Moderatör Savaşları’ndan galip çıkmış moderatör: “Diyelim ben Kürt kökenli, Türkiye Cumhuriyeti aşığı bir kardeşinizim, hanginize oy vereyim?” Başkası adına duyulan utanç ne kötü. Kürt olamam, kökenli olacağım, TC aşığı değilsem kime oy vereceğim sorulmayacak. Seçim sonucunu pek muhtemeldir ki, bu tarifi çok yerinden yırtacak Kürt seçmen tayin edecek. Bu ihtimalin yüksekliğini gözönüne alınca utanma yerine eğlenme de mümkün aslında pekâlâ.
• Kürtlerle ilgili konu genele yayılıyor. Her iki aday da, “biz herkese hizmet edeceğiz” klişesiyle riski savuşturuyor. İmamoğlu araya bir “dil” vaadi de sıkıştırdı sanki. “Barıştırmaya, eşitlemeye geliyoruz”, Kürt seçmen için ne kadar çağırıcıdır, kestirmek zor.
• Kürt seçmen kıymetli belli ki. Yıldırım “sizi teröristler destekliyor” motifini hiç kullanmıyor.
• Binali Yıldırım dedi ki: “Partizanlık asla ve asla bizimle beraber telaffuz edilemez.” Tekrar edeyim: “Partizanlık asla ve asla bizimle beraber telaffuz edilemez.” Kendisi yalana tahammül edemediğini yukarıda belirtmişti, burada tekrarlamadı.
• Moderatörümüz Suriyeliler konusunu şöyle açtı: “Türkiye fedakârlık yapıyor, insaniyetini gösteriyor”, “insanlık dersi veriyor”. Ankara’nın Suriye savaşındaki politikası ve rolü, milyonlarca mültecinin bir anda kabulünün gerisindeki hesaplar şunlar bunlar, tıpkı haksız hukuksuz seçim iptali gibi, yoklar. Niyeyse buraya doluşmuş Suriyeliler var. İmamoğlu “insanî” eksenli politikayla onları entegre etme amaçlı girişimler vaat ederken, Yıldırım, sürekli “misafir”lik vurgusu yapıyor: “Bunlar geçici, gidecekler.”
• Yıldırım, döşenecek metro hattından sözederkenki teknisyence edâsıyla, Afrin, Cerablus ve El-Bab’ı aldık, beş yüz binini oralara gönderdik, deyiverdi: Şimdi Fırat’ın doğusunu da “temizleyip”, gerikalanını da oraya göndereceğiz. Ancak yasadışı işlere bulaşanlar olursa, bu temizliği beklemeden onları “tutar göndeririz”. Oysa “ölümden kaçmış”lar, onları “inancımız gereği misafir etmiş”tik!
• Kadınlara geldik, 2019 yılında hâlâ kreş konuşuyoruz. Haydi yine utanç! Binali Yıldırım: “Ev kadınlarının dışarı çıkmaya, sosyalleşmeye ihtiyacı var”. Tam olarak ne için çıkmalarını düşünüyor acaba?
• İstanbul’da abuk subuk şehirleşmeyle yok edilen “dereleri ihya edeceğiz” diyor Yıldırım! Nasıl? Meselâ Kasımpaşa’da koca caddeyle iki yanındaki binaları falan yok mu edecekler? Üstüne mahalle kurduğunuz dereyi nasıl ihya edeceksiniz?
• Yıldırım Türk sağcılığını anlamak isteyen özetler yapmaya devam ediyor: “Tabiî İsmail Bey, yeşil alan bir şehir için önemli.”
• Programın yaşadığımız gerçeklik içindeki konumunu ortaya koyan bir tür kara mizah esprisi: Küçükkaya, “engellilerin hayatın içine katılmasını çok önemsediğini” vurguladı. Ne yazık ki bu kadar “tarihî” bir programda tartışmayı duyma engellilere aktaracak çevirmen görünmüyor ekranda. Bakın burası ne kadar enteresan değil mi?
• Yıldırım “kankası” gençlere 10 gigabayt beleş internet vaat etti. Müzikler, paylaşımlar, filmler (Netflix’ten). Siyasetçilerin sevimli olma gayretlerinin her zaman tam aksine yolaçması kuralı değişmedi.
• Yine Yıldırım, klasik sağcı siyasetçi numaralarından birine başvurarak “biz iktidarız” kozunu öne sürdü: Belediyeler öğrencilere burs veremez. Veriyorlardı, CHP yasaklattırdı. Ben gelirsem bir şekilde Ankara ile anlaşıp yolunu buluruz. Ama Ekrem Bey “İstanbul Ankara’dan yönetilmeyecek” diyor. Yaa…
• Yıldırım, İstanbul’da deniz ulaşımının azalmasını gerileme değil ilerleme olarak görüyor. Yeni köprüler, tüneller açıldığı için arabayla seyahat deniz ulaşımına “alternatif” olmuş. Boğaz’dı, denizdi, bizim neyimize! İmamoğlu gerçi pek somut deniz ulaşımı projeleri ortaya koymadı, ama en azından arabayı tekneye alternatif görmediği anlaşılıyor.
• Yok artık: Moderatör, performansı hakkında, siyasetçilere soruyor: beğendiniz mi, nasıl buldunuz?
• Bitti. Sanki normal seçim ortamındaymışız gibi bir hava yaratılmasına takılmamak mümkün değil. Eğer böyle bir programdan demokrasi adına birşeyler bekleniyorsa beklentinin karşılanma oranını düşüren, izlediğimizin gerçeklikten çok görüntü olduğu duygusu yaratan bir hava bu.
• Neyse ki Binali Yıldırım mütemadiyen rakibinin cümlesinin ortasına dalarak, nezaketin sökmeyeceğini, istediği anda her kuralı çiğneyebilecek muktedirlerin ortamı belirleyeceğini hatırlattı da gerçeklikle ilişkimiz kopmadı. Onun şahsında, Türk sağcı siyasetçisinin ne pahasına olursa olsun çıkardan taviz vermeme ihtirasının cisimleşmesi olduğunu gördük.
• Programdan evvel bu tür televizyon tartışmalarının dinamiklerine ilişkin konuşanlar dikkat çekiyorlardı: tv tartışmalarında seçmenler, rakipleri birbirlerine karşı sağladıkları üstünlüğe göre değil, kendi beklentilerine göre değerlendirirler. Diyelim A’nın B’ye karşı 5-0 galip geleceğine inanan seçmen, A 3-0 kazandığında bunu yenilgi sayar. Bana kalırsa Ekrem İmamoğlu, şimdiye kadar sokaklarda, meydanlarda, kalabalıklar karşısında ve televizyonlarda, çok daha zor durumlarda sergilediği performansın epey gerisinde, biraz tutuktu. Polemikten kaçınma stratejisi bazen hiçbir taktik kazanca elvermez görünüyor. Faul yapmadan kazanmaya çalışmak güzel, ama gollük ortada topu indirip kendi sahana dönmek de anlamsız.
• Yine de bizzat bu programın yapılmış olmasıyla, programda potansiyel mermilerin öncüsü gibi algılanacak hakaretlerin havada uçuşmamasıyla, programdan sonra rakiplerin ailece beraber fotoğraf çektirmesiyle, İmamoğlu “çizgisi”nin bir başarı kazanmış olduğunu söyleyebiliriz.
Programı her şeye rağmen ‘olması olmamasından iyi’ sayma eğilimindeyim.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024