Bir devletin en başındaki insan düşünün, bir medya kuruluşuyla, bir medya mensubuyla, tek tek insanlarla onbinlerce insanın önünde ağız dalaşına giriyor... Bir tek örnek gösterebilir misiniz medeni dünyada böyle davranışa... Kuruluş suç işlediyse, insanlar hangi meslekten olursa olsun suç işledilerse bunlarla uğraşmak durumunda olan kurumlar var... Savcılar, mahkemeler falan... Sana kişisel hakaret varsa, bunu da takip edecek başkanlık memurları var bu makamlar nezdinde... Sen mahallede çelik çomak oynarken ayağına basılan sokak  çocuğu değilsin ki, ya da olmamalısın, değil mi... 

Şuna bakın... Protestonun en basiti, en barışçılı, en demokratiğini yapmış kadınlar... Onlara bile yumuşak davranılabilir, bunun onların demokratik hakları olduğunu söylenebilir... Saldıran yok, slogan atıp mitingin atmosferini bozan yok, silah atan yok, pankart taşıyan yok... Sayın Erdoğan kürsüde konuşurken topluca sırtlarını dönmüşler... Bakın bizim başkan nasıl karşılık veriyor:

"Iğdır'da affedersiniz hepsi (kadınlar) sırtını dönüyor. Ne anlama geldiği belli de bizim edebimiz buna müsaade etmez."

Belli olan nedir sayın Erdoğan... Bizim terbiyemiz müsaade eder duymaya... Yeter ki siz telaffuz edin... Sizce ne demek istemiş bu kadınlar sırtlarını dönerek size... Bütün gün düşündüm, ben bulamadım... Terbiye sınırlarını da zorladım... Yine bulamadım...

Devam edin... Sizi en masum şekilde eleştirenlere karşı bile tahammülsüzlüğünüzü göstermeye devam edin... Halkın en azından yarısı da bu duruma ağzıyla değil, başka taraflarıyla gülmeye devam eder... "Başka tarafları"nın ne olduğunu mu sordunuz... Söylerim söylemesine, ama bu sefer de benim terbiyem müsaade etmiyor...