Ural ATEŞER

AKP'NİN HALKI...
19.07.2016
2346

 1920'lerden beri, her başkaldıranı ezdi bu devlet... TKP'nin merkez yöneticilerinin tamamını Karadeniz'de boğdurdular, sahip çıkan çıkmadı... Ne Türkiye'de, ne de "büyük dost ülke" Sovyetler Birliği'nde... 1951 tevkifatına kadar gelen vurdu, giden vurdu komünistlere, sosyalistlere, barışçılara... Halkın hiç bir kesiminden ayağa kalkan olmadı... 1951'de en son hücresine kadar tutuklanan TKP'ye de halktan, varsa destekleyenlerden kimse sahip çıkmadı... Her 1 Mayıs'da toplandı kayıt altında olanlar emniyet merkezlerine... Yine sesini çıkaran olmadı... Hiç sordunuz mu neden diye... Çünkü yoktu komünistlerin, soyalistlerin, barışçıların "halkı", seçmeni, destekleyicileri... Yoktu bir sosyal tabanı... Portekiz'deki darbe teşebbüsünde askerin karşısına çıkan halkı vardı Portekizli komünistlerin, sosyalistlerin...

Devam edelim... Cumhuriyet tarihinde ilk defa ceberrut devlete karşı "söz milletin" şiarıyla ve ezici çoğunlukla seçilen Demokrat Parti 27 Mayıs'da devrildiğinde yine kimseler sokaklara dökülmedi... Liderlerinin idam sehpasına götürülüşünü, belki içten içe ağlayarak, ama sesini çıkarmadan izledi halk... Hala gücünün farkında değildi...

1960 ve sonrasını bizzat yaşadım... Kendimizi dev aynasında gördüğümüz günlerdi... Nooldu... 12 Mart'da topladılar yine hepimizi... Köylerden şehirlere devrim taşıyanlar da, kırlardan devrim ateşiyle iktidara yürüyenler de, parlamenter mücadeleyi öne alanlar da... Kim varsa, herkes toplandı kısa sürede ve ilk yığınsal işkence ve eziyet dönemini yaşadık... Yine kimse yoktu sokaklarda bizi kurtarmak için... Kimse sesini yükseltmedi öldürülen, idam edilen sakat bırakılan insanlar için...

12 Eylül öncesi... "Yaşasın Sovyetler birliği", "Yaşasın işçi sınıfımız" şiarlarıyla meydanları inlettiğimiz dönemdi... 1 Mayısları yüzbinlerle kutladığımız, aframızdan taframızdan, "küçük dağları biz yarattık" havamızdan burnumuzdan kıl aldırmadığımız dönemdi... Yine nooldu... Topladılar teker teker herkesi... Toplayamadıkları canını zor kurtardı... Ama sokaklarda ne işçi sınıfı vardı, ne de halk kitleleri... Çünkü bizim bütün şaşaamıza rağmen hala bir halkımız yoktu... Her darbe teşebbüsünde, her sıkıyönetim döneminde, "ordu içindeki ilerici, devrimci" kanattan gelecek umutlara bel bağladık... Berlin'de Kenan Evren ile Atatürk'ün resimlerini birlikte basıp "cuntanın devrimci kanadına" güven tazeledik... Ama sokaklarda halk yoktu bizim için... Darmadağın olduk...

Bunların hepsi darbeydi ve zahmetsiz bir şekilde darbeciler yönetime el koydular, iktidardakiler de şapkalarını  ve kasketlerini alıp Hamzaköy'ün yolunu tuttular... Ne medya, ne sesi çok çıkan "demokrasi güçleri" ne şu, ne bu... Hepimiz kuyruğumuzu kıçımıza sokup ırıldık ortalıktan... Teslim olduk... Direnmeden...

Yeni bir şey yaşandı Türkiye'de... Tarihten öğrenenler, Darbecilerin oyunlarına karşı kendi oyunlarını oynamayı becerdiler... Sırf darbeciler değil, "bizimkiler" de şaşırdılar bu işe... Oysa inanmışlardı... Darbe olur ve "şu Tayyip'den" kurtuluruz diyorlardı... Elit takımını pek sevindirmeyen... Elit takımının bir türlü kabullenemediği bir şeyler oldu oysa... Bu sefer iktidarda olanların "halkı", "seçmeni" seçtiklerinin işaretiyle doldurdular meydanları... Tankların önüne yattılar... Üzerine çıktılar... Neymiş efendim... Camilerde salâ okunarak, ezan okunarak çağrılmış bu halk... Neyle çağırmalarını bekliyordunuz... Enternasyonal marşıyla mı çağırsalardı... Onların seçmeni, onların "halkı" bu çağrıya yanıt verdi... Siz neredeydiniz...

Kendilerine "ilerici", "seküler", "demokrasi güçleri" etiketini yakıştıranlar yoktu meydanlarda... Sendikalar, meslek odaları bilmemne "barış blokları", bilmemne "demokrasi cephe"cileri neredeydiler... Hala yoklar... Köşelerinde mızırdanıyorlar... Efendim bu bir senaryoymuş da, Tayyibin oyunuymuş da, böyle darbe mi olurmuş da... Sokaktakilerin hepsi IŞİD'cıymış da... Bu sarıklı yobazlar mı demokrasiyi kurtarmışmışlar da... Bu sarıklı yobaz dedikleriniz seçtiklerini savundular... Siz de büyük tarihi bir fırsatı kaçırdınız... Rahat koltuklarınızda tankların önüne yatanlara dudak bükerer mırıldanmalarınızla... Siz de "sizinkileri" çağırsaydınız tankların önüne siper olmaya... O beğenmediğiniz halkla birlikte dursaydınız tankların karşısında ve halkla yakın temasınız olsaydı... Belki birliktelikler oluşabilirdi demokrasi adına... Yemedi ama... Çıkamadınız sokağa ve beklediniz darbe başarılı olsun da şu Tayyip idam edilsin diye...Hani bir kahramanınız vardı iş makinesinin önüne atmıştı kendisini Taksim'de... Nerede sahi o kahraman...

Daha çok yazılacak bu darbe macerası üzerine... Bugünlük bu kadar... Herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekiyor... Yüzyıla yakındır hiç bir şekilde sosyal taban edinemenin nedenlerine bakmak gerekiyor... Şu mızırdanmalarınızı da kesin artık... Komik oluyorsunuz... Yok efendim askeri darbeye karşı çıkanlar sivil darbeyi, dolayısıyla Tayyip Erdoğan'ı desteklemişler de, bilmemne... Sıktınız artık... Varsa dağarcığınıza bir şeyler yapın hadi... Hodri meydan... Sadece rahat köşelerinizde mırıldanırsınız... Yok çünkü sermayenizde hiç bir şey, bok atma yeteneğinden başka...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar