Ümit KIVANÇ
Bağıran motorların, cayırdayan lastiklerin, tehditkâr damperlerin, küstah füme camların, küfürbaz egzosların âleminde misafir olarak bile bulunamayacak bir kokuydu. Virajı dönerken birden aldım. Bu defa, gülümseme yerine içimin daha rahat olduğu zamanlardaki tebessümlerimi hatırlamakla yetinmedim, sahiden gülümsedim. Umut yüklü telaş içinde bakınmaya koyuldum. Asfalttan umut beklenemezdi, kafayı kaldırdım. Yeşil yamaçlar iniyordu iki taraftan, bariyerlerin dibine. Çimenler gürül gürüldü. Umut vermeseler de karamsarlığı dağıtabiliyorlar. Çocukluğum gülümsüyordu. Somut olayları, anıları, zihnimde yer etmiş görüntüleri değil, her şeyden arınmış olarak ve başka mânâ taşımaksızın, eskiden çocuk olduğumu hatırladım.
Tıpkı geçenlerde, hali vakti yerinde insanların yaşadığı bir sitedeki yeşil alanda papatyalarla karşılaştığımda hatırladığım gibi. Onlara rastladığımda çok şaşırmıştım. Hâlâ buralarda barınabilmeleri mucizeydi, bana sorarsanız. Soykırıma uğramış veya göçmüş olmalıydılar. Gübre kokusunu da yanlarına alıp.
Bize uçsuz bucaksız görünen çayırın her karışında gelişigüzel uzamış yeşil çimenler ve aralarına karışıp kendilerine ait şenlikli bölgeler yaratan papatyalarla birlikte, ellerimizin arasına alıp bir karanlık oyuğa kapattığımız, avuçlarımızı birbirine sürttüğümüzde ilerleyerek parmaklarımızın ucundan dışarı uzanan pisipisilerdi, çayırın yerlerinden kıpırdamayan sakinleri. Bazen birden orada beliriveren koyunların tane tane, bir-iki ineğin öbek öbek bıraktıkları dışkılarıysa, kendileri kıpırtısız, ama üstlerine çektikleri sinek çeteleriyle ortamı hareketlendiren, kurtulunması gereken asalaklardı gözümüzde. İnekler biz şehir çocuklarını yanlış yönde eğitir, gübre kokusuna alıştırırlardı.
Şehrin henüz tenha yöresindeki mahallemizde evlerin bahçeleri vardı. Dut ağaçlarıyla bezeli “dağ”ımızın eteğiyle mahallemizin üzerine kurulduğu tepe arasında ufak bostanlar ekilip sürülüyordu. Bunca yıl sonra, gübre kokusunu bostanlarla, bahçelerle değil, çayırla birlikte hatırlamıştım. Bariz eğimine rağmen maçlarımızı yaptığımız, engebeli, tümsekli o geniş yemyeşil diyarla birlikte. Bazen geceleri sucuk kızartıp ekmek arasında yerdik orada. Evlerden izin ve para koparabilirsek. Çünkü, takdir edersiniz ki, mutfakta güzelim yemekler pişiyorken ne diye beceriksizce yaptığımız sucuk-ekmeği yediğimizin ailelerimize mâkûl gözüken izahı yoktu. Gece kendilerini göstermeseler de papatyalar, pisipisiler de oradaydı.
Peşimde araba olmadığını fark edince yavaşladım: viraj çabuk bitmesin. Hiç kısa sayılmayacak ömrümde pek nadiren olduğu üzre, bana asla geri gelemeyecek şeyleri hatırlatan bir işgüzar tetikleyici beni yaşadığım ana yabancılaştırmamış, hüzün bulutunun göz gözü görmez merkezine itmemiş, yıllar geçtikçe çeşitlenen yoksunluk ve pişmanlığın akrabalarıyla can sıkıcı sohbete sürüklememişti. Söyledim ya, gülümsüyordum, motoru yana yatırmış, viraj boyunca ilerlerken. İki yanım yemyeşildi. Papatya yoktu. Pisipisi yoktu. Gübre kokuyordu.
Şehirde doğup büyüyen bir çocuktum. Kaldırımlarına dikili akasyaların şenlendirdiği sokaklarda, rengârenk bahçelerin yanyana sıralandığı mahallede yaşadım. Gübre kokusunu bu kadar kendime ait kılmış olmamın mâkûl izahı yok. Çiçeğin çok, ağacın bol oluşu sanırım buna yetmez.
Papatyalar ve pisipisilerle, renkli, desenli, irili ufaklı bahçe örümcekleri ve çeşit çeşit kelebekle, kertenkelelerle, pervazlara, balkon kenarlarına konan kaplardan beslenen kuşlarla birarada yaşıyorduk. Kimimiz onlarla iyi geçiniyordu, kimimiz hainlik ediyordu. Bostancının oğlu, fazla şahsî oynaması ve çalım meraklısı olması dışında, mâkûl çocuktu. Topun üstüne basıp çekerek rakibin hamlesini boşa çıkarmaya bayılırdı. Bunu her maçta elli kere yapmasa o kadar gıcık olmazdım muhtemelen.
Çocukken etrafımda bulunan her şeyi dünyanın olağan varoluş haline ait sayıyordum, tahmin edeceğiniz üzre. Ve bunların arasında gübre kokusunun özel yeri yoktu. Lâkin belediyenin belli ki henüz yenilediği yol kenarı “peyzaj”ının çimenleri için dökülmüş gübre, bakmadan geçemeyeceğim eski bir fotoğrafı gözümün önüne uzatır gibi, kokusunu üstüme salıverdi; tam virajı dönerken. Ve artık rastlaşamadığımız papatyalarla pisipisilerin yemyeşil âlemini hayalime seriverdi.
Virajda yatmış ilerledim, hikâyenin acıklı kısmına ulaştım. Gübre kokusunun hatırlattığı, gülümseten ayrıntılardan ibaret değildi. Aksine, bunlar ne kadar çoğalır, ne kadar netleşir, renklenirse o kadar derinleşen kayıp duygusunun pençesine attı beni. Pençeyi yeyince, olayın benim bireysel hatıralarımdan ibaret olmadığını anladım. Kaybedilen çok daha büyük şey. Birey halimle taşıyamayacağım bir yük. Hangi çocuk, şehrin ortasında çayırda koşacak, papatyalar arasında ellerinde pisipisi kaydıracak artık? Mümkün mü hiç? Google’da pisipisi arayan okurlar geliyor gözümün önüne. Büyük kararlar verildi, iptal edilemeyen; büyük tercihler yapıldı, geri alınamayan. Çoğu zaman da sürüklenildi; bir vaadin peşinden koşarken neler safra sayılıp atıldı, çoğunu hatırlamıyoruz bile.
Çayır artık yok. İddialı, şımarık, küstah binalar yapıldı oraya. Mahalle, gösterişli olsunlar diye eklenmiş ayrıntılarıyla sahiden çok çirkin gökdelenlerle sarıldı. Aralarında eziliyor. Bahçeli, tek, en çok iki katlı evlerin yerinde, birbirleriyle uyumsuz -çünkü hepsi “unique”- şirket binaları sıralanıyor. Yıllar önce belediye, beş kat izni çıkararak mahalleyi öldürdü, mirasını dağıttı. Dut ağaçlarıyla dolu “dağ” mı? Yer bulabilmenin çok zor, çok pahalı olduğu, tıkabasa dolu mezarlık onun önce üzerine uzandı, sonra yamaçlarına yayıldı. Mahalleye giriş-çıkış yolları iki ayrı yokuştu, kar yağdığında dik yokuşlardan mahalleye araba girip çıkamaz, bu “pistler” çocuklara kalırdı. Şimdi girişte trafik lambaları, levhaları var. Yeşil yanmadan giremezsin.
Gelişmeyi kaçınılmaz bulabilirsiniz. Haklısınız. Lâkin bu gelişme değil ki!
Bir daha verilmemek üzere elimizden alınan, öyle papatya-pisipisi romantizmiyle nostalji fındık fıstığı yapılacak ufak ayrıntılar değil. Başka türlü yaşamayı mümkün kılabilecek şeyler, yitirdiklerimiz.
Bugün yeryüzünde insan varoluşunun olağan halini nasıl tarif ederiz? Nasıl edersek edelim, bu tarifte çimenlerin, papatyaların geçmeyeceğinden, hiçbir vesileyle gübre kokusunun bunu hatırlatmayacağından emin olabiliriz.
Çok mu mühim pisipisiler? Avuçlarını sürteceksin de, aralarındaki pisipisi ilerleyecek, pöh! Her yer papatya ve pisipisiyle dolsa, telefonu elimizden bırakamayız ki bunlara uzanmak için. Papatyaların fotoğrafını çekeriz belki.
Hem internetimizin olması hem de çayıra serilmemiz imkânsız mıydı? Değildi tabiî. Ama ne yapacağımıza biz karar veremiyoruz.
Gübre kokusunun beni götürdüğü yer, çocukluğumdan ibaret değildi. Kavuşulması imkânsız geçmişten ibaret de değildi. Hiçbirinin toprakla özel ilişkisi bulunmayan insanların arka bahçelerindeki meyve ağaçları, bol verdiklerinde komşulara gönderilen meyveler, kümesler, ortalıkta dolaşan tavuklar, horozlar… Bunlar “Gazeteciler Mahallesi” adı taşıyan bir yerde vardılar. Mahalle sakinlerinin hemen hepsi gazeteciydi ya da gazetelerde, idarî işlerde çalışan kimselerdi, yayıncıydı, yazardı, çizerdi. Orayı onlar kurmuşlardı zaten. Bizim arka bahçemizde üç meyve ağacımız vardı: elma, şeftali, vişne. Herkesin kümesi yoktu. Papyon takan, arabası olan da vardı.
Papatya, pisipisi, çimen, akasya ağacı, dut ağacı, kümes ve bahçe örümceğinin yeraldığı sahneyi bana neden gübre kokusu hatırlattı, çözemeyiz. Ama ne kaybettiğimizi pekâlâ biliriz. İş, niye kaybettiğimizi anlayabilmekte. Mânen kısırlaştırılmaya ve birörnekleştirilmeye direnebilirsek belki bunu başarabiliriz.
Viraj bitti. Motoru düzeltip gazladım. Trafikte sıkışmış arabaların arasından geçerken gübre kokusunu geride bıraktım. Dönsem yine bulur muyum, bilmiyorum.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları























































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024