Ural ATEŞER
Referanduma sunulan anayasa taslağının getireceği sistemin, her türlü demokratik kurala aykırılığı, geri dönülemeyecek biçimde tek adam sultası olduğu ve madde madde yapılmak istenileninTürkiye'yi çağdaşlaştırmayacağı ve tersine karanlık bir düzen getireceği yavaş yavaş geniş yığınların kafasında şekillenirken bomba patladı... Halkın en olmayacak kesimleri de dahil tüm milliyetçi damarları kabartıldı... Şimdi soru neye evet ya da hayır denileceği noktasından uzaklaştı ve bir tarafta "Batı"nın hiç bir diplomatik kurala uymayan çirkin davranışlarına mı, yoksa ona "kahramanca" direnen AK Parti yönetimine ve Tayyip Erdoğan'a mı "evet" denileceği noktasına geldi...
Avrupa Birliği'nin "önder" ülkelerinin Erdoğan "takıntıları" ve bu takıntılarından dolayı hiç bir diplomatik/demokratik kurala uymayan davranışları konusunda hem Almanca, hem de Türkçe yazılar yazdığım için çok şaşırmıyorum... Bu davranışlarının ülkede onların güya istemedikleri Erdoğan'a olan sempatiyi artırdığını da çokça tespit ettim...
Bana öyle geliyor ki, Erdoğan'ın Türkiye'ye yerleştirmek ve anayasal garanti altına almak isteği düzene karşı olmaları değil bu ülkelerin ve bu ülkelerde yerleşmiş olan sözde demokrat Türkiye kökenlilerin amaçları... Senelerdir oyaladıkları Türkiye'yi kesinlikle Avrupa Birliği içinde görmeye tahammül edemeyen kamuoylarını bildiklerinden, Kıbrıs oylamasından beri, Türkiye'nin objektif olarak Avrupa Birliği normlarının dışına itilmesi ve birliğe alınmamasının objektif kılıfının hazırlanmasının sistematik bir şekilde yapılması stratejisidir bütün yapılanlar... "İşte görüyorsunuz... Giderek demokrasiden uzaklaşan, insan haklarının çiğnendiği, demokrasinin kırıntısının olmadığı, tek adamın iki dudağı arasına sıkışmış bir düzenin hakim olduğu bir Türkiye'nin Avrupa Birliği içinde yeri yoktur..." diyebilmek için sistematik olarak Türkiye'yi kışkırtıp en olmaz noktalara itelemek bu ülkelerin siyaset stratejisi olmuştur...
Bu provokasyona ezelden teşne olan Avrupa Birliği'ni ideolojik hedeflerinin içinde görmeyen siyasal kadroların da ekmeğine yağ sürmüştür AB ülkelerinin bu siyaseti... Referandum sonuçlarından rahatça emin olmayan "yeni düzen" siyasetçileri AB'nin bu stratejisine mal bulmuş mağribi gibi sarıldı... Ve Avrupalıların hiç bir diploması ve nezaket kurallarına uymayan provokasyonlarına aynı kabadayı tavırlarla karşı koydular...
Bu, ne bugün başladı, ne de bugünün sorunudur... AK Parti iktidarının bugüne kadar görülmemiş biçimde demokratik ve diplomatik uyuşma politikaları Kıbrıs sorunu, Ermeni sorunu ve Kürt sorunu da dahil her alanda özlenen biçimde sürerken ve AK Parti iktidarının ülke kamuoyunun desteğini kaybetme riskini alarak Kıbrıs referandumunda "Evet" oyu için adada siyasi tercih koyarken, Rum tarafının uzlaşmaz tutumu karşısında Türkiye'nin desteklenmesi yerine Rumları tam haklı AB üyesi yapmaları kırılma noktasıdır...
Dikkat ederseniz, o tarihten sonra yine de uzunca bir süre Türkiye'nin yukarıda saydığım konularda uyuşma siyaseti sürmesine rağmen AB'nin ayak sürümeleri giderek arttı ve siyasi nezaket dışına sürüklendi... Şimdi bomba patladı... AB ülkeleri Türkiye'yi tamamen AB dışına itme provokasyonlarında başarılı oldular... Bundan sonra ne kadar toparlanır bilinmez, ama Türkiye'nin resmi siyasetinin yönü açık... Gelinen noktada, ülkede milliyetçi damarların alabildiğince kabardığı ortamda, bana göre küçücük bir ihtimal dahi kalmadı bu referandumdan "hayır" çıkması konusunda... Gelecek, kimilerinin "kelle alan padişah sistemi" diye bekledikleri, tek kişinin mutlak hakim olacağı bir sistem olacağı kuşkusuz... Biz de bu yolda atılacak her antidemokratik adıma karşı doğru bildiğimiz yolda siyasi tavrımızı sürdüreceğiz... "Patinaj yapan" arabanın direksiyonunda oturanlar ıslak zeminde sert fren yapıyorlar... Şoför ehliyeti olan herkes bilir bu durumda aracın takla atacağını... Yaşayıp göreceğiz...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2020
27.01.2020
1.02.2020
29.12.2019
27.11.2019
12.10.2019
5.06.2019
3.06.2019
1.06.2019
24.04.2019