Yalçın AKDOĞAN
FETÖ’nün nasıl renkten renge girdiğini, bin bir surat olduğunu, asalak bir şekilde başka vücutlarda yaşadığını, devşirmeleri ve ajanlarıyla farklı yapılara hulul ettiğini artık çok iyi biliyoruz. FETÖ öyle ilişki biçimleri geliştirmiş ki, ilişkiye girdiklerinin ve kullandıklarının bazıları kimin tarafından kullanıldığını anlamamış.
Tehdit ve şantajlaboyun eğdirdikleri var; rüşvet ve vaatle aldattıkları var; fark ettirmeden kullandıkları var; göz boyamayla istismar ettikleri var; beyin yıkamayla ölüm makinesineçevirdikleri var; bin bir türlü telkinlerle zombiye dönüştürdükleri var.
FETÖ’nün gönüllü işbirlikçileri, elemanları, militanları yanında; korkuttukları, kandırdıkları, bir şekilde kullandıkları da var.
Medya örneği üzerinden gidersek, örgüt üyelerinin doğrudan Zaman ve STV grubunda FETÖ’nün borazanlığını ve kalemşörlüğünü yaptığı biliniyor.
Bunun dışında örgütün kendi adamlarını yerleştirerek farklı medya organlarını amaçlarına hizmetkâr hale getirdiğini de gördük. FETÖ’cü olmadıkları halde FETÖ’cü elemanlar üzerinden dolaylı hizmet sağlayıcısı haline gelen gazete ve televizyonlar oldu.
Ayrıca yine FETÖ’cü olmadıkları halde düşmanımın düşmanı dostumdur anlayışıyla hükümet karşıtlığı sebebiyle FETÖ’nün mühimmatını kullanan, amaç birliğiyle örgütün sağladığı malzemeleri servis eden yayın kuruluşları oldu.
Benzer şekilde siyasette de FETÖ’nün doğrudan kullandıkları, devşirdikleri, yönlendirdikleri, manipüle ettikleri, tehdit/şantaj/rüşvet yöntemleriyle dize getirdikleri veya başa getirdikleri siyasi aktörler oldu.
Bazı siyasetçiler veya partiler MİT tırları operasyonundan 17/25 Aralık yargı darbesine, ardından piyasaya sürülen montaj ses kayıtlarına kadar birçok hadisede FETÖ’nün yönlendirmesiyle hareket ettiler.
Genel ve yerel seçimlerde de bu işbirliğinin ete kemiğe büründüğünü gördük.
FETÖ’nün en çok kullandığı, manipüle ettiği, yönlendirdiği ve kendi amaçlarına hizmetkâr hale getirdiği parti CHP’dir.
CHP’de yaşanan kaset kumpası, doğrudan bir partinin dizaynına yönelik müdahale olarak ortaya çıkmıştır. CHP yönetimine etki edecek şekilde (danışman örneğinde olduğu gibi) doğrudan kendi adamlarını yerleştirmekten, AK Parti düşmanlığıyla ortak amaçta buluşup CHP’ye malzeme sağlamaya kadar birçok noktada FETÖ CHP’yi kullanmıştır. Bu ilişkinin tüm CHP’lileri kapsayan bir ilişki olması gerekmiyor. FETÖ’den nefret eden ve 15 Temmuz’da demokrasiye sahip çıkmak için Meclis’te duyarlılık sergileyen CHP’li milletvekillerinin varlığı bu ilişkinin olmadığı anlamına da gelmiyor.
CHP yönetiminin 15 Temmuz'la ilgili kimi yorumlarından son dönemdeki KHK tartışmalarına kadar sergilediği siyaset tarzı bu ilişkiyle malül bir görüntü veriyor.
Burada kritik nokta demokratik muhalefet olmakla FETÖ’nün amaçlarına hizmetkârolmak arasındaki ince çizgiyi doğru tespit etmektir.
Muhalefet partileri hükümetin iş ve işlemlerini, icraatlarını, politikalarını yanlış gördükleri takdirde elbette eleştirmek gibi bir misyona sahiptir. Hükümetin PKK’yla veya FETÖ ile mücadelesindeki kimi adımları da eleştiri konusu yapılabilir. Ancak bu eleştirilerin hangi maksatla ve kimin adına yapıldığı önemlidir.
Terörle mücadele gibi ortak hassasiyet gerektiren konularda muhalefet partilerinin yanlış gittiğini düşündükleri meseleleri daha iyisi olsun diye eleştirmeleri başka bir şeydir; mücadele edilen örgütler adına, onların ekmeğine yağ sürer gibi, hatta onları destekler gibi bir pozisyon almaları bambaşka bir şeydir.
Örneğin HDP’nin PKK ile mücadelede konuştuğu yer milletin durduğu yer ve hak/hukuk değil PKK’nın durduğu yer ve örgütsel pozisyondur.
Benzer şekilde FETÖ ile mücadelede CHP’nin milletin durduğu yerde durup hak ve hukuku ölçü alarak eleştiri getirmesi başkadır; FETÖ’nün tezleriyle, malzemeleriyle FETÖ’nün amacına hizmet eder şekilde pozisyon alması başkadır.
FETÖ ile mücadelenin başladığı günden bu yana CHP’nin takındığı tavırlar, maalesef bir işbirliği görüntüsü vermektedir.CHP siyaseti üzerinden FETÖ’nün parmak izleri artık kalkmalıdır.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları








































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019