Ural ATEŞER

Ermeni Tehciri...
4.02.2016
1827

 Şimdi,  mantık şu... "Bakın Fransızlara, bakın Almanlara, bakın bilmem kimlere tarihte ne biçim soy kırımlar cinayetler işlemişler" deyip, Ermeni tehciri tarihi suçundan sıyırma gayretleri... Ben bunu 70 seneyi aşkın hayatımda, kendi babam da dahil okulda, mahallede hep duydum... Bunu yapanlar, örnekse, Fransa'nın Cezayir'de yaptıkları için, Almanlar'ın tüm Avrupa'da yaptıkları için, yapanların torunlarının yüz milyonlarca dolar tazminat ödediklerini, tarihle ve tüm dünyayla yüzleştiklerini, okullarında okuttukları tarih kitaplarında, genç nesilleri eğitirken "dedelerinin" nasıl kötü işler yaptıklarını öğretip bir daha böyle şeylerin olmaması için çaba gösterdiklerini hatırlamak istemiyorlar...

***

 Osmanlı Harbiye Nazırı ve Saray'ın damadı Enver'in ve suç ortalarının en büyük destekçisi Almanların, Ermeni tehcirindeki suç ortaklığını gösteren en önemli belge aşağıda...Ermeni tehcirinde Osmanlı'nın sorumluluğu, olanları "frengi yarası gibi" saklamakla örtbas edilemez... Türkiye bütün olanları açıkça, hiç bir şeyin üstünü örtmeden tartışmadıkça tüm dünya tek taraflı tartışacaktır... Tüm dünya, tüm ülkelerin kanlı geçmişlerini açıkça hesaplaşmadan konuyu kapatmaz... Bu Almanya'da, Cezayir'de, Vietnam'da ya da nerede olursa olsun tarihin kirliliklerinin tartışılmasında böyle oldu... Örnekse, Almanya'nın Hitler cinayetleriyle yüzleşmesi ne Almanlar'ı ne de Almanya'yı küçültmemiş, tersine örnek haline getirmiştir... Bu topraklarda barış içinde bir arada yaşamanın tek yolu geçmişle hesaplaşmaktan geçer...Tehcirde Almanların, Kürt aşiretlerinin ve Çerkez çetelerinin rolleri açıkça tartışılmalıdır...

Reichskanzlers Bethmann Hollweg 17.12. 1915:

"Unser einziges Ziel ist, die Türkei bis zum Ende des Krieges an unserer Seite zu halten, gleichgültig, ob darüber Armenier zu Grunde gehen oder nicht. Bei länger andauerndem Kriege werden wir die Türken noch sehr brauchen." (http://www.armenocide.de/…/c4987aa967c7e345c1257c3b000476b3…)Alman İmparatorluk Şansölyesi Bethmann Hollweg, 17.12.1915:

("Bizim tek hedefimiz savaşın sonuna kadar Türkiye'yi (Türkleri) bizim tarafımızda tutmaktır; bu durumda Ermenilerin tamamen yok olmaları ya da olmamaları bizim için fark etmez... Uzun süren savaşlarda Türklere daha çok ihtiyacımız olacak.")

***

Hani, doğru olarak "dünya beşten büyüktür" diyoruz ya, tıpkı onun gibi, "dünya Türkiye'den de büyük"... Bir ülkenin meselesi dünyanın umurunda artık... Nasıl biz Mısır'ın, Suriye'nin, Tunus'un, Afrika'nın ve de yedi düvelin meselelerine bigâne kalamıyorsak, dünya da bizim bölgemizin meselelerine bigâne kalmaz... İşimize gelmedi mi, "bize karışmayın" falan diyerek dünya ailesinin dışında yaşayamayız... Bence...

***

“... Bütün bunlar olurken, tüm dünyaya en çarpıcı örneği veren Willy Brandt’ı hatırlamadan geçemedim... Federal Almanya Şansölyesi Willy Brandt 1970’de, Nazilerin oluşturduğu ve yüzbinlerce masum insanın gaz odalarında yakıldığı, çeşitli işkencelerle öldürüldüğü ‘Varşova Gettosu Anıtı’ önünde diz çöktü... Bu hareketi ne Alman halkı, ne bütün dünya ve hatta ne de mensubu olduğu Alman Sosyaldemokrat Partisi beklemiyordu... Bir tek insanın tarih önünde çok şeyi nasıl değiştirebileceği ve soğuk savaş döneminde önemli bir kilometre taşı olabileceği konusunda çok önemli bir örnekti Willy Brandt... Almanya’da Nazi eskisi bir grup, hatta kendi partiisinden bazıları Willy Brandt’ın bu hareketini, Almanya’yı ve Alman halkını küçültücü bularak eleştirdiler elbette... Ama ne Willy Brandt, ne Almanya, ne de Alman halkınının küçülmediği, tersine büyüdüğü sonraki yıllarda daha da iyi anlaşıldı... Savaş sonrasının tamamen yıkılmış, endürtriisi yerle bir edilmiş Almanyası bugünkü büyük ekonomiye ulaşırken, ‘ecdatlarının ,işlediği suçlar’ için de milyarlarca Mark (sonradan da Avro) tazminat ödedi... Ama ödedikleri bu büyük miktardaki tazminatlar, Willy Brandt’ın bu hareketi kadar Almanları ve Almanya’yı yüceltmedi...

Bu tür örnekler, böylesine anıtsal olmasa da hemen tüm dünyada, gözlendi 20.Yüzyıl boyunca... Çoğu devletler ve halkları, ‘ecdatlarının’ suçlarıyla yüzleşmekten kaçmadılar, kaçmıyorlar... Bugüne kadar Türkiye gibi henüz yüzleşmeyip inkar yoluna gidenler de yüzleşecekler... Tarihin bir dayatmasıdır bu...

‘Willy Brandtvari’ bir davranış Türkiye’yi nasıl yüceltir ve dünyanın önüde, komşuları önünde nasıl da onurlu bir yere getirirdi, düşünmeden edemiyorum... Olur mu... Hiç sanmam yakın gelecekte... Ama olsun... ‘İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar’... Öyle değil mi...” (http://www.marmarayerelhaber.com/Ur...)

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar