Vahap COŞKUN
1889’da Kahire’de başlayan ve 1974’te Ankara’da nihayetlenen dolu dolu bir hikayesi var Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun. Uzun sayılabilecek hayat yolculuğunda tarihî kavşak noktalarından geçti ve birçok durağa uğradı. İkinci Meşrutiyeti, Birinci Dünya Savaşını, Milli Mücadeleyi, Cumhuriyetin kuruluşunu, İkinci Dünya Savaşını, Türkiye’nin çok partili siyasi hayata dönüşünü ve 27 Mayısı ve 12 Martı gördü. İktidar ve muhalefet olma hallerini yaşadı; “Mustafa Kemal’in fikirleriyle aydınlanmış” biri olarak üzerine aldığı bütün vazifeleri — gazeteciliği, yazarlığı, siyasetçiliği, milletvekilliğini, diplomatlığı — hep Kemalist umdelere sıkı sıkıya bağlı bir şekilde yerine getirdi.
“Politikada 45 Yıl” (*), Yakup Kadri’nin bir gazeteci ve Müdafaa-i Hukuk’un İstanbul temsilcisi sıfatıyla mücadelenin içinde bulunduğu 1922 yılından, aktif politikadan elini ayağını çektiği 1965 yılına kadar olan anılarını ihtiva eden bir kitap. Yarım asra yakın bir süre kimine doğrudan şahitlik ettiği, kimine ilk ağızdan muttali olduğu hadiseleri kendi perspektifinden aktarır Karaosmanoğlu. Sert bir iktidar mücadelesi resmeder; dostların üzerinin çizildiği, şahsi ikbal arayışlarının yön verdiği ve ilkelere perde çekildiği kırıcı bir iktidar mücadelesi.
Her ne kadar hatırat Yakup Kadriye ait olsa da, o bize bir İsmet İnönü anlatısı sunar. Bizzat yaşadığı veya bir biçimde haberdar olup kayda geçirdiği her olayın merkezinde İsmet Paşa yer alır. Her şey döner dolaşır, İsmet Paşa’ya bağlanır.
Kendisinin İsmet Paşa’ya ilişkin hissiyatı da gel-gitlidir; bir taraftan Mustafa Kemal’in en yakını ve Kurtuluş Savaşı’nın kahramanı olarak gördüğünden ona derin bir sevgi besler. Diğer taraftan da sıcak siyasi kavgalarda Kemalist prensiplerden taviz verdiğini düşündüğünden ona karşı büyük hayal kırıklıkları duyar. Ancak her halükarda Paşa’ya saygıda zerre-i miskal kusur etmez.
Yanlış adrese giden telgraf
Yakup Kadri, eski İttihatçılar ve yeni Cumhuriyetçilerde İsmet Paşa’nın yeteneklerine karşı her daim keskin bir şüphenin varlığından bahseder. Onlar Paşa’yı askeri, siyasi ve diplomatik açıdan yeterli bulmazlar. Dar görüşlü ve kısır gayretli gördükleri İnönü’yü dost meclislerinde alaya alırlar. Birinci ve İkinci İnönü Savaşı ve Lozan Anlaşması gibi zaferlerin İsmet Paşa’nın hanesine yazılmasını haksızlık sayarlar, gerçekte bu işlerin altında başkalarının imzalarının olduğunu belirtirler.
İsmet Paşa’nın sevenlerini çileden çıkartacak derecede ağır saldırılarda bulunanlardan biri de Refet Paşa’dır. Günün birinde Refet Paşa, Birinci İnönü Zaferi’nde İsmet Paşa’yı kahramanlık mertebesine çıkaran Yakup Kadri’yi eleştirir ve makalesinin “çok şairane olduğunu ancak gerçekle hiçbir alakasının bulunmadığını” söyler. Yakup Kadri kendisini tutamayıp “Şu halde Mustafa Kemal Paşa’nın İsmet Paşa’ya çektiği tebrik telgrafı da sizce bir şiirden mi ibaret?” diye kızgınlıkla sorar. Refet Paşa buna kahkahalarla gülerek cevap verir:
“Ona ne şüphe! Bahsettiğiniz telgrafı yazanın da sizin edebiyat arkadaşlarından biri olduğunu bilmiyor musunuz?”
Gerçekten de “Türk’ün makus talihini yendiniz” sözünün geçtiği telgraf Hamdullah Suphi Tanrıöver tarafından kaleme alınmıştır. Refet Paşa bunu hatırlatıp devam eder:
“Hem o telgrafta bir adres yanlışlığı da var. Mustafa Kemal Paşa onu İsmet’e değil, İnönü zaferinin gerçek kahramanı Miralay Fethi’ye göndermeliydi. Zira ilk ağızda hezimete dönmek üzere olan bu muharebe son dakikada o fırka kumandanının aldığı inisiyatif ve sarf ettiği gayret sayesinde kazanılmıştır.” (s.34)
Yakup Kadri, İsmet Paşa’ya dönük bu sözleri önce kişisel mücadele ve dargınlıklara bağlar, ancak daha sonra edindiği bilgilerin Refet Paşa’nın ifadelerini haklı çıkardığını teslim eder.
“İsmet Paşa alerjisi”
Lozan Anlaşması’nın müzakereleri sırasında da Başvekil Rauf Bey ile Hariciye Vekili İsmet Paşa arasında büyük ihtilaflar çıkar. Sonunda anlaşma imzalandığında Rauf Bey, bir heyet halinde Mustafa Kemal’i ziyaret eder.
“Başvekil Rauf Bey ‘Paşam’ demişti. ‘Bu başarı (yani Lozan Sulh Anlaşması) başta siz olmak üzere Kazım Karabekir, Ali Fuat ve Refet Paşaların eseridir. Ben de aranızda bir arkadaşınız olarak çalıştım.’ Ve Ali Fuat Paşa da kendine mahsus açık kalpliliğiyle Gazi’ye şunu sormuştu: ‘Şimdi, senin apotrların (havarilerin) kimlerdir? Bunu anlayabilir miyiz?” (s.65)
Mustafa Kemal’in, kendisinin bir havarisinin olmadığı, memlekete kimler hizmet eder ve liyakat kudreti gösterirlerse havarilerinin de onlar olacağı karşılığıyla biten bu muhabbet, Yakup Kadri’ye göre iki açıdan üzerinde durulmaya değerdir. Biri, Rauf Bey’in Lozan’dan bahsederken İsmet Paşa’nın adını bile telaffuz etmemesidir. Diğeri de Ali Fuat Paşa’nın İsmet Paşa’dan rahatsızlığını soru formunda ima etmesidir. Yakup Kadri, her ikisini de Halk Partisi’nde baştan beri bir “İsmet Paşa meselesinin”, bir “İsmet Paşa alerjisinin” olduğunun bir göstergesi sayar.
Halk Partisi’nin Rauf Bey ve İsmet Paşa taraftarları arasında ikiye bölünmesi üzerine Mustafa Kemal, 1923 seçimlerinin akabinde başvekil olarak Fethi Bey’i seçer. Mustafa Kemal’in yakın arkadaşı olan Fethi Beyi başvekil yapan temel sebep, partide birbiriyle çekişen iki hizip arasında onun tarafsız bir tutum takınmış olmasıdır. Lakin Fethi Beyin başvekilliği uzun sürmez; Cumhuriyetin ilanından sonra İsmet Paşa tekrar koltuğa oturur.
Ancak İsmet Paşa’nın ipleri eline alması partideki suları durultmaz. Halifeliğin kaldırılması, yabancı yatırımlar için alınması gereken önlemler, Cumhurbaşkanına veto ve başkumandanlık yetkilerinin verilmesi gibi meseleler çatlağı büyütür ve görüş farklılıkları yolların ayrılmasıyla sonuçlanır. Rauf, Kazım Karabekir, Refet ve Ali Fuat Beylerin liderlik ettiği grup, Halk Partisi’nden ayrılarak Cumhuriyetçi Terakkiperver Fırka adıyla yeni bir parti kurarlar.
“İşte iki adam arasındaki fark”
Yeni parti, Halk Partisi’nde kriz çıkarır; İsmet Paşa istifa etmek zorunda kalır ve başvekilliğe yeniden Fethi Bey gelir. O sırada Yakup Kadri’nin “silahlı bir gericilik hareketi” diye nitelediği Şeyh Sait Vakası patlak verir. Başvekil, mutedil bir siyaset izlenmesi taraftarıdır, milletvekillerinin büyük kısmı da aynı kanaattedir. Ancak İsmet Paşa, giderek büyüyen isyana ordunun geniş kapsamlı bir şekilde müdahale etmesini savunur. Mustafa Kemal de İsmet Paşa ile aynı çizgidedir. Fethi Bey ile İsmet Paşa arasındaki farkı, Yakup Kadri davetli oldukları bir Çankaya yemeğinde doğrudan gözler:
“Yemekten sonra, köşkün büyük salonunda üç dört oyun masası kurulmuştu. Birinde Mustafa Kemal Paşa’yla birkaç arkadaş poker oynuyordu. Biraz ötemizde İsmet Paşa’yla Fethi Bey’in bulunduğu bir masada briç partisi yapılıyordu. Gecenin ilerlemiş bir saati. İçeriye bir yaverin girdiği ve usulcacık masamıza yaklaşarak Atatürk’e bir telgraf verdiği görüldü. Atatürk, elinden oyun kağıtlarını bırakarak telgrafı aldı, dikkatle okudu ve hâlâ ayakta bekleyen yavere çatık bir çehreyle ‘Götürün bunu başvekile verin!’ dedi. Hepimiz oyunu kesip gözlerimizi yanımızdan masaya dikmiş ve Fethi Bey’in telgrafa şöyle bir göz gezdirdikten sonra yaver beye geri verip hiçbir şey söylemeksizin oyuna devam ettiğini görmüştük.
Bunun üzerine yaver ne yapacağını şaşırmış, bir elinde telgraf, tekrar bizim masaya yaklaşmıştı. Atatürk, ‘Şimdi de bunu İsmet Paşa’ya götürünüz!’ dedi Yaver döndü, telgrafı İsmet Paşa’ya verdi. İsmet Paşa aldı; okudu, okudu ve birden ayağa kalkarak –hatta fırlayarak diyebilirim- telaşlı telaşlı etrafına bakındı; derken eline bir cıgara aldı, kibrit aradı; sonra vazgeçti, kendini toparlayıp yerine oturdu.
Bu sahneyi göz ucuyla takip eden Atatürk, bize dönerek yavaşça: ‘İşte iki adam arasındaki fark’ dedi ve ilave etti: Şeyh Sait çeteleri Şemdinan’a gelip dayanmışlar.” (s. 73)
“Üçüncü İnönü Zaferi”
Yakup Kadri, “itidal” siyasetinin normal zamanlarda müspet neticeler verebileceğini ancak “için için kaynayan bir cemiyette” bazı tehlikeli sonuçlara neden olabileceğini düşünür. “O vakit buna ‘itidal’ değil ‘gaflet’ politikası demek lazım gelirdi.”
Nitekim Fethi Bey’in Şeyh Sait Vakası karşısındaki tavrı da böyle nitelenir; onun sınırlı tedbirlerle meseleyi çözmek anlayışı karşılık bulmaz. Terekkiperver Cumhuriyetçi Fırka’nın sert önlemlere muhalefet etmesi de iktidardaki sertlik yanlılarını daha da heveslendirir.
Sonunda Atatürk ve Fevzi Çakmak’ın desteğini alan İsmet Paşa, bir elinde isyanı silahlı kuvvetlerle bastırma kararı, diğer elinde adına “Takrir-i Sükun” denilen kanun tasarısıyla tekrar başvekil olur.
İsmet Paşa, hem isyanı bitirir hem de bütün rakiplerinin sesini keser. Artık muarızlarının ona başkaldırabilme olanakları kalmamıştır. Hesabın kendilerine kesileceğini bilen TCF gidişata elden geldiğince karşı durur. Kazım Karabekir, Meclis kürsüne çıkar, gözlerini Cumhurbaşkanlığı locasında oturmakta olan Mustafa Kemal’e dikerek veryansın eder:
“Memlekette kimseye sesini çıkarma imkanı bırakmadınız. Söz hürriyeti bir şu kürsüye inhisar etmiş bulunuyordu; yarın buradan konuşmak hakkından da mahrum olacağız.” (s. 75)
Öyle de olur; Takrir-i Sükun Kanunu işletilerek bütün muhalif siyasetçi ve gazeteciler ya tasfiye edilir ya da seslerini çıkaramaz bir hale düşürülür. Böylece “İsmet Paşa gayet durgun bir siyasi hava içinde, son derece ‘confortable’ bir iktidar koltuğuna oturmuştu. Artık ortada ne rakibi ne de muarızı kalmıştı.” (s. 77)
Yakup Kadri, o zamanlar kendisinin de İsmet Paşa’nın bu galibiyetini “Üçüncü İnönü Zaferi” olarak telakki ettiğini belirtir. Ancak 45 yılın birikimiyle bunu değerlendirdiğinde, Paşa’nın bu şekilde iktidara gelişini bir “bedbahtlık” olarak tanımlar. Çünkü:
“Ne de olsa, ne kadar haklı, zaruri ve yerinde olsa da ‘fevkalade’ karar ve kanunlara dayanarak birtakım şiddet tedbirleriyle hükümet etme, Batı’daki anlamına göre, bir devlet ve siyaset adamı için pek hoş ve mutlu bir iş sayılmamak gerekir. Kaldı ki, İsmet Paşa bu yüzden, amme efkârımızın büyük kısmına, tâ o zamanlardan beri bir ‘tiran’ gibi görünmek talihsizliğine de uğramış bulunmaktadır.” (s. 74)
“Milli Mücadelecilerin menfaat şirketine dönüşmesi”
Muhalefetin susturulması İsmet Paşa’yı rahatlatır, bazı mühim meselelere artık gerektiği kadar ilgili görünmez olur. Yakup Kadri, bu bağlamda bilhassa “dünkü Milli Mücadeleciler ve o günkü devrimciler kadrosunun bir kazanç ve menfaat şirketi karakteri taşımaya başlaması” hususunun altını çizer. Dünün devrimcilerinden kimi arsa spekülatörlüğü, kimi idare meclisi üyelikleri, kimi taahhüt işleri, kimi de türlü komisyonculuk işlerine dalar. Yolsuzluk, suiistimal, haksız kazanç alır başını gider.
Yakup Kadri birkaç kez bu meseleyi, kendisi için “faziletin ve siyasi ahlakın toz kondurulamaz bir örneği olan” İnönü’ye açar. Fakat İnönü’nün “devrim rejimini daha ilk günden beri soysuzlaştırma tehlikesi gösteren bu hal karşısında” tepkisiz kalması ve yakınmaları müphem bir gülümsemeye karşılaması, Yakup Kadri’yi hayretten hayrete düşürür.
Gerek devlet idaresindeki bozulma, gerek iktisadi sıkıntılar, halkı giderek daha fazla rahatsız eder. Demokratik kanallar tümüyle kapanmış olsa da bu rahatsızlık yine de dışarıya yansır. Hem halkın şikayetlerini kontrollü bir şekilde sistem içine almak, hem de dış dünyaya demokratik ülke görüntüsü vermek için, Atatürk yeni bir partinin kurulmasına karar verir. Fethi Bey bunun için tekrar göreve çağrılır.
“İtiraf etmek lazım gelir ki, Fethi Bey itidalli, temkinli mizacı ve liberalizme meyli itibariyle hepimize, hatta İsmet Paşa’ya bile, o zamanki şartlar içinde siyasi hayatımızı sarsmaksızın ve devrim ilkelerini zedelemeksizin bir muhalefet partisini sevk ve idare edebilecek tek adam olarak görünmüştür.” (s. 93)
Ancak evdeki hesap çarşıya uymaz. Serbest Fırka, faaliyet başladığı andan itibaren halkın büyük bir teveccühü ile karşılaşır. Mitingler dolar taşar. Bu arada provokasyon kokan bazı olaylar da olur; Fethi Bey ve arkadaşları bazı yerlerde şeriatı simgeleyen yeşil bayraklarla karşılanır.
Halkın iltifatından ürken Halk Partisi, hemen bu olayların üzerine atlar ve yeni partiyi “irticacı” olmakla itham eder. Oysa partinin ve partinin ileri gelenlerinin irticayla uzaktan yakından bir alakalarının olmadığını en iyi CHP’liler bilir. Zira partinin başkanı Fethi Okyar’ın siyasi ve şahsi ahlakına kefil olan, Atatürk’ün kendisidir. Partinin programını yazan Ahmet Ağaoğlu “Ortodoks bir demokrasi taraftarı” olarak bilinir. Genel Sekreter olan Nuri Conker’in “ilk gençlik çağından beri Mustafa Kemal’in izinden yürüyen, yanından ayrılmayan aydın kafalı bir subay” olduğu da herkesin malumudur.
Buna rağmen Serbest Fırka bir bombardımana maruz kalır. “Efendiler, ben her türlü ithamınıza tahammül edebilirim ama Mustafa Kemal Paşa’ya karşı bir harekete girişmiş olmam iddialarınızı reddederim” diyen Fethi Bey, partisini kapatır. Fethi Bey, daha sonra arkadaş sohbetlerinde partisini kapatmaya götüren hadiselerin bir tertip olduğu düşüncesini dile getirir ve “İtiraf ederim ki ben bu işte gafil avlandım; bir tuzağa düşürüldüm” der, ancak onu kimlerin tuzağa düşürdüğünü hiçbir zaman açıklamaz.
“Her ne hal ise Serbest Fırka’nın kapanmasıyla İsmet Paşa gene bir gaileden kurtularak geniş bir nefes almış, daha doğrusu kendi tesiri olmaksızın, dördüncü bir İnönü zaferi kazanmış oluyordu.” (s.98)
“Türkiye’nin en büyük iktisatçısı”
Bütün karşıtlarını elindeki silahları dikkatle ve yerinde kullanarak saha dışına iten İsmet Paşa’nın karşısına bir süre sonra yeni bir dişli rakip çıkar: İş Bankası Genel Müdürü Celal (Bayar) Bey. Atatürk, İş Bankası’na çok önem verir, Celal Beyi de her seferinde göklere çıkartır. İş Bankası’nın kuruluşunun 10. yılı kutlamak için düzenlenen bir törende, Celal Beyi işaret ederek “Bilesiniz ki Mahmut Celal Beyefendi Türkiye’nin en büyük iktisatçısıdır” der ve herkesten kalkıp onu ayrı ayrı tebrik etmelerini ister.
Atatürk’ün bankaya ve müdürüne olan teveccühü Paşa’nın gözünden kaçmaz; hem bankayı hem de umum müdürünü yakından gözlemlemeye başlar. İktisat Vekaleti ile İş Bankası arasındaki bir çekişmede Atatürk İş Bankası’nın yanında durur ve İktisat Vekilini görevden alarak yerine Celal Beyi getirir. Celal Beyin arzusu hilafına kabineye girmesi İsmet Paşa’nın çok ağrına gider. Memnuniyetsizliğini Çankaya sofralarında göstermekten de geri kalmaz. Öyle ki gerginlik taşınamaz noktaya gelince, Atatürk İsmet Paşayı görevden alır ve onun yerine önce vekaleten sonra da asaleten Celal Beyi getirir.
İktidardan düşünce İsmet Paşa’nın çevresi birden boşalır. Bir nevi tecrit yaşar. Atatürk ile arası açılır, dolayısıyla Atatürk ve yakınında olan devletlûların öfkelerini üzerine çekmemek için, kimse İsmet Paşa ile birlikte görünmek, orta yerde onunla yan yana resim vermek istemez.
Atatürk öldüğünde ise siyasi rüzgar tekrar yön değiştirir. Çankaya’nın ve Dolmabahçe’nin müdavimleri, İsmet Paşa’nın önünü kesmek adına Cumhurbaşkanlığı için Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve TBMM Başkanı Aldülhalik Renda’yı ileri sürerler. Fakat Çakmak’ın siyasette gözü ve Renda’nın da İsmet Paşa’yı engelleyecek gücü olmayınca, Çankaya’ya İnönü çıkar.
Ebedi Şef dönemi biter, Milli Şef dönemi başlar.
Yakup Kadri’nin anılarında iz sürmeye haftaya da devam edeceğim.
(*) Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Politikada 45 Yıl, İletişim Yayınları, 8. Baskı, İstanbul, 2013.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025
15.07.2025
11.07.2025